Tarih:
25.10.2016
Neresinden tutsan
Melih Aşık; Siyasette çelişki mi arıyorsunuz... MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin ''Başkanlık sistemi''yle ilgili tavrını izleyiniz... En güzel örnektir...
Siyasette çelişki mi arıyorsunuz... MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin “Başkanlık sistemi”yle ilgili tavrını izleyiniz... En güzel örnektir...Devlet Bahçeli’nin durup dururken bu sistemi gündeme getirmesinin temel gerekçesi ne? Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymuyor, fiilen başkan gibi davranıyormuş. Bu hukuksuzluk böyle devam edemezmiş, bir an önce ortadan kaldırılması lazımmış.
Doğru da... Hukuksuzluğun giderilmesinin yolu ona hukuki kılıf giydirmeye çalışmak mı olmalıdır, yoksa hukuksuzluk yapanı anayasal sınırlar içine çekmek mi? Bugün fiili durum yaratarak Anayasa’yı çiğneyen kişinin başkan seçilirse yeni fiili durumlar yaratmayacağının garantisi var mı? O zaman da yeni fiili duruma uysun diye yine Anayasa’yı mı değiştireceğiz?
Nereye kadar sürecek bu?
Meclis’teki oylamada başkanlığa evet diyeceklermiş ama referandumda hayır oyu kullanacaklarmış!
Başkanlık sistemi kötü ise neden Meclis’te “evet?”
Yok, başkanlık sistemi iyi ise neden dışarıda “hayır?”
Bir başka soru; referandumdan hayır çıkarsa... Bugün fiili durum yaratan kişi kendiliğinden anayasal sınırlar içine girecek mi? Parlamenter sisteme dönülecek mi? İktidar ve başkanlığın en güçlü adayı böyle bir söz veriyor mu? MHP’nin “referadumda hayır çıkma ihtimali” üzerine bir planı var mı? Varsa nedir?
Vatandaşın aklıyla alay ediyorlar adeta...
Sandıktan ne çıkar?
MHP, başkanlık manevrasında kendisini kamuoyuna izah ederken:
- Biz başkanlık teklifinin referanduma sunulmasına yardımcı oluruz ama referandumda hayır deriz, diyor.
AKP’yi ilgilendiren de zaten başkanlık teklifine refarandum kapısının açılması. MHP’nin ondan sonra evet veya hayır demesi önem taşımıyor. AKP ne yapar eder referandumdan başkanlığı çıkarırım güveninde...
Peki ülkenin mevcut koşullarında dürüst bir referandum yapılabilir mi?
İnsan hakları konusunda uzman bir isim olan Yrd. Doçent Kerem Altıparmak da onu anlatıyor dün Cumhuriyet’te:
“Ben şu ortamda halka bir şey sorulamayacağı kanaatindeyim. Basının bu kadar baskı ve sansür altında olduğu, hiç kimsenin kendini hukuksal güvencede görmediği bir yerde halka herhangi bir şeyi sorduğunuzda sağlıklı sonuç alacağınızı nereden çıkarıyorsunuz ki?
...Muhalefet liderlerinin televizyonda konuşmasının mümkün olmadığı bir dönem bu. Yani şimdi başkanlık referandumu yapıldığında başkanlık referandumu Erdoğan’ın ve Erdoğan karşıtlarının referandumu olmayacak mı? Şu koşullar altında Erdoğan karşıtları nerede seslerini duyuracaklar? Hangi medya grubunda?”
Bu sözlere kim itiraz edebilir...
Medyanın sıkıca kafakola alındığı... Müstakbel Başkan’a yan bakanın soluğu mahkemede aldığı bir ortamda referandum olmaz.. Rakip takımın elini kolunu bağlamış hakemin düdüğünü alıp ağzını tıkamışsınız... Attığınız gol sayılır mı?
BİÇER
FETÖ soruşturmaları kapsamında binlerce hakim ve savcı meslekten ihraç edildi. Onlardan biri de HSYK’nın 31 Ağustos 2016 günlü kararıyla ihraç edilen Bandırma Savcısı Ahmet Biçer’di. Ancak bu ihraç kararında azıcık! tuhaflık vardı. Çünkü 31 Ağustos’ta ihraç edilen Ahmet Biçer bu tarihten 3 ay kadar önce, mayıs ayında vefat etmişti. Konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine getiren CHP milletvekili Uğur Bayraktutan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sordu:
“Bu durum ihraç listelerinin kamuoyunda dillendirildiği gibi aylarca önceden hazırlandığı iddialarını doğrulamıyor mu?”
Evet doğruluyor... Peki liste aylarca önce hazırlandığı halde neden işlem yapılmamış da 15 Temmuz beklenmiş?
Bu da sır!
Bilim insanları İstanbul depremi için uyarıda bulunuyor!
Yöneticiler de boş durmuyor!
Onlar da
arama kurtarma yapan
AKUT’u kapatıyor!
Akif Kökçe
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları