Sehpa tehdidi
Melih Aşık; Bu arada İYİ Parti çabuk davrandı, iktidarın teklifine “evet” diyeceği sinyalini verdi. Ahmet Davutoğlu desteğini daha önce açıklamıştı. 6’lı Masa’da 5 parti Erdoğan’ın teklifini kabul etme eğiliminde.
Genç okurumuz sormuş:
- Siz hiç Meclis’in şimdiki kadar kavgalı gürültülü dönemini gördünüz mü?
Siyasi atışmalar hiç bu kadar sert ve
kırıcı olmuş muydu?
Bu soruyu yanıtlamak için biraz tarihe bakmak gerekiyor.
Emre Kongar ile Zülal Kalkandelen’in hazırladığı “Devrimin ve Karşı Devrimin Yüzyılı” adlı ciltleri açıyoruz.
Kitap 1919’dan başlayarak son yüz yılın kronolojisini veriyor. Tarihleriyle devrim
ve karşı devrim adımlarını özetliyor. Demokrat Parti devrine göz atarken
şu tarihler dikkatimizi çekiyor:
*6 Eylül 1958: Başbakan Menderes:
“İdam sehpalarında can verenlerden ders alsalar ya” diyerek muhalefeti tehdit etti.
*7 Eylül 1958: Genel Başkan İnönü: “Sehpalar kurulursa nasıl işleyeceğini kimse bilemez” diyerek Başbakan’a cevap verdi.
*1 Mayıs 1959: Uşak’ta İnönü’nün başına taş atıldı. İnönü kanlar içinde kaldı.
*27 Nisan 1960: Sivil darbe gerçekleştirildi. Meclis’te kurulan 15 üyeli Tahkikat Encümeni’ne ek yetkiler veren kanun kabul edildi. Encümen hem savcı hem yargıç oldu. CHP milletvekilleri direnince salondan polis zoruyla çıkarıldılar. Meclis görüşmelerinin yayınlanması yasaklandı.
Görüldüğü gibi, şimdilerde “demokrasi yıldızı” diye de adlandırılan Adnan Menderes döneminde gerginlik rakibi idamla tehdit etmeye kadar uzanmış. Neyse ki, bir daha o noktaya varılmadı.
SANCHEZ
İspanyol kasabası Marinaleda’nın sosyalist belediye başkanı Juan Manuel Sanchez Gordillo 30 yıldır bu görevdeymiş.
Sosyalist Başkan’ın BirGün gazetesinde bir röportajı yer alıyor. Kendisine sorulmuş:
- Solcu, devrimci bir belediye başkanının tekrar tekrar göreve seçilebilmesinin sırrı nedir?
Başkan’ın yanıtı:
“Galiba, sol, konuşmayı ve vaaz vermeyi bırakıp bir örnek yaratmalı. Solcu bir lider yönetici pozisyonu kazandığında, temsil ettiği insanlarla tamamen aynı koşullarda yaşamalı. Kavgaya en önde koşmalı, o kavganın nimetleri paylaşılırken en geride durmayı becerebilmeli. Bunu gösterebilirse halkla kolayca bütünleşecektir.”
Zamlı damacana
Bedava yaşıyoruz, bedava/Hava bedava, bulut bedava/Dere tepe bedava/Yağmur çamur bedava,
diye başlar “Bedava” adlı şiirine Orhan Veli. Su da bedavadır 40’lı-50’li yıllarda. Bizler de içme suyunu çeşmelerden doldurur, suya para vermezdik. Şimdi ne mi oldu? 15 litrelik cam şişe damacana bu hafta 45 liraya çıktı. Pek çok ürün gibi su satıcıları da zam yarışında. Fiyatları 40 ile 55 lira arasında değişiyor. İki kişilik ailenin aylık içme suyu masrafı 500 lirayı buldu. Birkaç aydır akaryakıta zam yok, ücretlere zam yok, döviz artmıyor ama fiyatlar sürekli zamlanıyor. Peki, hani artık suyu New York veya Paris’teki gibi musluktan içecektik? İSKİ’ye sorarsanız içebiliriz. İSKİ Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Bekir Kocazeybek garanti veriyor. Diyor ki:
“ İSKİ suları, mikrobiyal yönden son derece güvenli, temiz ve sağlıklıdır. Yüzeysel su özelliği ile kireçli olmasına bağlı sert içimi ve klora bağlı kokunun bariz hissedilmesi dezavantajlarıdır. Mikrobiyolojik incelemeler sonucunda sertlik dışında diğer tüm parametreleri yer altı su kaynaklarının verileriyle aynı olan şebeke suları, damacana fiyatlarının rekor düzeye ulaştığı günümüzde, İstanbullular için sağlıklı bir seçimdir.
Şebeke suyunun bir süre buzdolabında bekletilmesi klor sorununu çözecektir.”
Biraz kireç, biraz klor. Göze alırsanız mesele yok.
Başörtü endişesi
Kemal Kılıçdaroğlu ABD gezisinde yaptığı video kaydında AKP’nin türban konusundaki anayasa değişikliği teklifini reddetmiş, “Bu konu kapanmıştır” demişti. Birkaç gün önce ise şöyle dedi:
“Bizim yasal önerimize ters düşmüyorsa altına imza atarız.”
Bu arada İYİ Parti çabuk davrandı, iktidarın teklifine “evet” diyeceği sinyalini verdi. Ahmet Davutoğlu desteğini daha önce açıklamıştı. 6’lı Masa’da 5 parti Erdoğan’ın teklifini kabul etme eğiliminde. CHP de edecek gibi görünüyor. Bu arada türban teklifini kabul ederken muhtemelen AKP teklifindeki diğer maddeleri de onaylayacaklar. Masadaki 6 partiyi, başörtüsüne karşı oldukları yönünde bir propagandanın hedefi olmak korkutuyor. Türban, AKP’nin üzerinde egemen olduğu bir konu. Peki o zaman Kemal Kılıçdaroğlu durup dururken türban meselesini neden gündeme getirdi diye sorarsanız. Bunun yanıtı da bugüne dek verilemedi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları