Tarih:
06.06.2015
Şaşırtıcı anılar...
Melih Aşık; ''Başbakan İnönü o zaman Ayten Sokak’ta oturuyor...'' Çok ilginç.
Bodrum’da emektar gazeteci dostlar Can Pulak ve Mete Akyol’la sohbet ediyoruz...Mete Akyol bize 1962 baharındaki Talat Aydemir darbesini anlatıyor..
Anlatımı sırasında şu cümlesi dikkatimizi çekiyor.
“Başbakan İnönü o zaman Ayten Sokak’ta oturuyor...”
Çok ilginç. Hemen sözünü kesiyoruz:
- İsmet İnönü o zaman Pembe Köşk’te oturmuyor mu?
- Hayır...O zaman Pembe Köşk Hindistan Büyükelçiliği’ne kiraya verilmişti. İsmet İnönü ve eşi, Ayten Sokak’ta kızları Özden Toker’in dairesinin karşısında kiraladıkları dairede yaşıyorlardı...
Konu daha da ilgimizi çekiyor... Gazeteci Can Gazalcı, İnönü ailesiyle de konuşarak bize bu konuda bir bilgi notu hazırlıyor... Bu nota göre...
1960’a doğru damat Metin Toker iki kez hapse girmiştir.
Birincisinde Özden Toker iki küçük çocuğuyla Pembe Köşk’e gelerek orada kalmıştır.
Metin Toker’in ikinci hapse girişinde ise Özden Hanım, evinden ayrılmak istememiş, bunun üzerine İsmet ve Mevhibe İnönü, Ayten Sokak’ta daire kiralamış, Pembe Köşk de o sırada Hindistan Büyükelçiliği’ne kiraya verilmiştir.
İnönü 1961 sonunda Başbakan olunca Ayten Sokak’ta yaşamaya devam etmiştir.
İnönü ailesi ancak 1962 sonbaharında Pembe Köşk’e geri dönmüştür.
İnönü Pembe Köşk’ü boş tutabilirdi. Tutmamış... Tasarruf olsun diye mi? Paraya ihtiyacı olduğu için mi? Ne olursa olsun içinde çarpıcı dersler barındıran bir öykü bu...
SANDIK
Kritik bir seçim için vatandaş yine sandık başına gidiyor...
Kime oy vereceğiz...
Yıllar önce AST’ta Ayak Bacak Fabrikası adlı oyunu izlemiştik.
Tunca Yönder dostumuz orada bir “Öküz”ü oynuyordu.
Ve öküz ikide bir:
- Öküzlerin öküz gibi yaşadığı bir yere gitmek istiyorum, diyordu...
İnsanların dileği de bellidir:
- İnsanların insan gibi yaşadığı bir ülke inşa etmek...
Hukukun, demokrasinin, adaletin, insafın, merhametin.bilimin, çağdaşlığın geçerli olduğu bir ülke...
Sandık başına bu duygularla gidiyoruz...
Sinema ve tiyatro salonları birer birer kapatılıyor!
İktidarın açılışları göstermelik ama
kapanışları gerçek!
Akif Kökçe
Fetİh!
IŞİD’in ilk Türkçe dergisi, Türkiye’den önce ABD medyasında haber oldu.
Amerika’nın Sesi: “IŞİD’den Türkçe dergi: Konstantiniyye” başlığı ile verdiği haberde “IŞİD’in hedefi, İstanbul’u fethetmek” diyor ve dergide Türkiye’deki seçimleri boykot çağrısı yapıldığına dikkati çekiyor.
“Konstan- tiniyye’nin Fethi” kapağıyla çıkan 46 sayfalık dergide batı ve demokrasi düşmanlığı yapılırken Müslümanlar, hem IŞİD kontrolündeki bölgelere hicret etmeye hem “Türkiye’deki seçimleri boykot etmeye” çağırılıyor.
Dergi, önsözde asıl hedefin İstanbul’un Fethi olduğunu da açıklıyor...
Özetle Ortadoğu’ya yapılan yardımlar boşa gitmiyor!
Örtülü hukuk...
Yargıtay’ın HSYK’ya “Başörtülü hâkim, savcı olup olamayacağı” konusunda görüş sorduğunu, HSYK’nın da “olabileceği” yönünde bir görüş bildirdiğini gazetelerde okuduk... Başörtülü hâkim ve savcı olur mu?
Hukukçu dostlar diyor ki:
“Belli bir inanca ait hukuk sistemi değil de; laik, tarafsız bir hukuk sisteminden bahsediyorsanız; bu hukuk sisteminde de inanan, inanmayan, Müslim, gayrimüslim herkesi yargılıyorsanız siz burada bir inanca ait veya onu çağrıştıran bir kıyafetle, sembolle yargılama yapamazsınız.
Alman ceza hukukçusu Güstav Radbruch, ‘Adalet hukukun ikinci büyük ödevidir; fakat birincisi hukuk güvenliğidir, barıştır’ der. Yani hukukun birinci görevi adaleti sağlamak değildir; hukuk güvenliğini ve güvenirliğini sağlamaktır. Hukuk güvenliğini ve güvenirliğini sağlamadığınız takdirde; verilen kararda adaleti sağlamış olsanız da kararınız tartışılır.
Melih Aşık-Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları