Hastane Turu
Melih Aşık; Neden hastane içinde maske zorunluğu yok? Neden vatandaşın elini temizlemesi için dezenfektan bulundurulmuyor? Neden randevuyu veren uzman doktor yerine hastaya asistanı bakıyor?
Doktorumuzun yazdığı göz damlasını her ay eczaneden parayı bastırıp alıyordum. Fiyat makuldü. Ancak rakam birden ikiye katlanınca devlet hastanesinden rapor almak şart oldu.
Hastane randevu sistemi iyi çalışıyor. Cep telefonunda MHRS’ye bastık, Haydarpaşa Numune Hastanesi göz kliniğinden 15 gün sonrasına randevu aldık. Bir uzman hanım doktora muayene olacaktık. Kapıdan girişte önce kayıt yaptırdık. Peşinden göz tansiyonu ve görme derecesi için küçük bir odaya gönderildik. Cihazlara başımızı uzattık. Herkesin sırayla çenesini ve alnını koyduğu cihazlar alkolle silinmiyor. Hastalar birbiri peşinden aynı yere çenesini ve alnını koyuyor. Sağlıklı bir durum değil. Ama mecburen ortama uyduk. Sıramız gelince muayene odasına girdik. İçeride hanım doktor yerine çok genç bir delikanlı var:
- Doktor hanım yok mu?
- Kongreler dolayısıyla izin aldılar, yerine ben bakıyorum.
- Siz öğrenci misiniz, hekim mi?
- Ben asistan doktorum.
Adı Ozan imiş. Muayene etti, rapor yazdı. O arada kapıda beklemeye tahammülü olmayan bazı hastalar odaya dalıyor, kimi rapor imzalatıyor, kimi sevk kâğıdı falan alıyor. Bu genç adam herkese sabırla ve tatlı dille hitap ediyor, arada moral vermeyi ihmal etmiyordu. Göz muayenesi temiz çıkan bir yaşlı kadınla birlikte sevindiğine tanık oldum. Pırıl pırıl bir adam.
Koridor göz muayenesine gelen hastalarla doluydu. Yarısında maske var, yarısında yoktu. Memurlar ve doktorlar da maskeleri indirmişti. Kapıdaki kayıt memuruna dezenfektan sordum. Dolabında aradı, zor buldu.
Neden hastane içinde maske zorunluğu yok? Neden vatandaşın elini temizlemesi için dezenfektan bulundurulmuyor? Neden randevuyu veren uzman doktor yerine hastaya asistanı bakıyor?
Bu sorular kafama takıldı çıkarken...
NOT
Bütün dünya ülkelerinin Kovid’le ilgili bilgi ve istatistiklerinin yer aldığı Worldmeter adlı sitede Türkiye’deki günlük “yeni vaka” ve “yeni ölüm”ler gösterilmiyor? Alan boş bırakılmış. Bu neden? Bir açıklaması olmalı.
TKP
TKP’nin uzun uzun Cumhuriyet’i övdüğü Cumhuriyet Bayramı bildirisinde Mustafa Kemal adına yer vermemesini garipsemiş ve eleştirmiştik. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan şu notu geçti:
“TKP’nin açıklamasına kısa da olsa yer verdiğiniz için çok sağ olun. Siteminizde ne kadar haklısınız bilemiyorum. TKP yıllardır Türkiye solunda Mustafa Kemal düşmanlığına karşı mücadele etmiş, bu büyük devrimcinin tarihsel önemine işaret etmiş bir parti. Bir açıklamada Mustafa Kemal’in adının zikredilip zikredilmemesi TKP’nin Milli Mücadele dönemine yaklaşımını etkilemez. Partinin o döneme ve Mustafa Kemal’e ilişkin sayısız açıklaması ve yazısı var. Sadece kendi yazdığım iki tanesini yolluyorum.”
Kemal Okuyan’ın bize gönderdiği yazılarda Milli Mücadele ve Mustafa Kemal’i takdirle andığı görülüyordu.
MAVİ
Fıkra, Medya Günlüğü adlı ilgi çekici siteden. Zor durumdaki Putin rüyasında Stalin’i görür.
Stalin sorar:
- Sana nasıl yardım edebilirim?
Putin yakınır:
- Ülkede her şey çok kötü. Ne yapmam gerekiyor?
Stalin hiç düşünmeden cevap verir:
- Bütün bakanları kurşuna diz ve Kremlin’in duvarlarını maviye boyat!
Putin şaşırır:
- Tamam da neden maviye?
Stalin:
- İşte herkes bunu merak eder, bakanları kurşuna dizdiğini unutur.
FOSİL
TOGG’un yerli ve milli olmak iddiası kadar çevreci olma iddiası ve hedefi de var. Araç elektrikli olduğu için doğal olarak çevre dostu olarak niteleniyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Eğer ülkede elektrik temiz kaynaklardan elde ediliyorsa mesele yok. Ama elektrik atmosfere CO2 ve kirletici partiküller salan kömür gibi fosil kaynaklardan elde ediliyorsa yine kirlilik söz konusu olacak. Elektrikli araçların gerçekten çevreci olması için kullandıkları elektriğin de temiz kaynaklardan elde edilmesi şart. Bunu hatırlatan Füsun Nebil Sarp’a teşekkürler.
TASALAR
6’lı Masa’da kimi sıkıntılar belirdi. Bu ayın 14’ünde yapılacak toplantıda cumhurbaşkanı adayı için ortak program ve partilere dağıtılacak görevlerin görüşülmesi bekleniyordu. Araya daha kritik bir konu girdi. Meral Akşener’in Bağımsız Türkiye Partisi BTP’yi 6’lı Masa’ya dâhil etme girişimi gündemin ön sırasına yerleşti.
6 partinin Cumhurbaşkanı seçimi için ortak program hazırlaması ise gündemdeki önemini koruyor. Bu konuda Ali Sirmen dostumuzun bir tespiti var ki, biz de altına imzamızı atarak okura aktarıyoruz. Şöyle diyor:
- 6 partinin ekonomik ve sosyal konuları kapsayan bir ortak program hazırlaması mümkün değil, pratik de değil. 6 parti parlamenter sisteme dönüş anlaşması yaptılar. Masa’nın kuruluş amacı da buydu. Bu anlaşmanın ötesine geçmemeliler. Farklı hatta zıt görüşteki 6 parti ortak ekonomik ve sosyal program hazırlamaya kalkışırsa işin içinden çıkamazlar. Büyük tartışma çıkar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları