loading
close
SON DAKİKALAR

Noble Dina tatbikatı

Melih Aşık
Tarih: 26.04.2012

Bu bilgiler tatbikata katılan Yunan ve İsrail birliklerine de verilmiş midir?...

ABD, İsrail ve Yunanistan deniz ve hava kuvvetleri Meis Adası’nın güneyinde 26 Mart’ta başlayıp 5 Nisan’a kadar süren Noble Dina isimli bir ortak tatbikat yaptılar... 
Yunan Ta Nea gazetesine göre; düşmanın doğu Akdeniz’deki doğalgaz üretim kuyularına yapacağı bir denizaltı ve hava taarruzuna karşı önlemler denendi... 
Yunan basını tatbikatın Türkiye’ye karşı örtülü uyarı olduğunu yazdı. CHP Milletvekili Ali Rıza Öztürk, tatbikat sırasında Kürecik’teki Amerikan radarından elde edilen bilgilerin, tatbikata katılan ABD Aegis füzesavar gemilerine aktarıldığını kaydederek Başbakan’a sordu:
- Bu bilgiler tatbikata katılan Yunan ve İsrail birliklerine de verilmiş midir?
Emekli bir diplomat dostumuz şu bilgiyi verdi:
“Bu tatbikatlar evvelce Türkiye, Amerika ve İsrail arasında Mermaid adıyla yapılırdı ve arama kurtarma tatbikatı niteliğindeydi: Şimdi Yunanistan Türkiye’nin yerini almış, tatbikatın adı ve hedefi değişmiş. Türkiye’nin İsrail ve Güney Kıbrıs’a ait petrol platformlarına yapabileceği bir saldırıya karşı bu tesisleri korumayı hedefliyor. En azından Yunan basınındaki bilgiler bu izlenimi veriyor. Tatbikatın amaç ve niteliği Amerikan yetkililerine sorulmalıdır...” 
 
* * *

Siz ABD adına Suriye Devlet Başkanı Esad’ı devirmeye çalışır, Irak’ta Barzani’yi korumak için Başbakan Maliki ile çatışırken... 
Stratejik ortağınız İsrail ve Yunanistan’ı yanına alıp size karşı tatbikat yapıyor... 
İbret verici bir tablo...

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Genelkurmay Başkanımızla ilişkimiz gayet iyi gidiyor” demiş.
Bu tür uyumlu çalışmaya geçmişte Doğan Güreş Paşa bir ad koymuştu... 
Neydi o?
Fahrettin Fidan

İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün eşi
Mevhibe İnönü’nün Muğla’da adını taşıyan parktaki büstü, saldırıya uğradı.
Azmettiricisi kim acaba? 
Merak ediyor musunuz?
Elif Eral

Densizlik değil...
Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya’nın düzenlediği toplantıda mahalle muhtarları park, bahçe ve ormanlık alanlarda fuhuşun engellenmesini istiyorlar. Müdür Bey şöyle diyor:
“Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültürpark’ın her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi.
Her şey meydanda. Bunlar benim de kanıma dokunuyor. Ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk kuvveti olarak sadece uyarıyoruz...”
Bu tür manzaraların açıkta sergilenmesinin bizi de rahatsız ettiğini ekleyelim...
Nasrettin Hoca’ya geçelim.. Hoca bir hanımla yol kenarında açık alanda aşna fişne olurken mahalleli kendisini yakalamış;
- Hoca ya, bu ne densizlik? deyince mahalleli Nasrettin Hoca acı acı gülmüş:
- Densizlik değil dostlar yersizlik, yersizlik...

Bir sineği özlemek
KCK davasından tutuklu eski miletvekili Mahmut Alınak, Kandıra F Tipi Cezaevi’nden mektup göndermiş...
Birkaç satırını okuyalım:
“Dışarıda bir sineği özlemek gelmez kimsenin aklına. Ama burada sinekler de özlenir. Birkaç gün önce kuşluk vakti pencereye bakan yatağıma oturmuş, dizimdeki çizgili deftere yeni romanımı yazıyordum. Gözüm bir an pencereye ilişti. Pencerede gençten bir sinek geziniyordu. Hasretle beklediğim bir misafir gelmiş gibi kalbim sevinçle attı. ‘Hey...’ dedim ona sitemle, ‘Nerelerdeydin şimdiye kadar? Hoş geldin.’ Beni duymadı, tasasız yolculuğuna devam etti.
Bizim malta ile komşu maltayı dokuz metre yüksekliğinde bir duvar ayırır birbirinden. Komşuyuz ama göremeyiz birbirimizi. Serçeler gelsin diye geçenlerde ben ve hücre arkadaşlarım o duvarın üstüne ekmek atma denemeleri yaptık. Birkaç hamleden sonra iki ekmeğimiz iki kuş gibi gidip duvarın üstüne kondu.
Maltamızın birkaç kulaçlık donuk göğü ertesi gün şenlendi. Şimdi sabahları kuş sesleri ile uyanıyoruz güne.
Dikenli bir tele takılan bir ipliğin ya da bir gazete parçasının rüzgârda sallanması dışarıda kimsenin dikkatini çekmez. Ama rüzgarda değişik figürlerle dans eden bir iplik ya da bir kağıt parçası F Tipi’nde büyük bir zenginliktir. Mahpus, hareket eden bir şey görmenin heyecanıyla durup o nefes kesen dansı uzun uzun seyreder.
Baharın müjdecisi sığırcıklar vefasız çıktı. Hâlâ ziyaret etmediler maltamızı.
Birkaç elma ve limon çekirdeği koydum pencerenin önündeki su dolu şişeye. Bakalım yeşerecekler mi? Ümitle bekleyeceğim.
Bizi sevenler rahat olsunlar. Bu mezarlıkta büyük aşklar yaşıyoruz firavunlara inat.”



Soru: İstanbul Şehir Tiyatroları’nda ne oluyor?
Yanıt: Dini değerlere dayalı toplumsal kültürün yaygınlaşması için izlenen politikaların sanat ayağı sahneye konuluyor...

* * *

“Siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz” diyen Haşim Kılıç bu sözü neden söylediğini görev süresi bittikten sonra açıklayacakmış.
Niye acaba? Şimdi söylese görev süresinin kısalabileceğinden mi korkuyor?
Haldun Ertem

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları