Karar standardı!

Melih Aşık: CHP şimdi: “YSK tarafsızlığını kaybetmiştir, artık hukuka göre değil, başvuranın siyasi kimliğine göre karar vermektedir” diyor...

“YSK, bir hafta önce AKP’nin olağanüstü itiraz yoluyla yaptığı başvuru üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde

a) Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine,

b) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasının iptaline,

oy çokluğuyla karar vermişti.

CHP aynı gerekçelerle 39 ilçede seçimin yenilenmesini YSK’dan talep etti.

Öyle ya... Sandık kurulları kanuna aykırı şekilde oluşturulduysa doğal olarak aynı sandıklardan ve aynı zarflardan çıkan diğer sonuçlar da iptal edilmeliydi.

Ancak YSK bu talebi reddetti...

CHP şimdi: “YSK tarafsızlığını kaybetmiştir, artık hukuka göre değil, başvuranın siyasi kimliğine göre karar vermektedir” diyor...

YSK’nın bu görüşlere cevap olarak verdiği kararların gerekçelerini bir an önce açıklaması gerekiyor.

PONTUS SOYKIRIMI!

İstanbul ve Ankara dâhil, yurt çapında 51 baro önemli bir bildiriye imza attı...

Ankara’da faaliyette bulunan ve kendini “Düşünceye Özgürlük Girişimi” diye tanıtan bir grup, 18 Mayıs 2019 günü Kızılay’da  “Pontus Rum / Helen Soykırımının 100. Yılı” iddiasıyla bir etkinlik düzenleyeceğini açıklamıştı.

Pontus soykırımı denilen olay, Pontus çetelerinin Dünya Savaşı koşullarında Karadeniz’de bir Pontus devleti kurma faaliyetine Türkiye’nin engel olma çabasıdır. Yunan Parlamentosu, 1994 yılında Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs gününü “Pontus Soykırımını Anma Günü “ ilan etmişti. Amaç dünya kamuoyunda Türkiye’ye yönelik soykırımcı ülke algısını güçlendirmek, tarih önünde mahkûm etmek, halkı kendi tarihi konusunda şüpheye düşürmektir. Ermeni soykırım iddiasının peşine bu amaçla 1990 sonrasında Pontus,   Süryani ve Dersim soykırım iddiaları eklendi!

Pontus kampanyası şimdi Ankara’ya taşınıyor... 51 baro meydanın boş olmadığını anımsatıyor. Çetelerin kahraman yapılmasına izin vermeyelim.

DÖVİZ

Ramazan programında soruları yanıtlayan bir profesörün:

- Hocam camiye döviz olarak bağışta bulunsam dolar değer kazandıkça sevabım artar mı, sorusuna:

- Sevabın artar, yanıtı verdiğini yazmıştık.

Bir okurumuz yüksek âlime soruyor:

- Doların artması TL’nin değer kaybetmesi sonucu verdiğine göre, camiye TL ile bağış yapan vatandaşın sevabı azalıyor mu?

SELİM

Bir gurup gazeteci Ergenekon günlerinde hapisteki meslektaşlarımızı ziyaret etmiştik. Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ da guruptaydı. Hem Ergenekon hem Balyoz sürecinde kumpas mağdurlarını en sık ziyaret eden gazetecilerden biriydi. Hak, hukuk, adalet konusunda duyarlı bir yazardı. İşte o Yavuz Selim birkaç gün önce evinin önünde 7 kişi tarafından feci şekilde dövüldü. Saldırganlar yakalandı ama serbest bırakıldı. Adalet peşlerini bırakmamalı... Türkiye çeteler ülkesi olmamalı... En çok acı veren adaletin ezilmesidir.

ASAL

Yüksek Seçim Kurulu’nun yedek ve asıl üyelerinden söz ediyoruz. Yedek karşıtı olarak çoğu yerde “asil” deyimini kullanıyoruz.

Değerli Hukukçu Sami Selçuk gönderdiği notta diyor ki:

- Asil üye denince yedek üyelerin asil yani soylu olmadığı gibi bir anlam çıkıyor. Doğrusu “asil” değil “asıl” olacak. Bu karışıklık sık sık yapılıyor. O yüzden bence en iyisi “asıl” yerine “asal” denmeli.