loading
close
SON DAKİKALAR

‘15 Temmuz gecesi fark ettim’ciler... Ve, nasıl bir hükümet kurulurdu!

Orhan Bursalı
Tarih: 15.08.2016

Orhan Bursalı; Mesela Cemaat ile içli dışlı iki arada bir derede yaşayan Bülent Arınç gibi, 15 Temmuz gecesi, iş olup bittikten sonra hay Allah diyenler için düşünüyorum.

Hayır hayır, RTE için söylemiyorum, o çoktaaan farkındaydı, sadece askeri kalkışmaya girişebileceklerini kestiremiyordu. Mesela Cemaat ile içli dışlı iki arada bir derede yaşayan Bülent Arınç gibi, 15 Temmuz gecesi, iş olup bittikten sonra hay Allah diyenler için düşünüyorum:
Askeri darbe başarılı olsaydı, bugün onlar nerede olurlardı?
Sorgulanması gereken sorudur bu.
Güzel güzel anlatıyor Medyascope’daki söyleşide Ruşen Çakır’a. Ruşen’in her soruyu sorduğunu düşünmüyorum, belki de biraz kıyak geçmiştir Arınç’a.
Ama darbe başarılı olsaydı, Arınç, sabah şaşıranlar arasında olur muydu? Bunu bilemeyeceğiz.
Veya, daha pek çok RTE ile bağını koparmış veya pamuk ipliğinde tutan diğerleri hakkında, belki ileride bir şeyler çıkar...
Affınıza sığınarak, analizin biraz uç noktasına kayacağım.

Eğer başarılı olsaydı girişim...
15 Temmuz gecesi farkına vardım ki bunlar darbeci bir terör örgütüymüş diyerek askeri girişimi lanetleyenlerden kimleri, izleyen günlerde yeni siyasal iktidar yapısında görecektik?!
Birden gözümün önünde bana hiç de yabancı gelmeyen siyasi çehreler beliriyor!
Şu sıralarda durmadan komplo teorilerini “bunun altı boş, uydurma” diye reddettiğim, boşta gezer dostumla bu çehreleri paylaşıyorum. Birisini es geçme, biliyorum RTE’nin yarattığı mazlum olduğu için aklına gelmez, ama Gül’ü de düşün demez mi!?

Dicle Üniversitesi olayı 

Hadi oradan anlamında el hareketi yapıyordum ki hareketimi kesti, yahu dedi, üniversitelere epey cemaatçi diye bilinenleri rektör atamadı mı, altlardan, üçüncüyü, beşinciyi... Bak Dicle Üniversitesi’ne, üçüncü sıradan Bayan Saraç’ı oturttu, o da 4 yıl boyunca tüm üniversiteye cemaatçileri yığdı ve yolsuzluk iddiaları da ayyuka çıktı; 4 yıl sonra birinci sıradan yine atadı! Şimdi üniversite boşaldı neredeyse; sadece Dicle mi, daha ne üniversiteler... Her yerden cemaatçi akademisyenler fışkırıyor...
Bir an sustum, liyakat değil keyfiyet, yakınlık, siyasi yandaşlık vb. Bunları ben de eleştirmiştim. Birden, benzer şeyi Erdoğan da yaptı, 6 rektörden sadece ikisi ilk sıradan.. dedim ama aralarında cemaatçi olmadığına eminim. Ama liyakat var mı? Siyasal yandaşlık, benim emir ve talimatım altında hareket etsin, düşüncesi...
Bunları söyledim ama o devam etti: Bak, birden o sabah bambaşka bir Gül gördük, görülmemiş bir sertlik, fırladı Ankara’ya gitti. Sen bundan bir bit yeniği çıkarmaz mısın?..
Hadi len dedim...

Nasıl bir hükümet kurulurdu? 

Ve başka isimler, çehreler de resmi geçit yaptı, darbe hükümeti ve çevresinde boy gösterecek.
Cemaatin hükümeti, geniş çevrece kabul edilebilecek, ülkeye de şirin gözükecek ve darbenin şiddetini azaltacak isimlerin de içinde bulunduğu bir oluşum olacağı kesin. Bugünkü iktidardan da beslenen...
Başarılı darbe sonrası bambaşka bir ülkeye gözümüzü açardık. Düne kadar darbelere karşı olmakla övünen liboş ekibin iktidar yanında saf tuttuğunu seyrederdik. Altan’lar maltanlar, Cemal’ler ve benzerleri... Ve bizden çoook tanıdık isimler.
“Başka çare yoktu, Türkiye faşizmden döndü, bir Ortadoğu ülkesi olmaktan kurtulduk, iç savaş çıkacaktı... Yolsuzlardan ve hırsızlardan kurtulduk...”
Daha önce yazdığım gibi bir iç savaş da çıkabilirdi.

Elif Şafak da var 

Türkiye başka bir derin ve amansız, keyfi ve bugünkü sistemin de tamamen ortadan kalktığı bir kıyımın cenderesinde ufalır giderdi...
Tabii darbecilerin alacağı ABD ve Avrupa desteği ve garantisi de söz konusu olacaktı.
15 Temmuz gecesi ayılanlar arasında baktım Elif Şafak da var. Hiç böyle bir şey düşünmezmiş.. Bilseymiş, falan filan...
Hayali ne kadar darmış, romanlarının çatısını başkaları kuruyor olsa gerek.

***

Peki, 15 Temmuz’un galibi RTE iktidarında bir değişiklik olabilir mi, aynı tas aynı hamam gibi...
Ama 15 Temmuz sonrası Gülen iktidarında tepeden tırnağa değişik bir ülke içinde yaşıyor olacaktık, tek kesin olan bu.

Düzeltme: Yazarımız Orhan Bursalı’nın dünkü yazısının başlığı teknik bir sorundan ötürü “Hem yapışık hem ilişik” olmuştur. Doğrusu, alt başlık gibi görülen “Bir sosyal paylaşım ve yankıları: Arz ederim efendim!” olacaktır. Yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz.

Orhan Bursalı - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları