Tarih:
02.10.2014
Doğal Kaz
Necdet Pamir; Her zamanki gibi 'suçlu', onların uyguladığı politikalar değil; bu defa da 'artan dolar' ve 'kurak geçen' mevsimmiş…
Enerji Bakanı, Ekim ayından itibaren doğal gaz ve elektriğe % 9 oranında zam yapılacağını dün müjdeledi! “2 senedir yapmamıştık” diye de zammı haklı göstermeye çalıştı. Allah razı olsun! Daha sonra da zammın neden “kaçınılmaz” olduğunu açıkladı.Her zamanki gibi “suçlu”, onların uyguladığı politikalar değil; bu defa da “artan dolar” ve “kurak geçen” mevsimmiş… Biraz daha gayret etse, “Az bile zam yaptılar” demek gerekecek… Acaba bu doların TL karşısında yükselme nedeni nedir? AKP’yi devirmek için, doları paralel olarak yükselten birileri var mutlaka! Yağışları da bir engelleyen vardır kesin! Nasıl mı? Yağmur duası oluyor da, “yağmur yağmasın” duası neden olmasın? “Birileri” sabah akşam o duayı okuyordur; eminiz…
Masal anlatmayı bırakalım. Zamların nedeni, AKP’nin dışa bağımlı ve her sektörüolduğu gibi, enerji sektörünü de sadece “alış verişten” ibaret gören sorumsuz politikalarıdır.
Türkiye, halen enerjide % 72 oranında dışa bağımlı. 1990’larda dışa bağımlılık % 52 civarındaydı. AKP iktidara geldiğinde enerjide dışa bağımlılık % 67 idi; şimdi % 72… Giderek artıyor!
2002 yılında enerji ithalatına 9,2 milyar dolar ödemiştik. 2013 yılında bu rakam 56 milyar dolar oldu. Ödemelerimizin büyük bölümü, petrol ve doğal gaza gidiyor. Son yıllarda buna giderek artan oranda ithal kömür de eklendi. Enerji ithalat ödemelerimizin yaklaşık % 52’si ham petrol ve petrol ürünlerine, % 40’ı doğal gaza yapılıyor.
Enerji tüketimimizin % 31’i ve elektrik tüketimimizin yaklaşık % 45’i doğal gazla karşılanıyor. Yaklaşık dememin nedeni, geçen yıl % 44 iken, şu sıralarda (su seviyesindeki azalma nedeniyle) % 47,1..
Yanlış şurada: Tükettiğimiz doğal gazın % 98’ini, yani neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Ödemeleri de dolarla yapıyoruz. İktidardaki arkadaşların, dolar TL paritesini belirleme kapasitesi var mı? YOK! Doğal gaza ödenen bedel, ithalatı yaptığımız ülkelerle imzalanan anlaşmalarda mutabık kalınan ve bazı petrol ürünlerine bağlı olan bir formül üzerinden belirleniyor. Petrol ürünlerinin fiyatlarını belirleme kapasiteniz var mı? YOK! Peki kardeşim, neden enerji ve elektrik tüketiminde doğal gazın payını durmadan arttıracak lisanslar dağıtıyorsunuz? Söyleminiz başka, eyleminiz bambaşka! Her işiniz gibi!!
Somutlayalım: Türkiye’nin elektrik kurulu gücü yaklaşık 68 bin megawatt. Bunun (halen) 21 bin megawatt’ı doğal gaz santralleri.. Yani, toplam kurulu gücün % 31’i. Doğal gazın elektrik üretimindeki/tüketimindeki payı daha da yüksek: % 47,1. Fiyatı sizin kontrolünüzün dışında artan ve tamamı ithal edilen bir kaynağa bu kadar bağlı olmanın, “halkın çıkarına” diye tanımlanabilecek bir açıklaması var mı? Ama amaç, bu işin alış verişinden “birilerinin” nemalanmasıysa; yurdum insanının cebini yakan bu zamların nedenini oluşturan “işlere” devam etmeniz çok ama çok doğal!
Doğal gaza bağımlılık bu denli yüksekken, bu bağımlılığı azaltmak yerine; EPDK durmaksızın YENİ doğal gaz santralleri için YENİ lisans yağdırmayı sürdürüyor. Az önce bahsettiğimiz 21 bin megawatt’lık doğal gaz santraline, EKLENECEK yaklaşık 30 bin megawatt’lık YENİ doğal gaz santral lisansı verildiğini biliyor musunuz? “Doğal gaza bağımlılığımız azaltılacakmış”… Hadi canım sen de!
Sadece bu santraller için (santrallerin tipine bağlı olarak) yılda 30 ile 40 milyar metreküp ek gaz ithalatı gerekecek! Yok “yağmur yağmamış da dolar değer kazanmışmış”! Aile büyüklerimiz söylerdi; dil sürçmesi zannederdik: “mişmişli geçmiş zaman” diye birşey varmış gerçekten! Bu arada son 1 yılda petrol fiyatları (doğal gaz faturasını etkileyen), varili 109 dolardan 96 dolara gerilemiş; ondan bahis yok!
Kamu kurumu olan BOTAŞ’ın doğal gaz ithalat kontratları, hızla yandaşlara devrediliyor. 1986’dan beri doğal gaz işini yürüten BOTAŞ’ın, “müdebbir ve basiretli bir tüccar olarak” çalışması ve Rusya’dan, kontrat devralan “yeni yetme” şirketlerden çok daha uygun koşullarda gaz alması gerekmez mi? Ama nedense öyle olmuyor! BOTAŞ, bin metreküpte 100 – 150 dolar (farklı zaman dilimleri için) daha fazla ödüyor. Peki bu özel şirketler, doğal gazı konutlara, sanayi kuruluşlarına, elektrik üreten santrallere 100 – 150 dolar daha ucuza mı veriyorlar? Yanıt “Hayır” ise, bu kontrat devri işinin; ülkeye, konuttaki insanımıza, sanayicimize, ne hayrı var? Amaç neydi? Devredilen (daha da devredilecek) miktar yılda 10 milyar metreküp. Bin metreküp gazın alım fiyatında 100 dolar fark olsa, yılda 1 milyar dolar yapar. Bu fark nereye gidiyor?
Doğal gaz pahalandıkça, elektriğin de % 47’si doğal gaz ile üretildiğinden elektriğe de zam bindiriliyor! Elektrik Mühendisleri Odası’nın açıkladığı gibi, “Hükümetin bayram hediyesi olarak yaptığı elektrik zammıyla, 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik gideri ise 90 lirayı aştı.” Hayırlı olsun!
Zamların bir diğer nedeni ve boyutu ise, özelleştirmelerle azalacağı iddia edilen “kayıp ve kaçaklardan” kaynaklanan açıkların, ödemesini düzenli yapan halka bindirilmesidir.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın haklı olarak belirttiği gibi, “Elektrik alanında özelleştirmelerle kayıp ve kaçakları azaltacağını; daha ucuz, verimli ve kesintisiz elektrik sunulacağını; yatırımların yapılmasını sağlayacağını iddia eden AKP iktidarının hedefleri çöktü. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle, dağıtım şirketlerinin brüt kar marjı artışından kayıp ve kaçak bedellerini sürekli revize etme taleplerine, çiftçilerin gelir desteklerini gasp etmeye varıncaya kadar her türlü isteklerini karşılayan iktidar, ‘kamunun sırtından dağıtım şirketlerini besleme’ modelini yürürlüğe koymuş oldu. Bu modelle kayıp ve kaçak bedelleri sürekli revize edilip, şirketlerin zam talepleri karşılanırken, son yapılan yüzde 9‘luk zammın altından da kayıp ve kaçak artışı çıktı. Zammın yarıdan fazlasını, kayıp ve kaçak bedeline yapılan artışlar oluşturdu.”
“Hükümet yapılan zamlarla bir yandan dağıtım şirketlerinin, kamu üzerinden finansmanını sağlarken, Cumhurbaşkanlığı seçimleri dahil olmak üzere seçim bütçeleri nedeniyle oluşturdukları açığı kapatmak için de kaynak yaratmış olmaktadır. Ekim 2014 zammı sayesinde elektrik faturaları üzerinden tahsil edilen vergi, fon ve paylar da artırılmış olmaktadır. Sadece bu artış nedeniyle 1 yılda konut kullanıcıları üzerinden 546 milyon TL daha fazla tahsilat yapılacaktır.”
Ülkeninin yönetimi 2002’den beri bu “dolar ve kuraklık mağduru” kişilerin elinde… Ülkemizin yerli ve büyük bölümü yenilenebilir enerji kaynakları atıl bekletiliyor. Daha o sektörlerde tam “pozisyon” alamadılar. Bir de kar marjlarını yeterli bulmuyorlar sanırım. Oysa geçen yıl 245 milyar kilowatt-saat elektrik tüketen Türkiye’nin, henüz devreye alınmamış yerli kaynak potansiyeli, enerji verimliliği dahil edildiğinde bu rakamın 3 katından fazla!
Neymiş? “Dolar, TL karşısında artmışmış; yağmur yağmamışmış!”
Davutoğlu, “AVM’ler açılmadan önce esnaf toplu dua etsin, sonra dükkan açsın” diye fetva veriyordu! Sizin ekonomi yönetiminiz de “doların değeri TL karşısında düşsün” diye dua etse ve enerji bürokrasiniz de yağmur duasına çıksa, başımıza bu zamlar gelmezdi! Yeni zammınız öncesinde yaptığınız zamlara bir bakalım:
• Aralık 2007 – Ekim 2012 arası, konutlarda elektriğe % 129 zam…
• Ocak 2002 – Nisan 2012 arası konutlarda doğal gaza % 208 zam.
• OECD’nin en pahalı benzini ve motorini…
Neymiş? Dolar TL karşısında artmışmış, yağmur yağmamışmış!
Doğal gaza ve elektriğe zammın gerekçesi bunlarmışmış…
Herkesi DOĞAL KAZ mı sanıyorsunuz? Hadi başka kapıya!
Necdet Pamir
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları