40 yıldır ucuz emek ve üretim: İhracatın şartı! Bıkmadınız mı!
Orhan Bursalı; Kim ortaya çıkıp dolar artmalı mal satamayız yoksa diyorsa, bu ülkenin bu halde kalmasından sorumludur.
Cumhurbaşkanı son konuşmasında teknoloji üretiyoruz deyince, konuya gireyim dedim.
İstanbul Sanayi Odası’nın Katek diye bir ihtisas grubu vardı (Kalite ve Teknoloji İhtisas Kurulu, kuruluş 1999). Toplantılara katılırdım. Uran Tiryakioğlu liderliğinde KOBİ’lere yönelik kalite ve teknoloji konusunda bilgi-fikir üretimi yapılırdı. Hepsi yetkin insanlardı (HBT yazarı Ali Akurgal’ın kulağını çınlatayım). Anafikir, sanayimiz, yüksek teknolojiye kaliteye evrilmediği sürece bugünkü açmazdan kurtulamayacağımız idi.
Evet kurtulamadık ve debeleniyoruz. Ucuz emeğe/mala dayalı üretim yapan ihracatçı, doların fiyatının artmasını istiyor. Döviz girişinin ana kaynağı olan ihracatı artırmak için işadamının malı rekabetçi olabilmeli, bizim düzeyimizde tonlarca rakip ülke var.
Tabii emeğin ucuzluğu önemli! Bu nedenle siyasi iktidarların tüm politikaları emeği baskılamak üzerine kurulu. Grev ve ciddi sendikalaşma yasak neredeyse.
BIİR AVUÇ İNSAN
Lafın gelişi 40 yıl boyunca Ar-Ge’ye dayalı hedef odaklı bir ekonomik yapı oluşturulmadığı sürece, ekonomik çöküşler, ucuz emek ve emeklilere üç kuruş sadaka içinde çırpınıp duracağımızı, hasbelkader bu köşede yazıp duruyorum. Türkiye Kalkınamaz dizisi 23 yıl öncesinin tehlike çanları ve yazma bıkkınlığının sonucuydu. Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi de vardı yanımızda ve bir dizi yurtsever bilim insanı, ekonomist, bilim ve teknoloji uzmanı insan seslerini duyurmaya çalışıyordu. Şimdi de çanlar Herkese Bilim Teknoloji (HBT) dergisinde çalıyor.
Kim ortaya çıkıp dolar artmalı mal satamayız yoksa diyorsa, bu ülkenin bu halde kalmasından sorumludur.
Bu haftaki HBT dergisinde, Ar-Ge için çırpınan nitelikli insanlarımızdan Müfit Akyos, “H. Ekrem Cunedioğlu’nun, TEPAV değerlendirme notu olarak yayımlanan ‘Türkiye’nin Ücret Sorunu: Neden Asgari Ücreti Çok Konuşuyoruz?’ başlıklı çalışması”nın, 40 yıllık ana konularını özetledi.
EN YÜKSEK ASGARİ ÜCRETLİ ÇALIŞAN
Neden konuşuyor muşuz? Çünkü Türkiye vasat bir ekonomide, orta gelir tuzağında takılı kaldı. “TÜİK’e göre asgari ücretin 1.05 katının altında geliri olanlar asgari ücretli, bunların sayısı 2021’de 8.1 milyon, 2022’de 8.8 milyondur. Son üç yılda asgari ücretli oranı ortalama yüzde 40.5 civarında.”
Şimdi sıkı durun, bu oran: Slovenya’da yüzde 15.2, Romanya’da yüzde 13.3, Polonya’da yüzde 12.1 ve Macaristan’da yüzde 7.7 şeklinde. Ki bu ülkeler, bu oranın en yüksek olduğu Avrupa ülkeleri!
Bu ülkeyi yöneten, ortalıkta afra tafra satarak dolaşan siyasiler, iktidarlar, sözde milletvekilleri, utanmıyorlar mı?
Bu ekonomi durumunun göstergesidir. “İstihdam içinde düşük vasıf gerektiren işlerin yoğun”.
VASIFSIZLIKTA BİRİNCİYİZ
Şimdi şuna bakın: “AB27 ortalamasında işlerin yüzde 8.6’sı düşük vasıflı, yüzde 48.3’ü yarı vasıflı iken aynı oranlar Türkiye’de sırasıyla yüzde 15.5 ve yüzde 60.6’dır. Türkiye, Avrupa’da düşük beceri gerektiren işlerin en yoğun olduğu ülke. Yüksek vasıflı işlerin toplam istihdamdaki payı Romanya’da yüzde 17.6, Polonya’da yüzde 21.4, Türkiye’de ise yüzde 12.2’dir. Türkiye’de 2020-2022 döneminde istihdam yüzde 15.2 arttı ama bu artışının yüzde 54.1’ini yarı vasıflı, yüzde 21.6’sını düşük vasıflı işler sağladı.”
Ekonominin ağırlıklı olarak orta-orta üstü ve yüksek teknolojiye 40 yıldır evrilememesi, ülkenin ve çalışanların kriz içinde sürünmesinin ana nedeni.
Ülkemiz şu açıdan da ilginçtir: En vasıfsız ve ülkeye çıta atlatamamış siyasi güruh, tabii ki milletvekilleri de en yüksek maaşı alıyorlar. Ülkeye yükleri öyle çok ki!
40 yıldır neredeyse değişmeyen tablo: “Ocak-Temmuz 2023’te imalat sanayisinin ihracattaki payı yüzde 94.40 ama yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3.6’cık.”
Teknoloji yoğunluğuna göre ekonominin yapısı da şöyle: Yüksek teknoloji ürünleri yüzde 3.6, orta yüksek teknoloji ürünleri yüzde 37.3, orta düşük teknoloji ürünleri yüzde 27.7, düşük teknoloji ürünleri yüzde 31.4.
Bu göstergeleri tersine çevirecek bir politik ekonomi olmayacağı için daha çok konuşuruz! Ve daha çok boş boş tartışırız!
NOT: Salı günkü yazımda bir hesap hatasını, Dünya gazetesinden Özcan Kadıoğlu düzeltti: Emeklilere dolar kuruna göre ödenen maaş, GSYİH 906 milyar dolar hesabıyla ve yıllık ortalama dolar kuruna göre 40 milyar dolar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları