Evlenme teklifi
Melih Aşık; Marifetli Zöhre Ana bir ara törenle CHP’ye katılmış, rozetini Kemal Bey takmış, sonra partiden ihraç edilmişti. Peki, elmaya dua okuyarak kanseri tedavi eden Zöhre Ana ne oldu? Acı ama gerçek; tedavi için gittiği Almanya’da kanserden öldü.
Bir evliliğin mutlu başlayıp mutlu sürmesi için evlenme teklifinin yapıldığı yer ve bunun biçimi de önemliymiş. Gençler bu konuda titizmiş. Facebook dostumuz Reyhan Pütün İstanbul’u gezerken Karadeniz kıyısındaki Riva’da gördüğü uygulamayı aktarıyor:
“Riva’da sahil kenarına ‘pleksiglas’tan yapılmış, çevresi renkli ışıklarla donatılmış şeffaf küreler kurmuşlar. Bu neyin nesidir diye sormak için sahile kadar indik. İçine iki koltuk, bir masa, masa üstüne iki kadeh konulmuş, yere iki üç yumuşak yastık serilmiş ve ucuz tarafından bir müzik sistemi kurulmuş evcikler. Evlenme teklifi yapılan yer olarak kiralanıyormuş. Hem teklifini yapıyorsun hem Karadeniz’in hırçın dalgalarını seyrediyorsun. Bir buçuk saati 1.500 TL imiş. Şeffaf kulübe 60.000 TL’ye mal oluyormuş. ‘Bugün beş kişi var sırada abi’ dedi kulübenin işletmecisi delikanlı. Yani on günde masrafı çıkarıyor, on bin TL de artı yazıyor, yurdum insanın müthiş buluşları karşısında hayretler içinde kalıyoruz.”
NOT: Evlenme teklifi için Batı’da da parlak yöntemler var. Örneğin bir firma bu teklifin havada yapılması için özel uçak bile kiralıyormuş.
IZGARA
Bir Afrika hikâyesi...
Adamın biri büyük bir ineği kesti, ızgarayı yaktı ve kızına seslendi:
-Kızım, akrabalarımızı, arkadaşlarımızı, komşularımızı çağır, onlara güzel bir ziyafet çekelim.
Kız sokağa çıktı, bağırmaya başladı:
- Evimizde yangın çıktı, lütfen koşun yangını söndürmesi için babama yardım edin. Gelenler nar gibi kızarmış ineğin çevresinde oturdu, geç saatlere kadar yiyip içtiler.
Onlar gittikten sonra baba kızına dönüp sordu:
- Gelenlerin bazılarını zar zor tanıyorum, bazılarını hiç tanımıyorum, kim bunlar, peki akrabalarımız, dostlarımız, komşularımız nerede?
Kızı dedi ki:
- Yangın var söndürmeye koşun deyince işte bu insanlar koştu. Ben de yemeğe onları çağırdım. Akrabalar, dostlar falan hiç oralı olmadı. Bunlar bizim cömertliğimizi ve konukseverliğimizi hak eden kişiler...
ŞARLATAN
Ankaralı meslektaşımız Sami Gökçe, elmaya dua okuyarak kanseri tedavi ettiğini! iddia eden ve bu yolla köşeyi dönen “Zöhre Ana” lakaplı kadına sosyal medyada “şarlatan” deyince hakkında birkaç yıl önce ceza davası açıldı. Mahkeme arkadaşımızı altı ay hapse... Bunun karşılığı para cezasına mahkûm etti. mahkemesi de ilk derece mahkemenin kararını onaylayınca Sami Gökçe çareyi Anayasa Mahkemesi’ne başvurmakta buldu. Kendisine sorduk:
- Nasıl bir sonuç bekliyorsun?
- Anayasa Mahkemesi’ne başvurumu geçen ay yaptım, 14 bin 702. sırada olduğumu gördüm. Bu yoğunluk içinde sıra bana ne zaman geliyor bilmiyorum.
- Peki, elmaya dua okuyarak kanseri tedavi eden Zöhre Ana ne oldu?
- Acı ama gerçek; tedavi için gittiği Almanya’da kanserden öldü. Geride de ona inanıp para kaptıran ama şifa bulmayan onlarca hasta bıraktı.
NOT: Marifetli Zöhre Ana bir ara törenle CHP’ye katılmış, rozetini Kemal Bey takmış, sonra partiden ihraç edilmişti.
BULDUM
İşinize yarayıp yaramayacağı belli olmayan bir bilgi verelim.
Almanya’da yolda para bulursanız ne olur?
Yolda 10 euro bulursanız bunu alıp cebinize koyup gidebilirsiniz. Ama 10 euro’dan fazla bir para örneğin 20 euro bulursanız bunu polise teslim etmeniz gerekir. Eğer teslim etmezseniz üç yıla kadar hapisle yargılanabilir, ayrıca para cezası alırsınız. Eğer paranın sahibi altı ay içinde ortaya çıkmazsa o parayı size iade ederler.
Paranın sahibi bulunursa size bir ödül vermek zorundadır. Bunun miktarı da 500 euro’nun altındaki paralar için yüzde beş, 500 euro’nun üstü için yüzde üçtür.
UĞUR’LU FENERBAHÇE
Gazeteci Uğur Dündar dostumuz Fenerbahçe Kongresinde Divan Kurulu Başkanlığı’na adaylığını açıkladı. Uğur yaptığı basın toplantısında demiş ki:
“Fenerbahçe’de ortaya çıkacak bir umut ışığı 30 milyonluk camiamızdan bütün Türkiye’ye yansıyacak bir umut ışığı olacaktır.”
Bunlar ilk bakışta abartılı edebi sözler gibi görünüyorsa da... Öyle değildir.
Futbolla ilgisi olan herkes bilir ki...
Fenerbahçe, G. Saray, Beşiktaş taraftarı futbolun ve kulübün hastasıdır. Takım maç kazanamazsa, ligde iyi yerlere gelemezse taraftar hasta olur. Evinde huzur kaçar, işinde hata yapar, sokakta hırçınlaşır. Üç büyüklerin (tabii Trabzon’u da ekleyelim) iyi durumda olması milyonlarca taraftarın huzurunu, aile saadetini ve iş başarısını olumlu etkiler. 30 milyonun mutluluğu bütün ülkeye yansır. Uğur Dündar dostumuz bunu anlatıyor. Bir Galatasaraylı olarak da onu o görevde görmeyi isteriz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları