IŞİD tehlikesi...
Melih Aşık: Falanca konuda şöyle mi oy versem böyle mi oy versem, öyle versem ne derler, böyle versem ne derler, diye kararsızlık içinde kıvranan politikacı tipi yine gündemde.
Başkan Trump, çok tehlikeli 2 IŞİD militanının Suriye’de emniyetli bir bölgeye götürüldüğünü bizzat açıkladı. Washington Post gazetesi 40 üst düzey IŞİD militanının harekât öncesi bölgeden çıkarıldığını yazdı.
Kim bu korunup kollanan IŞİD militanları?
ABD ajanları olmasın? Bölgeyi yakından izleyen emekli Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük, bu konuda çok değerli bilgiler veriyor.
IŞİD’i Obama ile birlikte Hillary Clinton’ın kurduğunu Trump geçen yıl anlatmıştı. Wikileaks kurucusu Jullian Assange, Hillary’nin IŞİD’e silah gönderdiğini belgelere dayanarak açıklamıştı. Birçok kaynağa göre, IŞİD İsrail çıkarlarına hizmet eden, Müslümanları birbirine kırdırmayı amaçlayan, savaşların yönünü ABD ve İsrail lehine değiştiren bir kanlı örgüttür.
IŞİD’in bugüne dek İsrail’e zarar vermemek için büyük özen gösterdiğini unutmayalım. PYD’nin IŞİD’le mücadele görüntüsü altında Suriye’nin üçte birine el koyduğunu göz önüne alalım. IŞİD’in kimin için çalıştığı kendiliğinden ortaya çıkar...
ABD esir kamplarındaki IŞİD’lileri ve ailelerini neden Suriye’ye vermiyor? Osman Albay teşhisi koyuyor:
- Çünkü ilerde kullanılacak militanların eğitimi orada sürdürülüyor, kamplardaki çocuklar geleceğin teröristi olarak yetiştiriliyor...
Esirlerin ve ailelerinin Şam’a teslim edilmemesi, IŞİD’in Batı tarafından kullanıldığı savlarını doğruluyor.
IŞİD en tehlikeli bombadır..
PAŞA
Falanca konuda şöyle mi oy versem böyle mi oy versem, öyle versem ne derler, böyle versem ne derler, diye kararsızlık içinde kıvranan politikacı tipi yine gündemde.
Osmanlı’da böyle paşalar varmış.
O paşalardan birinin karısı yeni bir konak yaptırırken planı bizzat çizmiş. Plana iki oturma odası, iki yatak odası iki mutfak, iki sandık odası ancak bir tek hela (tuvalet) koymuş. Paşa bunu görünce merakla sormuş:
- Neden her odadan iki tane var da tuvalet bir tane?
Kadın yanıt vermiş:
- Paşam sen sıkışınca ona mı girsem buna mı girsem diye karar vermeye çalışırken altına yaparsın da ondan...
ÇOĞUL
Bu hataları anlı şanlı gazeteciler hatta Genelkurmay da yapıyor...
Örneğin: “PKK mevzileri imha edildi” deniyor...
E. Gen. Nejat Eslen düzeltiyor:
“Bir düşman askeri birliği yok edilirse buna ‘imha edildi’ denir.
Ancak mevziler imha edilmez. Mevziler tahrip edilir.”
Bir başka sıkıntı tekil/çoğul konusunda.
Dünkü gazetelerde yer yer “harekâtlar” deniyordu...
Harekât zaten “hareket”in çoğuludur. Çoğulun çoğulu olmaz.
Aynı şekilde sık sık “mühimmatlar” deniyor. Oysa mühimmat zaten çoğul.
Evrak, esnaf, icraat, teferruat, istihbarat, teşkilat vs. Hep çoğul.
ÇAPA
İstanbul Tıp Fakültesi’nin Çapa’daki yerleşkesinde gözle görülür çatlakların belirdiği kimi binalar öğretime kapatıldı.
Bu arada 2013 yılında yayımlanmış olan bir bilimsel çalışma ortaya çıktı.
2013 yılında İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nden Rasim Temür ile arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada Çapa yerleşkesinde incelenen 56 binadan 17’sinin “çok yüksek risk”, 33’ünün “yüksek risk” seviyesinde olduğu belirlenmiş...
Halen hastalara hizmet vermekte olan Temel Bilimler binası “çok yüksek risk” kapsamında yer alıyor.
Yine bu rapora göre, şu anda sağlık ve eğitim hizmetlerinin halen sürdüğü Dahiliye binası, Göz Hastalıkları binası, Onkoloji binası, Psikiyatri binası; hizmete kapatılan binalardan daha riskli olarak saptanmasına rağmen hizmetlerine devam ediyor.
Hizmete kapatılan binalarla eşit derecede risk taşıyan Monoblok Cerrahi binası, Nöroloji binası, Ortopedi binası, Aziz Sancar amfisi hizmet vermeye devam ediyor.
Çapa her haliyle bir felaket tuzağı. Acilen boşaltılmalı.
İBeBe
Değerli hekim dostumuz Sedat Katırcıoğlu’nun pek sevdiği bir özdeyiş vardı. Rahmetli sık sık tekrarlardı:
“İnsanlar öleceklerini bilir ama öleceklerine inanmazlar.”
Şu günlerde etrafımıza bakınca benzer bir söz aklımızdan geçiyor:
“İnsanlar depremin öldürücü olduğunu bilir ama kendilerinin öleceğine inanmazlar.”
Depremin üzerinden birkaç gün geçince unutma süreci başladı. İnsanlar belki de korkuyu yenmek için kendilerini unutmaya zorluyor.
Oysa deprem kapıyı hâlâ aynı şiddette çalıyor. İBB konuyu ciddi tutuyor. Ciddi önlemler üzerinde duruyor. Dikkatimizi konudan ayırmayalım. Siyasi iktidarı aynı yönde zorlayalım.
MENDİL
Ayakta zor durduğu halde kâğıt mendil vs. satarak üç beş kuruş kazanmaya çalışan 70 - 80 yaşında ihtiyarlardan bir mendil alın. Bilin ki o yaşta insan çok zorda kalmazsa dilenmez.
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
Sayın Melih AȘIK Türk Basını'nın yüzakı gazeteci-yazarlarımızdandır.
Yazılarını büyük bir zevkle okuyorum.
Kullandığı sözcükleri seçmede güzelduyuya ve sözcüklerin vicdanına
önem veren değerli gazetecilerimizden biridir
Kendisini saygıyla selamlıyorum.
Dursun ATILGAN