Nerelere geldik

Melih Aşık; Masa’da son gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına 4 aday olumlu görüş verirken, Meral Akşener “Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş” adında ısrar etti. Kılıçdaroğlu o isimleri kabul etmeyince ortam gerildi.

Şarkıyı bilmeyen yoktur...

“Boş vere boş vere ne hale geldik

Neredeydik, nerelere geldik.”

Bizim hikâyemizin özeti de böyle.

1980 - 90’lar...

Tarımda makineleşme hızlanıyor.

Topraklar bölünüyor.

Enflasyon gelir dengesizliğini büyütüyor.

İşsizlik artıyor.

PKK terörü azıyor.

Köyler yanıyor.

Koşullar Anadolu’yu göçe zorluyor.

Köyden, kasabadan, taşradan büyük şehirlere göç hızlanıyor.

Topraksızlar, işsizler, terörden kaçanlar varoşlara yığılıyor.

Kaçak konutlar.

Kaçak elektrik.

Kaçak su.

Kaçak mahalleler.

Yasak işler.

Hukuk dışı bir çoğunluk devletle çarpışarak varoşlarda tutunmaya çalışıyor.

O varoşlar bir süre sonra oy deposu haline geliyor.

Belediyeler ister istemez hizmet götürüyor.

Kaçak gecekondulara af çıkıyor.

Arsa ve konut rantı büyüyor.

İmar rüşveti hayat biçimi haline geliyor.

Dünün çulsuzları az zamanda siyasi güç haline geliyor.

İlçe belediyelerinde varoşların egemenliği kuruluyor.

Büyükşehir belediyesinde varoş ağırlığı artıyor.

Kent planlamasında söz varoşların eline geçiyor.

Kent yağması başını alıp gidiyor.

Varoş kültürü büyük siyasete yansıyor.

Ülkede değer yargıları değişiyor.

Kent kültürü, planlı büyüme, burjuva ahlakı, hukuk, bilim gibi kavramlar geri planda kalıyor.

Para ve rant başlıca değer haline geliyor.

Siyaset bu değerlere göre şekilleniyor.

İktidar çekişmesi bu değerler etrafında dönüyor.

Planlı şehirleşme, sağlıklı kentler, sağlam konutlar, sosyal yaşam, saygılı ilişkiler gerilerde kalıyor.

Ne diyordu şarkı...

“Neredeydik, nerelere geldik...”

Üstelik ne çabuk geldik.

ÇÜRÜK BETON

Kahramanmaraş depremi konut sektörünü de etkiliyor.

İstanbul’da yaşayan dostumuz anlatıyor:

- Oturduğumuz ev 99 öncesi yapılmış. Eşim depreme yakalanmaktan korkuyordu. Civar illerde konut baktık. Sonunda Bursa’da yeni yapılmış çok katlı bir konut bulduk. Tam satın alma işlemleri başlayacak. Maraş depremi patlak verdi. Yıkılan ve çöken binaların yüzde 20’sinin 99  sonrası inşa edildiği ortaya çıktı. Eşim başladı, “Bizim alacağımız konut yeni ama çökmeyeceği ne malum” demeye. Binaya sağlam mı diye baktıracağız. Ancak bir de zemin sorunu var. Şimdi eşim dâhil, çevremdeki birçok tanıdığım tek veya iki katlı eve çıkmak eğiliminde. Yeni ve yüksek konutlara talep azalacak gibi görünüyor. Bu da ellerindeki daireleri satmakta zorlanan müteahhitleri biraz daha sıkıntıya sokacak.

MASA DEVRİLDİ

Altılı Masa devrildi devrilecek derken nihayet devrildi.

Masa’da son gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına 4 aday olumlu görüş verirken, Meral Akşener “Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş” adında ısrar etti. Kılıçdaroğlu o isimleri kabul etmeyince ortam gerildi. 

Akşener, dün partisinin Genel İdare Kurulu toplantısının ardından zehir zemberek açıklamalar yaparak özellikle CHP’ye ağır suçlamalar yöneltti:

“Altılı Masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Bu masa tek bir adayın tasdiki haline çalışan noter masasına dönüşmüştür” dedi:

Meral Hanım, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na da çağrı yaparak,

- Milletimiz sizi göreve çağırıyor, dedi.

Söylenti o ki İYİ Parti cumhurbaşkanlığı seçiminde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu da seferber edecek, cumhurbaşkanlığı yarışında Kemal Bey’in karşısına muhtemelen Ekrem İmamoğlu’nu çıkaracaktır.

Kemal Bey’e gelince... En baştan kendi cumhurbaşkanı adaylığını ilan ederek diğer partileri peşine takmak yerine Altılı Masa yöntemiyle işleri bu noktaya taşımanın yanlışlığını sonunda görmüş olmalı. Gördü ama iş işten geçtikten sonra gördü. Cumhurbaşkanlığı yarışında oyları bölünen muhalefetin seçimi kazanması böylece bir hayli zora girdi.

 BİR ZAMANLAR HATAY 

HATAY, 1970’ler... Nasıl da planlı, düzgün bir şehir. Köprü ve yollar şehir meydanına açılıyor. Caddeler geniş ve cetvelle çizilmiş gibi. Meclis, meydana bakıyor. Yanı başında Asi Nehri sakin akıyor. Beton devri başlamadan önce bir cennet şehir.

O Hatay artık sadece fotoğraflarda kaldı.