loading
close
SON DAKİKALAR

'Duyduğunuz, çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar…'

Necdet Pamir
Tarih: 04.02.2015

Necdet Pamir; Algı yönetimi, AKP’nin 'başarıyla' uyguladığı yöntemler arasında. TBMM’de maden ve elektrik sektörüyle ilgili bir dizi hukuksuzluk, kanun haline getirilmek üzere…

Algı yönetimi, AKP’nin “başarıyla” uyguladığı yöntemler arasında… Gündemi saptırmakta da hayli başarılılar… 4 Bakan’ın istifasıyla, ülkenin her tarafına yayılan çamur selinin önüne set çekme gayreti de bu “strateji”nin bir uygulaması… Sürekli gündem değiştirecek “bir şeyler” bulunuyor ve yandaş-candaş ya da sazan medya aracılığıyla, kamuoyu “meşguliyeti” sağlanıyor! Yersen!

16 “Türk Devleti” sembolleri arasına ve kaçak saray merdivenlerine pek derin bir tarih bilinciyle yerleştirilen Duşakabin Oğulları Devleti’nden tutun da Kraliçe Elizabeth’in Yarı Başkan statüsünde oluşuna; “bayraktan çıkarılmak istenen ay” zırvalarından, Malazgirt’te “Romen Diyojen”in (Nasıl oluyorsa; 250 sene sonra kullanılacak olan barutla!) batarya batarya, gülle gülle Alparslan’a saldırmasına… Her gün yeni bir safsata, yeni bir “Aaaa, canbaza bak” dümeni…

Oysa Türkiye’nin asıl gündemi ve sorunları: Yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, giderek belirginleşen ekonomik kriz, hırsızlık, yağmacılık, çevre katliamları, işçi ve kadın düşmanlığı, “özelleştirme” diye yapılan talanlar, bölücülük, mezhepçilik, ayrımcılık, hukuk tanımazlık ve Cumhuriyet düşmanlığı gibi somut ve son derece ciddi tehditlerdir. Din sosuna bulanıp, kamufle edilmeye çalışılan faşizmdir dayatılan asıl tehdit!

Millet, önüne konulan sanal ve sahte gündem konuları üzerine gevezelik ederken, TBMM’den torba kanunlar ve kanun görünümünde hukuksuzluk metinleri, yıldırım hızıyla geçiriliyor. 2 “tivit” atıp, “feysbukta” da içimizi dökünce, bir rahatlama hissi sarıyor bedenlerimizi… Hoşlanmadığımız haberleri televizyonda “zap”layınca da, devekuşu misali istemediğimiz durumları görmeyip; bir süreliğine kurtuluveriyoruz tüm sorunlardan…

TBMM’de maden ve elektrik sektörüyle ilgili bir dizi hukuksuzluk, kanun haline getirilmek üzere… Kayıp ve kaçak adı altında, yıllardır dağıtım şirketlerinin haksız olarak namuslu vatandaştan tahsil ettikleri milyarlarca lirayı Yargıtay kararı doğrultusunda geri almasının önünü, “yasal” düzenlemelerle kesmeye çalışıyorlar. Dağıtım şirketlerinin, vatandaşın cebinden haksız kazanç sağlaması, “yasal hale” getirilmek isteniyor. Vatandaşın, hakkını mahkemede araması yasaklanıyor! Türkçe meali: Hırsızı dava edemeyeceksiniz!

2012’den beri yasal dayanağı olmaksızın Başbakanlık kontrolüne alınan madencilik sektöründe bu fiili durum, yasal hale getirilmeye çalışılıyor. Soma ve Ermenek gibi son örnekleriyle hafızalarımıza ve yüreklerimize kazınan maden cinayetlerinin temel nedenlerinin başında gelen redevans uygulamaları, kamuda devam ettiriliyor; yeni cinayetlere davetiye çıkarılıyor. Maden mühendisleri yerine, “yetkilendirilmiş tüzel kişi” diye bir sıfat uydurularak; eğitim, liyakat ve birikim ayaklar altına alınıyor. Sektörde başıboşluk, sistem haline getiriliyor. Tüm bu hukuksuzluklara ve talana karşı, yıllardır ulusal çıkarlarımız ve kamu yararı doğrultusunda örgütlü mücadele veren TMMOB ve bağlı Odaları ise torba kanunlarla susturulmaya ve yok edilmeye çalışılıyor.

TMMOB Bakanlıklara bağlanarak, yasası değiştirilerek vesayet altına alınmaya, örgütlü yapısı parçalanmaya ve etkisiz kılınmaya çalışılıyor. Zira TMMOB ve Odaları; AKP’nin kentler üzerindeki oyununa karşı duruyor, "kentsel dönüşüm" adını verdikleri "rantsal dönüşüme" karşı çıkıyor. Çünkü TMMOB ve Odaları; yayınladıkları raporlarla, basın açıklamalarıyla ve açtıkları davalarla; AKP’nin ormanları, kıyıları, meraları, SİT alanlarını; suyumuzu ve toprağımızı yağmalamasının önünde duruyor. TMMOB’nin ve Odaların “günahları” çok büyük! Zira onlar, taşeronlaştırma uygulamalarına, işten

çıkarmalara, işsizlik, yoksulluk ve düşük ücretlere karşı, direnen işçilerle ve kamu çalışanları ile bir arada saf tutuyorlar. Onlar, iktidarın doymak bilmeyen rant amaçlı politikalarına, serbestleştirme, özelleştirme uygulamalarına, yağma ve talanlarına; açtıkları davalarla "dur" diyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun meslek örgütleri üzerine hazırladığı raporla başlayan ve “Kanun Hükmünde” Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurdukları Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün oluşturulması ile “pekiştirilen” ve bir gece yarısı operasyonu ile 3194 Sayılı Kanun’a ekleme yapılması ile devam eden süreçte, şimdi AKP’nin yeni bir projesi gündemde. AKP, şimdi de TMMOB’nin kuruluş yasası olan 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nda değişiklik yapmak için gözünü karartmış, daha doğrusu gözünü RTE’ye kilitlemiş durumda… Bu ülkenin mühendislerinin, mimarlarının, şehir plancılarının ve onların örgütü TMMOB’nin asla talebi olmayan bu yasa değişikliği ile; bir türlü arka bahçeleri yapamadıkları, diz çöktürüp biat ettiremedikleri TMMOB ve Odalarını parçalayarak dağıtmak ve sesini kesmek istiyorlar. Soma ve Ermenek’teki cinayetlerin üzerini “sessizce” örtebilmek için, TMMOB’nin sesini kısmaya, hatta gırtlağını sıkmaya çalışıyorlar.

TMMOB ve Odaları, TMMOB Kanunu değişikliğine karşı, 14 Şubat 2015'de Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yaptı. Diyorlar ki:

“AKP, Örgütümüzü yok edebileceğini zannediyorsa yanılıyor… Çünkü TMMOB, bu ülkenin taşına, toprağına işlendi. Çünkü TMMOB, bu ülkede deresine sahip çıkan Emine Teyze demek… Çünkü TMMOB, bir avuç kömür için bir ömür veren maden işçisi demek. Çünkü TMMOB, bu ülkenin aydınlık yüzü demek... Biz bu ülkeyi, gericiliğin dogmatizmiyle ortaçağ karanlığına döndürmek isteyenlere, vahşi kapitalizmin kar hırsıyla tüm insani değerleri yok etmek isteyenlere karşı, aydınlığa taşımak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. ‘Padişahım çok yaşa’ diyenlerle asla saf tutmayacağız.

TMMOB, Soma’da, Ermenek’te, Zonguldak’ta maden emekçilerinin yanında... TMMOB, 3 Mart İş Cinayetleri ile Mücadele Günü’nde. TMMOB, nükleer santrallere karşı Akkuyu’da, Sinop’ta. TMMOB, Karadeniz’de Ege’de Akdeniz’de suyuna, deresine sahip çıkanların yanında...

TMMOB, bu ülkenin altını üstüne getirenlere karşı Kazdağları’nda, Cerrattepe’de, Fatsa’da. TMMOB, Gerze’de, Yırca’da, Terme’de. TMMOB, Alakır vadisinde, Diyarbakır Hevsel bahçelerinde, Burdur’da, Bartın’da. TMMOB, Atatürk Orman Çiftliği’nde...

TMMOB, ‘artık yeter’ diyenlerle Gezi’de. Hem de Gezi’nin tam merkezinde.

TMMOB, insanımızın kardeşçe barış içinde bir arada yaşamasını savunarak Roboski’de... TMMOB, emperyalist saldırı ve savaşa karşı Suruç’ta konteyner kentte, Silvan’da.

TMMOB’li kadınlar, 25 Kasım’da, 8 Mart’ta alanlarda; Yalvaç’ta. TMMOB, 1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma gününde alanlarda, Taksim’de. TMMOB kentte, kırda, yanlışlara karşı direnen bu ülke insanın bulunduğu her yerde... TMMOB, eşit, özgür, demokratik Türkiye mücadelesinin en ön saflarında...”

Nazım Hikmet, yüzünde gülümsemesiyle; doğruluyor yattığı yerden ve sesleniyor onlara:

“Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,

dalga dalga aydınlık oldular,

yürüdüler karanlığın üstüne.

Meydanları zaptettiler yine.

Beyazıt'ta şehit düşen

silkinip kalktı kabrinden,

ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını

yıktı Şahmeran'ın mağarasını.

Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.

Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.

Safları sıklaştırın çocuklar,

bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

“Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar/Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar/ Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar

O çocuklar/O yapraklar/ O şarabi eşkıyalar…

Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?”

CAN YÜCEL

Necdet Pamir
CHP Enerji Komisyonu Baskanı
TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalısma Grubu Baskanı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları