Uyanalım artık!

Melih Aşık; İBB kayıtlarına göre, 7.5 büyüklüğünde bir depremde tahmini olarak 91 bin bina ağır, 167 bin bina ise orta derecede hasar görecek.

Bu satırları sıkıntı ve acıyla okuduğunuzu biliyorum. Ben de zaten sıkıntı ve acıyla yazıyorum.

Toplumsal felaketler elbet acı ve keder yüklüdür.

Ama daha büyük acıyı felaketlerden ders alınmaması veriyor.
Binlerce cana mal olan Körfez depreminden sonra güzel bir sloganı milletçe paylaştık:

- Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...

Dedik... Ama her şey maalesef yine eskisi gibi.

Fotoğraflarda görüyorsunuz.

Kimi binalar sapasağlam dururken, hemen yanı başında kimi binalar çöp olmuş.

Bunlar da yeni yapılmış binalar.

Birileri birkaç kuruş için insanları ölümün kucağına atıyor.

Dünyada depremin tehdit ettiği tek ülke Türkiye değil.

Ancak depremde en çok zayiat veren ülkelerden biri Türkiye.

Cehalet, umursamazlık ve kadercilikle birleşince, gözleri görmez, akılları çalışmaz kılıyor.

Korkarak ekleyelim...

Sırada da İstanbul depremi var.

İBB kayıtlarına göre, 7.5 büyüklüğünde bir depremde tahmini olarak 91 bin bina ağır, 167 bin bina ise orta derecede hasar görecek.

Bu rakamlar yüz binlerce insan kaybına ve tüm ülkenin ekonomik olarak yıllarca geri gitmesi anlamına geliyor.
Depreme karşı can güvenliğini öne alan yatırımlar neden umursanmıyor?

Söylemesi belki ayıp ama... Böylesi yatırımlar kısa zamanda büyük getiri sağlamadığı ve rant getirmediği için pek ilgi çekmiyor.

Üstelerseniz, “Böyle gelmiş böyle gider” deniyor.
İşleri Tanrı’ya havale etmek kolayımıza geliyor!
Bu kısır döngüleri ne zaman kıracağız?

Herhalde insan hayatının ve yaşama hakkının paradan daha önemli olduğunu kavradığımız...

Ve dünyaya aklın ve bilimin gözlüğüyle bakmaya başladığımız zaman.

O günlerin çabuk gelmesi dileğiyle...

Kahramanmaraş ve civar illerde depremden zarar gören vatandaşlarımıza sabır... Vefat edenlerin ailelerine başsağlığı... Geride kalanlara sağlık diliyoruz.

***

NOT: Sayın okurlar... Bu hafta sizlerden izin rica ediyoruz. Önümüzdeki salı görüşmek üzere...