‘ÜŞÜYORUM’

Melih Aşık; Bizi öldürmek için Fransa’dan, Amerika’dan uçak, savaş gemisi ne varsa alıyorlar. Biz ses çıkarmıyoruz. Biz onların sağlığını korumak için maske üretiyoruz. Bunu saldırganlık sayıp ayağa kalkıyorlar.

Mülkiye'den okul arkadaşım, meslektaşım Ahmet Tan ne yapar ne eder diye sorayım dedim, pazar sabahı telefonunu çevirdim.

- Ne haber, nasılsın, demeye kalmadan...

- Üşüyorum, dedi. Soğuktan donuyorum.

- Hayrola...

- Beş gün önce 1500 liralık doğal gaz alıp kombiyi doldurdum. Gaz beş günde bitti.

- Olamaz, kaçak falan olmasın?

- Olsa zaten havaya uçarız, kaçak maçak yok. Şimdiden söyleyeyim, bu ay sonunda doğal gaz faturaları sandığınızdan çok yüklü gelecek.

Ahmet, Ankara'da OR-AN'da oturuyor.

Üst katında Deniz Baykal yaşıyordu. Karşısında Turgut Özakman. Özakman rahmetli oldu. Baykal başka konuta taşınmış. Ahmet'in konutu bahçe katındaymış. Genişliği de yaklaşık 200 metrekare dolayında. Tabii ısınması zor. Ancak yaktığı gazın parası yine de çok.

Ahmet bu arada yemeğini hazırlamaya koyuldu.

- Evde bir yardımcı yok mu?

- Bir Gürcü kadın vardı. Dolar fırlayınca maaşına zam istedi. Veremem deyince, anında fırlayıp başka eve gitti. Artık yardımcı bulmak da zor. Çünkü pandemi dolayısıyla Kuzey'den giriş çıkış yasaklandı...

Her şey mi kötüydü? Yok canım! Neyse ki eski güzel günlerimiz vardı. Mülkiye'den Ahmet'le aynı yıl mezun olmuştuk.

Kendimizi güzel anılarla teselli ettik.

SOL AHLAK

Murathan Mungan’ın “Sol Atölyesi” adlı kitabında şu satırların altını çizmişim:

“Devrimci mücadele belki de devrim yapamadı ama birçok değerli insan, aydın, devrimci kazandırdı bu ülkeye. Kendi adıma bana o günlerden hâlâ onurla sahip çıktığım bir sol ahlak kaldı.”

Nedir sol ahlak?

Söylediği sözün arkasında duran, maksadımı aşmışım gibi mazeretlere sığınmayan, sıkışınca “Bana kompile yaptılar” gibi yalanlara başvurmayan, “Yaradan’a dua eder, af dilerim, günahlarım affolur” kolaycılığıyla teselli bulmayan, kişinin vicdanından kaynaklanan, adalet duygusundan güç alan, sınıf bilinciyle zenginleşen ahlaktır.

Onu ayakta tutmak kişisel direnç, özveri, cesaret ister.

Ahlaklı olma kapısı herkese açıktır.

Solcu olmak da şart değil.

MASKE

Yunan parlamentosunda milletvekillerine dağıtılan maskelerin kenarında “Made in Turkey” yazıyormuş. Bunu gören milletvekilleri tepki göstermişler. Meclis Başkanı ihaleyi bir Alman şirketine verdiklerini, şirketin maskeleri Türkiye’de yaptırdığını, bunu önceden bilmediklerini söylemiş.

Adamlarda fanatizmin sınırı yok.

Bizi öldürmek için Fransa’dan, Amerika’dan uçak, savaş gemisi ne varsa alıyorlar. Biz ses çıkarmıyoruz. Biz onların sağlığını korumak için maske üretiyoruz. Bunu saldırganlık sayıp ayağa kalkıyorlar.

Yapma vre...

DİLİMİZ

Galatasaray’la anlaşma imzalayan falanca futbolcu 1.5 milyon euro maaş alacakmış. Bazı gazeteler öyle yazıyor.

Maaş dedikleri futbolcunun sezon sonuna kadar alacağı ücret.

Maaş malumunuz “aylık ücret” demektir.

Bizim bazı gazeteler ise yıllık ücrete de maaş diyor.

Gazetelerimiz sık sık başka çoğul sözcükleri de tekil olarak kullanıyor.

Örneğin “mevduatlar” deniyor.

Mevduat zaten çoğul. Tevdi edilmiş, emanet edilmiş anlamına geliyor. Mühimmat da çoğul olduğu halde sık sık mühimmatlar şeklinde dile getiriliyor.

Oysa... “Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları” diye 30 bin Osmanlıca sözcüğün Türkçesini belirten bir sözlüğümüz vardır. 1934 yılında iki yıllık hummalı bir çalışma sonucu hazırlanmıştır. Türk dilleri taranarak öz Türkçe sözcükler çıkarılmış ve dev bir sözlük oluşturulmuştur. Kimsenin haberi yoktur. Şu sırada piyasada arasanız bulamazsınız. Kolayımıza gelen sözcükler dururken Türkçelerinde ısrar etmek zor gelmiş, o öz Türkçe sözcükler sözlükte kalakalmıştır.

AKSOY

Profesör Muammer Aksoy katledilişinin 32. yılında saygıyla anıldı dün.

Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç farklı silahlardan çıkan kurşunlarla öldürüldüler.

Ama ortak yanları vardı.

Hepsi laik cumhuriyetin yılmaz savunucularıydılar.

Laikliği demokrasinin en güçlü payandası olarak savunuyorlardı.

Günümüzde artık laiklik pek ağza alınmıyor.

Neden diye sorulduğunda bahane hazır:

- Efendim, dindar kesimden de oy bekliyoruz. Laiklik dedik mi dinsizlik anlaşılıyor.

Muammer Hoca sağ olsa o liderlere:

- Laikliğin dinsizlik olmadığını halka anlatamıyorsanız o işi bırakın, derdi.

Gerçekten... Laikliğin dinsizlik olmadığını anlatmayan bir parti hangi doğruları anlatabilir halka?