Efelerin ilçesi
Melih Aşık; Efeler Belediyesi örnek bir belediye olmuş.
Aydın’ın Efeler İlçesi Belediye Başkanı Fatih Atay, ilçedeki 8’inci kitap kafeyi açarken, gazeteci ve konuklarına yeni tesisleri gezdirmiş. Eski milletvekili Kemal Anadol Ege’de Sonsöz gazetesine gözlemlerini aktarıyor:
“... Aracımız “Kadın Emeği Tarımsal Üretim Fabrikası” önünde durdu. İçeride tamamı kadın olan emekçiler Ege’nin en değerli ve aranan ürünlerini paketliyordu. Yaprak salamurasıyla her yerde bulunmayan şevketi bostan, kuşkonmaz, deniz börülcesi, deniz fasulyesi, cipez ve enginar konserveleri üzerinde çalışıyorlardı. Bunlara karakılçık buğdayı ile ejder meyvesi, mango, çarkıfelek gibi tropikal meyveler de ilave edilmişti. Aydın ve Ödemiş civarında çok yetişen kaliteli kestanelerin üzerine şerbet dökülüyordu. Şimdiye kadar buralardan toplanıp Bursa’da yapılan kestane tatlıları artık bu fabrikada üretiliyordu.”
***
Sıra ilçenin otizm merkezinde. Kemal Anadol anlatıyor:
“Girdiğimiz dört katlı bina Otizm yaşam merkeziydi. Rehberlik eden öğretmenlerin gezdirdiği yapı otizm kafe, duyu bütünleme odası, iki özel öğretim sınıfı, resim, müzik, beden eğitimi odası ve iki görüşme odasından oluşuyordu. Günlük aktivitelerin geliştirilmesi için hekim, klinik psikolog, sosyal hizmet ve eğitim uzmanları, ergoterapist, resim, müzik ve beden eğitimi öğretmenleri çalışıyordu. Bu hizmetlerin tamamı ücretsizdi. Burası dört yüz öğrenci kapasitesiyle bölgenin en kapsamlı otizm merkeziydi.”
Efeler Belediyesi örnek bir belediye olmuş.
İHTİMAL
Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda iki ihtimal var.
1.Deniyor ki... Ekrem İmamoğlu hakkında verilmiş bir mahkeme kararıyla devam eden soruşturmalar var. İmamoğlu her an ceza alabilir. Eğer aday seçilir ve cezası seçime yakın bir tarihte kesinleşirse muhalefet seçimde adaysız kalabilir. O yüzden İmamoğlu aday yapılmamalı.
2.Kimisi de diyor ki: İmamoğlu’nun ceza alabilir diye aday yapılmaması iktidara teslim olmak demektir. Bir başkasını aday yaparsanız, ona da bir biçimde çelme takılmayacağının garantisi yoktur. Siz İmamoğlu’nu bir yedeğiyle birlikte öne sürün. Karşı taraf güçlü bir adayı kuralları zorlayarak saf dışı bırakamaz. Bunu yaparsa yaratacağı mağduriyetin ters tepeceğini hesap eder.
Bakalım hangi görüş ağır basacak?
RONALDO
Dünyaca ünlü futbolcu Christiano Ronaldo, Suudi Arabistan takımı Al Nassr’a transfer oldu. Ronaldo, yıllık 200 milyon euro’ya yakın(4 milyar lira) gelir elde edecekmiş.
Dünya futbolunun zirvelerinde dolaşmış olan ünlü futbolcu şimdi Suudi Arabistan çöllerinde üçüncü sınıf bir futbol âleminin içinde bir yıl terleyip duracak. Paraya ihtiyacı olsa neyse. Ama bu adam bir milyarder. Zaten para içinde yüzüyor.
Onun için paradan daha kıymetli bir şey var: Zaman.
Ünlü topçu bundan sonra herhalde 40, bilemediniz 50 sene daha yaşar. Yaşadığı her yıl, her ay, her gün onun için milyonlar değerindedir. Kazanacağı para değersiz ama harcadığı zaman değerlidir. Ancak bunu akıl edememiş görünüyor.
Akıl etse para için bu mahrumiyete katlanmazdı.
Çok para, ihtiyacı olmasa bile, insanın aklını başından alıyor demek.
YÖN
Milletçe kendimize yeni bir yol bulmanın yöntemi nedir?
Bir dostumuz fikir verdi. Dedi ki:
“Karda yolunu kaybeden insan ne yapar? Kendi ayak izlerine basa basa geriye gider ve böylece ilk yola çıktığı noktayı bulur.
Biz de aynısını yapalım.
Kendi izimizden geri geri gidelim.
1938’e varalım.
Oradan başlayarak yeniden yola çıkalım.
Denk bütçe, sıfır enflasyon, ithalattan fazla ihracat yapan bir ülke, istikrarlı kur...
Bağımsız dış politika, üretime dayalı milli ekonomi...
Laik Cumhuriyet ilkeleri...
O noktadan geleceğe doğru ilerleyelim.
Başarırsak dünyanın en mutlu ülkesi oluruz yeniden.
Başaramazsak yine buraya geliriz!”
Dostumuzun senaryosu teorik olarak doğruydu, pratik olarak mümkün değil tabii.
Yine de üzerinde düşünmekte yarar var.
Üzerinde düşünmek de benzer bir yol bulmamıza yardımcı olabilir.
BÖCEK
Geçenlerde bir din adamı “çekirge”yi de yenmesi caiz hayvanlar arasında saydı.
Kamuoyunda hayli yankısı ve tepkisi oldu.
Oysa şu sırada dünyada “geleceğin gıda kaynakları” arasında böcekler de önemli yer tutuyor.
Dünya ciddi ciddi bu konuyu konuşuyor.
Birleşmiş Milletler uzun süredir böcek üretim ve tüketimini teşvik ediyor.
Çoğumuz “Bunu benim midem kaldırmaz” diyecektir kuşkusuz.
Ancak Çağla Üren’in incelemesine göre...
Hepimiz zaten bol bol böcek yemekteyiz.
Uzmanlar, her yıl farkında olmadan ortalama 140 bin böcek parçası yediğimizi tahmin ediyor. Zira un kurdu, kurtçuk ve hatta hamamböceği parçaları çikolata, kahve ve un gibi sık tüketilen gıdalara karışarak midemize girmekte.
Ben yemem, diye büyük konuşmayalım. Gelecek ne gösterir bilemeyiz!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları