Halkı hatırlayın!
Melih Aşık; Zaten yapılacak zamma rağmen emeklilerin en az yüzde 80’inin maaşı şimdiden asgari ücretin altına düşmüş durumdadır.
Ülke gündemi bir polemik ormanının içine düştü.
Bu ormanda sadece kısır tartışmalar, çatlak sesler duyuluyor.
İktidar ile muhalefet arasında atışmalar ve sataşmalar sürerken…
Muhalefete bağlı siyasiler de kendi aralarında çekişmeyi sürdürüyor.
TV kanalları mı? Onlar tartışmalara benzin dökmekle meşgul.
Bu gürültüde halkın sorunları tabii unutuluyor.
Çok değerli bir zamanı boş laflarla harcıyoruz.
Oysa seçimlere altı ay kala yeni dönemin çözüm bekleyen sorunlarını konuşmalıydık.
Yeni projeleri, yeni çözümleri tartışmalıydık.
Siyasi partileri gerçeğe, yani halkın gündemini yakalamaya davet ediyoruz.
***
Emekli maaşlarının giderek asgari ücretin altına düşmesi de gündemde kendine yer bulamayan konulardan.
Okurumuz Nihat Bey diyor ki:
“Çalışırken, yüksek ücretten ödediğimiz primlerle daha yüksek maaşı hak eden biz emekliler aynı oranda zam yapılmaması ve de muhtemelen yapılmayacak olması sebebiyle sürekli irtifa kaybediyoruz.
Ben çalıştığım İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 35 sene tavandan prim ödeyerek emekli oldum.
Son senelerde asgari ücret alanlarla aramızdaki fark aleyhimize süratle kapanmış olup, bu durumun sürmesi halinde maaşımız yakında asgari ücretin altına düşecektir.
Zaten yapılacak zamma rağmen emeklilerin en az yüzde 80’inin maaşı şimdiden asgari ücretin altına düşmüş durumdadır.
Asgari ücret kadar maaş alamayan emeklinin hayatta kalabilme şansını düşünmeyi ben size bırakıyorum.”
SELAM
Arkadaşları, dostları, sevdiğimiz değerli insanları kaybediyoruz birer birer. Kimisini doğa alıyor elimizden kimisi hainliklere kurban gidiyor. Her biri aziz ve muhterem. Her biri bulutların üzerinden bize tatlı tatlı gülümsüyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Selam Olsun” şiiri onların bize gönderdikleri bir içten selamdır.
Şöyle sesleniyorlar bize uzaktan:
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe, aya
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına.
Hasretiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan,
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan,
Dönmeyen gemiler olduk açıktan,
Adımızı soran, arayan var mı?.
ŞUBAT
28 Şubat davasında mahkûm edilen, yaşları 75 ile 90 arasında değişen emekli generallerden Murat Avar, ağır hastalığına rağmen beş doktorun raporuyla hapishanede tutuldu ve orada vefat etti.
Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, arkadaşı E. General Vural Avar için kaleme aldığı yazıda soruyor:
“Toplum olarak Vural Avar’a ve onun gibi cezaevinde bulunan 10 arkadaşına yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları unutacak mıyız? Yoksa, başka haksızlıkların önüne geçmek, cezaevinden yeni tabutların çıkmasını önlemek için toplumsal bir tepki gösterecek miyiz?”
FETÖ’cü savcı ve yargıçlar eliyle yürütülen bu davada verilen kararların birer ölüm cezası olduğunu çok yazdık. Hapiste bu cezaya mahkûm edilmiş 10 general daha var.
Gelecek için demokrasi ve hukuk vaat eden muhalefet partileri o sözlerindeki samimiyeti göstererek bu davaya eğilecek mi?
Anayasa Mahkemesi karar için hâlâ neyi bekliyor? Yeni ölümleri mi?
TABUT
Kimi belediyelerin tabut üzerine kocaman harflerle belediyenin adını yazmalarını sakil bulduğumuzu bir kez daha belirtelim.
Konuyu İstanbul Belediyesi ile konuştuk. İstanbul’da vefat eden kişilerin taşındığı tabutların ön tarafında küçük bir amblem bulunuyor. O kadar. Tabutun iki yanında kocaman harflerle belediyenin adı yazmıyor. Bu âdet son yıllarda çıktı. Tabutlar şahsın aidiyetine göre bayrağa veya yeşil çuhaya sarılır. Diğer iller İstanbul’u örnek almalı. Tabutta reklam uygulamasına son vermeli!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları