4’lü kıskaç arasında çırpınan bir muhalefet
Orhan Bursalı; Öncelikle CHP’den bahsediyorum tabii ki. Bütünleşik bir güç karşısında dağınık duran bir parti...
1- Saray’ın CHP üzerindeki baskısı.
2- Kurultay baskısı.
3- Yerel seçimlerin baskısı.
4- Süregiden seçmen tepkisi, hayal kırıklığı, öz çocuklarıyla arasında açılan mesafeyi kapatacak bir iletişim stratejisi gösterememesi. Mesela hâlâ CHP’nin elinde var olduğu söylenen sandık tutanaklarıyla resmi açıklamayı karşılaştırıp bir rapor olarak halkın önüne koyamaması.
Mesela: “Asla eşit olmayan ve OHAL koşullarında yapılan seçimlerdeelimizdeki tutanaklar resmi açıklamaların yüzde 95’i ile uyumlu, şu kadar sandığa sokulmadık, oradaki oylar şöyle..” vb. gibi. Veya “elimizde bir şey yok” açıklaması bile susmaktan çok daha dürüst olur.
CHP’yi hep ufalayacaklar
İktidarın hiç değişmeyen ana politikası CHP’yi dışlamak, ufalamak. Valilerden kaymakamlara kadar tüm devlet örgütünün Beştepe’ye bağlanması, Saray’ın temsilcisi olması, emir kumandası altına girmesi, siyasi ve sivil hayat üzerinde kıskaçların istendiği zaman istendiği kadar iyice sıkılacağı anlamına gelir.
Gerektiğinde nefes aldırmamacasına.
Kabul edilen yeni OHAL yasaları da zaten bunu öngörüyor.
Sivil bir yönetim altında yaşamıyoruz artık, giderek baskısını artıracak seçim sandıklı ve Meclis çalışıyor görünümlü otoriter bir baskı rejiminin içindeyiz. O nedenle Meclis’te 5 milletvekili yeter, sizin iyiniz halkın içinde diyorum. Meclis’te sadece boy göstereceksiniz. Bunu kabul ederseniz hem “parlamento var” görüntüsüne hizmet edersiniz, hem de bir sonraki seçimlerde yine okkalı bir tokat daha yersiniz.
Koşulların tamamen değiştiğini ve yeni bir dönemin yeni siyasetleri dayattığını anlayamayan partilerin bir geleceği olmayacak.
İnce ne yapacak?
CHP kurultay baskısı altındadır aynı zamanda. Muharrem İnce’nin ne yapacağı, Saray’ın egemenliği altında milletvekilliği politik oyunlarını mı sürdüreceği, bugüne kadar olduğu gibi, cendereyi yaracak başka politik gündemler mi oluşturacağı bilinmiyor. Saray ile halvet, ufalanıp bitmek demek.
Eski gündemin insanları, yeni bir gündem yaratmakta çok zorlanırlar, çünkü bugüne kadar siyaset pratikleri alışılageldik gibidir. Oysa bu pratik yeni bir şey üretmemiştir. İnce’nin aldığı yüzde 31 oy da yeni bir şey üretmemiştir. Belki de tersine, alışılageldik yoldan gidersek gelecek seçimlerde kazanırız gibi bir hayali beslemiş bile olabilir.
Diyelim ki CHP’de iktidar değişti, İnce ne yapacaktır?
Milletvekilliği gibi “üst düzey siyasi rütbe”nin yeni dönemde tamamen halkla bütünleşmesi gerekir. Meclis’te az var olacaksınız, ama toplumda hakikatleri açıklama sürekli kampanyasının içinde olunması gerekir. Binlerce sivil toplum liderini eğiterek ve yetiştirerek bunu yapmalısınız.
Politikaları topyekûn yeniden gözden geçirip değiştirme konusunda yönetimde kimsenin bir fikri, yaklaşımı, tartışması var mı?
HDP koltuk değneğiyle var olamaz
Bu yeni politikanın bir parçası da HDP’yi zorlamak olmalıdır. Koltuk değneğine tutunarak bir siyasi parti var olamaz. Kendi bağımsız ve üzerindeki baskıları haksız çıkartacak, siyasi tarafsızlığını ve bağımsızlığını yeniden inşa ederek var olmalıdır.
CHP’lilerin iyi niyetle HDP’ye verdikleri desteğin Meclis’te umulan çoğunluğu yaratmak açısından pek bir anlamı olmamıştır. HDP yeni bir politikayla yüzde 15’leri bulabilir, eğer bunu tercih etmezse Meclis içinde olması veya dışında kalması artık CHP’lileri pek de ilgilendirmemelidir.
Bu tutum alınırsa, HDP’yi de yeni politikalara zorlayıcı olacaktır.
Yerel seçimler geliyor... Bu başlı başına bir yazı konusu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları