Filozof gözüyle

Melih Aşık; Kral Dionysios filozof Aristippos’a sorar: Neden filozoflar hükümdarları ziyaret eder de hiç bir hükümdar kalkıp bir filozofu ziyaret etmez.

İnsanoğlunun ciddi konulardan sıkılıp abuk subuk konulara ilgi duyduğuna bir misal. 

Atina’da önemli bir konu tartışılırken kürsüye Demostenes çıkar. Önemli sözler söyleyecektir ama kimse dinlememekte, herkes kendi arasında sohbet etmektedir.  

Demostenes bir süre sustuktan sonra:  

- Şimdi size bir hikâye anlatacağım deyince oradakiler dikkat kesilirler.  

Demostenos hikâyesini anlatmaya başlar:  

- Bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için eşek kiralar. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara’da işi vardır. Birlikte yola koyulurlar. Ancak hava çok sıcaktır. Bir süre sonra yorulur yol kenarında dinlenmek isterler. Etrafta ağaç yoktur. Eşeğin sahibi eşeğinin gölgesine geçer oturur. Eşeği kiralayan delikanlı buna içerler:  

- Eşeği ben kiraladım, gölgesinde ben oturacağım, diye çıkışır. Eşeğin sahibi öfkeyle cevap verir:  

- Sen eşeği kiraladın ama gölgesini kiralamadın, ben oturacağım.  

Tartışma büyümeye başlar.  

Demostenes sözün burasında kürsüden inip yürümüş.  

Dinleyiciler “Anlatsana sonunda ne oldu?” diye bağırışmaya başlamışlar. Demostenes tekrar kürsüye gelmiş:  

- Vatandaşlar, demiş, size çok önemli şeyler anlatacaktım şu eşeğin gölgesini merak ettiğiniz kadar merak etmediniz. O yüzden artık size hiçbir şey anlatmayacağım. Çünkü hak etmiyorsunuz. Hadi bana müsaade…  

***

Kral Dionysios filozof Aristippos’a sorar:  

- Neden filozoflar hükümdarları ziyaret eder de hiç bir hükümdar kalkıp bir filozofu ziyaret etmez.  

Aristippos cevap verir:  

- Bunda şaşılacak bir şey yok efendim. Hekimler de ağır hastaların ayağına gider, çünkü hastaların hekimlere gitmesi mümkün değildir.  

***

Ksenokrates öğrencisiyle sohbet ediyor, o ne derse öğrencisi onaylıyormuş. Filozof sonunda patlamış:  

- Hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de iki kişi olduğumuzu anlayayım.  

 BAYRAM

 Kurban Bayramı’na girerken insanlar kadar hayvanların da yaşam hakkı olduğunu savunan Zülal Kalkandelen diyor ki:  

“Kızının telefon numarasını kendi telefonuna ‘Kınalı Kuzum’ diye kaydeden bir baba, gerçek anlamda kınalı bir kuzuyu satın alıp kurban etmek için canlı hayvan pazarına gidiyor.”  

Mutlu ve insancıl bayramlar diliyor...  

Bayram tatilinde biz de izin istiyoruz. 

KADER

Ali Sirmen Cumhuriyet’teki yazısına şöyle başlıyor:  

“Güzel, zarif gelinim Deniz Sirmen’in özenli ve şefkat dolu nezareti altında, Makbure Hanım ile yalnız yaşıyorum. Günlük alışverişi, bakkala, kasaba, manava telefon ederek (hepsi sonradan Deniz tarafından gözden geçirilmek üzere) ben yapıyorum. Her sipariş geldiğinde, yeni bir şokla karşılaşıyorum. Her şey üzerimden dozer gibi geçerken ‘Neyse ki yakında bitecek’ diye ölümden medet umuyorum.  

Gelin de hüzünlenmeyin...  

Bizim kuşak 80’li yaşlara böyle mi girecekti…  

Hadi yaşımız tesellimiz diyelim... ya gelecek kuşaklar?”  

CAPONE

Ünlü gangster Al Capone’nin dünyanın hangi yönde döndüğünü anlatan şu sözü ünlüdür:  

“Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı’nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı’ya günahlarımı affetmesi için dua ettim.”  

Şu sözler de onun:  

* Bir adamı sabah gördüğümde tesadüf olarak kabul ederim, öğlen aynı adamı bir daha görürsem kuşkulanırım. Akşam karşılaştığımızda tereddütsüz silahımı çekip vururum. Tesadüflere inanmam.  

* Zararın neresinden dönersen dön, dönek olmuşundur.