loading
close
SON DAKİKALAR

Kim zehirledi?

Melih Aşık
Tarih: 20.06.2017

İlk zehirlenmenin sebepleri anında saptanıp tedbir alınsa üç zehirlenme daha vuku bulmazdı. Olay önemsenmemiştir. Olaylar yemek firmasının aşçı yamaklarını gözaltına almakla geçiştirilecek kadar basit değildir...

İngiltere’de yaklaşık 20 yıl önce bir lokanta müşterisi yediği tavuktaki “Salmonella” bakterisinden zehirlenip ölmüştü. Sağlık Bakanı derhal istifa etti. Tüm ülkede tavuk pişirimi için kesin kurallar konuldu. Lokantalar ocakları yenilemek için 400 milyon sterlin harcadılar.
Manisa’da 23 Mayıs’ta Piyade Er Eğitim Tugayı’nda 1047 er yemekten zehirleniyor. Hüsnü Özel adlı er hayatını kaybediyor, bir asker hâlâ yoğun bakımda... Olayın sebepleri süratle araştırılıp önlem alınması gerekirken... Aradan geçen 4 haftada üç zehirlenme olayı daha meydana geliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın bir açıklamasına göre ilk zehirlenmeye “Salmonella” bakterisi yol açmıştır. Ancak ortada hâlâ kesin - bilimsel bir rapor yok. Yemek firması Rota ortada bilimsel rapor olmadığını, bu yüzden haksız yere suçlandıklarını öne sürüyor.
Bu olayları aydınlatmak için canla başla çalışan CHP Milletvekili Yıldız Tur Biçer yemek firmasıyla sözleşme anında iptal edilse bu olaylar yaşanmayacaktı, diyor.
İlk zehirlenmenin sebepleri anında saptanıp tedbir alınsa üç zehirlenme daha vuku bulmazdı. Olay önemsenmemiştir. Emekli generaller yemeklerin kontrolünden yemek firması kadar TSK’nın da sorumlu olduğunu anımsatıyor, “Yemekler komutan tarafından kontrol edilmeden servis edilmez, yemek numunesi 48 saat saklanırdı” diyorlar.
Olaylar yemek firmasının aşçı yamaklarını gözaltına almakla geçiştirilecek kadar basit değildir...

Araştırma korkusu!

Kadın cinayetleri... İmar işlerindeki rant, yolsuzluk ve rüşvet... Teröre finansman sağlayan kaynaklar... ÖSYM’deki usulsüzlükler... Tutuklu gazeteciler... Çocuk istismarının sebepleri ve önlenmesine dair alınacak önlemler... Otistik çocukların sorunları... Gediz Nehri’ndeki kirliliğin sebepleri... Orman köylüsünün sorunları... Astsubayların sorunları... Balıkçılığın sorunları... Muhtarların sorunları... Engellilerin sorunları... 18 adamızın Yunanistan tarafından işgali... Milli ve manevi değerlerin korunmasına yönelik yapılması gerekenler... Faiz lobisinin araştırılması... Soma’daki maden kazasının sebeplerinin araştırılması... Paralel yapının araştırılması...
Muhalefetin verip AKP’nin reddettiği araştırma önergelerinin listesi böyle uzayıp gidiyor. Neden bu direnç? Çünkü araştırılacak sorunların hemen tümünün altında kendi ihmal ve sorumlulukları var. Ucu kendilerine dokunacak telaşıyla her türlü araştırmaya anında “ret” oyunu basıveriyorlar.
Böylece olaylar unutulmaya terk ediliyor, sorumlular istifa zahmetinden kurtuluyor ve doğal olarak yeni felakatlere davetiye çıkarılıyor.
Gelelim son “ret” olayına.
Manisa’daki kışlalarda asker zehirlenmeleri üst üste gelmeye başlayınca CHP konunun araştırılmasını istedi. Sonuç tahmin ettiğiniz gibi oldu. Önerge geçen hafta AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.
Çözümü olayların üstünü örtmekte gören bir zihniyetle yönetiliyoruz...

KIBRIS

Başbakan Binali Yıldırım dün Atina’da Yunanistan Başbakanı Çipras ile biraraya geldi. Ajanslar görüşmede esas olarak iki konunun... Kıbrıs ve Yunanistan’a kaçan FETÖ’cülerin iadesinin ele alındığını duyurdular. Yunanistan’ın işgal ettiği 18 ada görüşmede yine gündeme gelmedi...
Rumların Politis gazetesi geçenlerde Türkiye’nin Ada’daki askerlerinin yüzde 80’ini çekmeyi kabul ettiğini yazdı. Ankara’dan bir yalanlama gelmedi. Eğer bu askerler gereksiz idiyse neden yıllardır oradalar? Eğer gerekliyse neden çekiyoruz?
Bir küçük soru daha.. Yunanistan’ın işgal ettiği 18 küçük adaya sahip çıkamayan iktidar Türkiye’nin ve Türklerin Kıbrıs’taki haklarını savunacak gücü ortaya koyabilir mi?

TWİT

Yazar Mine G. Kırıkkanat Twitter’da soruyor:
“Katar’a 5000 ton, 71 uçak dolusu gıda yardımı yapmışız. Parasını kim ödedi?
Katar bize hiç bedava doğal gaz yardımı yaptı mı?”

MÜLTECİ

Bugün Dünya Mülteciler Günü... Ve dünyada en çok mülteci barındıran ülkenin Türkiye olduğu açıklanıyor...
Bu, Türkiye adına büyük bir ekonomik ve sosyal başarıdır.
Düşünün Avrupa ve dünya ülkeleri bir tane fazla mülteci almamak için yırtınırken... Sınırlarına duvarlar çekerken... Mültecilere karşı adeta savaş açmışken.
Türkiye bu konuyu hâlâ dert etmiyor...
Ekonomimiz 3.5 milyon mülteciyi iyi kötü kaldırıyor...
Bu kadar yersiz yurtsuzun gıda, barınma, sağlık, eğitim ihtiyaçlarını - bazı aksamalarla da olsa - karşılıyoruz.
Bu konuda ne hükümet ne halk olarak da büyük bir yakınma içinde değiliz... Tanrı misafiri niyetine... Mülteciler de bizimle birlikte yaşayıp gidiyor. Başarıdır...


Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları