Patlıcan 20 TL!
Melih Aşık: Bir acil durum ilanına ihtiyaç var...
Markette patlıcan 20, kabak 15, domates 15, dolmalık biber 10, soğan 5 lira... Sel, afet, don gibi olağanüstü doğa olayları yaşanmadığı halde tüm tarım ürünlerinde adeta fiyat patlaması yaşanıyor... Sebep?
Artan enflasyon ve geçen yıl yaşanan döviz krizi sonucu girdi maliyetlerinin artması...
Çiftçinin sattığı ürün karşılığında yeterli girdi temin edememesi...
Kazanç sağlayamadığı için mecburen üretimden çekilmesi... Daha da vahim olanı... Ufukta durumun düzeleceğine ilişkin umut görünmemesi... Artık stokçulara baskın veya ithalat sopasını kullanmak fiyat indirimi için yeterli olmuyor...
Bir acil durum ilanına ihtiyaç var...
Çünkü sorunlar kendiliğinden çözülmeyecek kadar ciddi...
YANSIMASAYDI
İstanbul’da trafik denetimi yapan iki polis taksiden indirdikleri bir kadını zorla polis aracına sokuyor. Ardından ıssız bir yere götürüp içlerinden biri gözcülük yaparken, diğeri tecavüz ediyor. Yetmiyor, parasını da gasp ediyorlar. Kimseye bir şey anlatmaması için tehdit ettikten sonra serbest bırakıyorlar. Kadın, karakola gidip suç başvurusunda bulunmak istiyor. Ancak polis, “O zaten manyağın biri, çok da pişman, cezasını biz vereceğiz, sen bu olayı unut” diyerek başvurusunu kayda geçirmeden kadını gönderiyor. Kadın bir iki gün sonra aynı başvuruyu tekrar yapıyor, sonuç değişmiyor. Sonunda namuslu bir polise denk geliyor, olay savcılığa intikal ettiriliyor. Bu aşamada olay basına yansıyor. Yansır yansımaz tecavüzcü iki polis tutuklanıyor, ona gözcülük edenler, kadının başvurusunu işleme koymayanlar adli kontrol koşuluyla serbest bırakılıyor.
HDP Milletvekili Meral Daniş Beştaş verdiği soru önergesinde iki önemli soru soruyor:
- Olay basına yansımasaydı ne olacaktı?
- Basına yansımayan benzeri olaylar da var mıdır?
Böyle bir olay herhangi bir çağdaş ülkede yaşansaydı yer yerinden oynar, istifalar birbirini izlerdi. Bizde kimsenin kılı kıpırdamadı. Polis dünyanın her ülkesinde suç işleyebilir. Önemli olan, kurumun suç işleyeni affetmemesi, anında dışlamasıdır. Suçlular güçlü kalırsa, asayiş dibe vurdu demektir...
HİLAL
Kızılay maden suyu şişelerinin üzerine Kızılay’ın Osmanlı’daki amblemini koyup üzerine “Hilal-i Ahmer” yazmışlar.
Hilal-i Ahmer, malum, Kızılay’ın Osmanlı dönemindeki adı...
Galatasaray - Ankaragücü maçında MKE Ankaragücü formalarının üzerindeki yazıya dikkat ettiniz mi? Orada da: “İmalat-ı Harbiye” yazıyordu.
Osmanlı döneminde 1909 yılında böyle bir kuruluş vardı.
1950’de çalışmaya başlayan MKE o kuruluşun devamı değil. Ama öyle bir hava verilmiş...
Osmanlı’ya dönüş hayalleri mi? Nedir bunlar?
CAMİ
İşte güzel ve yararlı bir yarışma... Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘cami tasarım fikir yarışması’ düzenliyor. Ödül alacak 16 projeye 720 bin lira verilecek... İlanda deniyor ki:
“Ülkemiz cami mimarisinde çok zengin bir tarihi birikime sahip olmasına karşın günümüzde, eskinin çoğunlukla başarısız taklidinden veya kimliksiz tasarımlardan öteye geçilemeyip beklentiler karşılanamamıştır.”
Tespit yerinde... Cami mimarisi Mimar Sinan taklidinin ötesine bir türlü geçemedi. Umarız bu yarışma yenilikleri gündeme getirir. Tabii bu da yeniliğe açık bir jürinin oluşturulmasına bağlı...
POLİTİK
Muhalefet partileri iktidarı dış politikada ne yapsa “milli mesele” diyerek destekliyor... Kritik zamanlarda böyle bir destek elbet zorunludur.
Ancak en azından ortalık sakinken kimi öğüt ve eleştiriler gerekmiyor mu?
Örneğin, “Dış politika iç politikaya alet edilmemeli...
İç politikada puan toplamak için dış politikada ulusal çıkarları zedeleyecek söylemlerden uzak durmalı” gibi öğütler... Gerekmiyor mu?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları