100 yıl hesaplaşması: Cumhuriyet ulus ve kadın devrimi yarattı
Orhan Bursalı; Ulus, dünyayı bilen ve her alanda yaratıcı insanlar topluluğu olmak zorundadır, yoksa ayakta kalmakta çok zorlanırız, bağımsız, özgür, refah ve mutluluk içinde yaşayamayız.
Bırakalım geçici ve kısa bir döneme özgü karakterdeki karamsarlıkları. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin hedeflerine önemli ölçüde varmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle yeniden tanıklık ettik.
Bir ulus yaratılmıştır. 100 yıl içinde yaşadıklarımızın tümü bu ulusu ulus yapan olaylardır. Geçmiş de bu ulusun bir şekilde tarihi olarak tamamlayıcısı olmuştur.
Cumhuriyet Kadın Devrimi olarak da gerçekleşmiştir. Cumhuriyetin ve ulus yaratmanın vazgeçilmez bir sonucu, ürünüdür bu devrim. Çok büyük bir kadın kesimi için (ve erkek kesimi için de!), düşünce ve pratik olarak, geri döndürülmesi mümkün olmayan yeni bir durumdur bu. Az sayıda birtakım kafaları donmuş arıza erkekler bir azınlığın azınlığı olarak vardırlar. Büyük başarı karşısında bu bir çöp sorundur. Şüphesiz kadın-erkek eşitliğinde alınacak çok yol vardır henüz, tıpkı dünyada olduğu gibi. Biz çoğundan ilerideyiz.
BİLİM-EĞİTİM-BİLGİ NE DURUMDA
Türkçe tartışılmazdır. Bir dil birliği içinde herkes duygu, düşüncelerini birbiriyle paylaşmaktadır; ortak bir külliyat, bir güncel ve tarih dil hazinesi oluşmuştur.
Bunlar Cumhuriyet Devrimi’nin ana bileşeniydi ve bu da gerçekleşmiştir. Bu nedenle çağdaşlık açısından diğer İslam ülkelerinden koptuk... Bilim yerleşmiştir. Hakiki mürşit olma yolunda epey mesafe katetmiştir. Her ne kadar eğitimde dini-ideolojik dayatma varsa da ana metinlerimiz büyük çoğunluk için bilimsel bilgidir.
Eğitimde şüphesiz derin sorunlarımız vardır. Yaratıcı eğitim büyük eksikliğimizdir. Üniversitelerimizde şüphesiz aksamalar vardır. Nitelik bileşik kaplarda, aşağı seviyelerde ortalamalara düşmüştür. Ama yeni bir politik akıl ile üst düzeylere çıkma potansiyelini içinde korumaktadır.
POLİTİK AKILDA ÖNEMLİ AKSAMALAR
Cumhuriyetin sacayaklarından biri olan akıl her şeye rağmen ön plandadır. Bilim ve aklı kullanmakta politik sorunlarımız sık ortaya çıkabilmektedir. Özellikle iktidarın seçmen konusunda sürekli avantajlı destekçiler yaratmak doğrultusunda. Türkiye’nin de toplumsal bileşenleriyle oynayan bir sığınmacı politikası söz konusu olduğunda. Fakat ülke ve dünya gerçekleri, önünde sonunda bu politik aklı hizaya getirecektir. Kimse ülkenin sorunlarına sistematik akılsız yaklaşamaz.
Burada en önemli konu, ekonomi politikalarında geçmişten ders alamayan ve geçmişte yaşadıklarımızı tekrarlayan bir politik akıl eksikliği olmasıdır.
Nitelikli bilim ve teknoloji üretmede sorunlarımız vardır. Teknoloji deyince askerisi akla geliyor. 80’li, 90’lı yıllarda temeli atılan savunma sanayi gelişirken esas büyük sivil pazarda yaratıcı yeni ürünleri ithal etmekteyiz ve bu zor alana baktığımızda arka planda temel vb. bilim üretimi ve buna politik destek eksikliğini görürüz.
ULUS: YARATICI İNSAN TOPLULUĞU
Ulus, dünyayı bilen ve her alanda yaratıcı insanlar topluluğu olmak zorundadır, yoksa ayakta kalmakta çok zorlanırız, bağımsız, özgür, refah ve mutluluk içinde yaşayamayız.
Yaratıcı bir toplumun kilittaşı, çok iyi bir eğitim sisteminin, bir üniversite sisteminin ülke çapında var olmasıdır.
Yani aklı hür vicdanı hür bir toplum, geleceğimizin teminatıdır. Başka bir güvence yoktur.
Aklı ve vicdanı hür toplum, düşünen ve üreten toplum demektir.
Toplumun, insanlarımızın önündeki tüm engelleri kaldırarak, herkese fırsat eşitliği ve insanca yaşama koşulları sağlayarak bu hedefe varabiliriz. İleriye bakmalıyız ileriye doğru yürümeliyiz. Çağdaş dünya ile uygun adım...
Cumhuriyetin bu konuda derin sorunları vardır. Bu engeli aştığımızda Türkiye hızla yükselecektir.
Devamı yarın!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları