AKP: Başarılı bir ‘kazanımları korumak’ politikası
Orhan Bursalı: AKP’nin ana gövdesinden anlamlı bir kopuş olmadı. AKP’nin oyu yüzde 40-43 civarında. 1 Kasım 2015 seçimlerinin yüzde 49.5’unu normal -ortalama oy kabul etmek doğru olmaz.
Her gittiğim yerde siyasetle sahada çalışanlara vb. hep şunu sordum: AKP’ye oy veren seçmen kitlesinde bir kopma var mı? Tekil yanıtlar dışında “evet var” diyen yoktu. Anket çalışmalarında AKP oyları yüzde 42’nin üzerinde ve Recep Tayyip Erdoğan da yüzde 50’lerde gösteriliyordu. Bu köşede, AKP’nin 7 Haziran seçimleri gibi yüzde 40 ve altına düşebileceğini yazdım. MHP’nin oyunun da yetmeyebileceğini ve İnce’nin yüzde 32’nin üzerinde oy alması durumunda seçimlerin ikinci tura kalabileceğini...
Neyse tutmayan masalı bırakalım.. AKP’nin ana gövdesinden anlamlı bir kopuş olmadı. AKP’nin oyu yüzde 40-43 civarında. 1 Kasım 2015 seçimlerinin yüzde 49.5’unu normal -ortalama oy kabul etmek doğru olmaz.
Kazanımları - iktidarı korumak
AKP’nin ana stratejisi bu gövdeyi bir arada tutma üzerine kuruluydu. Bunu başardılar, propagandayı bunun üzerine inşa ettiler. Vaatler yoktu veya sıradandı, “kazanımları korumak” vardı.
Bu nedenle “başörtüsü” ve geçmiş anımsatıldı. Gelinen nokta bilinçlere çıkartıldı, “bir arada durmazsak bunları kaybederiz” dendi. Bir anlamda korku gündemdeydi. “Beka” korkusu ile birlikte işlendi...
Bunun için yine düşman CHP idi, tabii daha çok İnce.
AKP “ara partileri” vitrinden tasfiye etti. AKP’den oy kopartabilecek İYİ Parti ve Saadet hiç dikkate alınmadı, sahneye de çıkartılmadı, dolayısıyla onlar “pasif” bıraktırıldı.
Karşısında kenetlenilecek düşman, kazanımları yok edecekler İnce ve CHP idi. Bunu başarıyla çalıştılar.
RTE’nin karizması, partisinden yüzde 7-10 daha çok. İnce ile RTE karşı karşıya kaldığında, ki istenen buydu, “RTE kazanacaktı”, ki bu hesap gerçekleşti.
İnce, RTE karşısında çok başarılı bir polemik ve söylem tutturdu. Bu, muhalefeti çok memnun etti. Yüzde 30’un üzerine oy sıçraması bu memnuniyetin ifadesiydi. CHP -ve ona yakın kitle-kahramanını bulmuştu. Güven verdi İnce ve şimdi yaşanan onun arkasında kenetlenme isteği...
Bir başarısızlık var
İyi güzel de, amaç AKP’nin seçmen dış halkasını koparmaksa ve en azından ikinci turu zorlamaksa eğer, bir başarısızlık var diyeceğiz.
İnce’nin seçim propagandası, hedefleri, iyi tartışılmış ve kotarılmış mıydı?
Amaç RTE miydi yoksa iktidar değişiminin ülkeye ve millete ne kadar gerekli olduğu muydu? Ülkenin içine düşürülen durumu anlatılırken, neyin, ne kadar ve nasıl yapılması gerektiği, yani değişimin ana mesajları verilebildi mi?
RTE - İnce arasındaki polemiklerin videolarını seyrettiğinizde “ne güzel RTE’yi dövüyor” dersiniz...
Ama bu başarılı polemik, AKP kitlesinin RTE etrafında kenetlenmesiyle sonuçlandı.
Bu anlamda RTE’yi hedef alan başarılı polemikten çok, AKP’den kopmayı sağlayacak bir içerikle hedefe ulaşılabilseydi, amaç hasıl olacaktı.
Mesela İnce’nin salt bu vaatlerini ele alan bir video klibi tartışmayı isterdim. Oradan mesajların nasıl verilemediğini görürdük.
Yani RTE’yi değil, sadece yapılacaklar üzerine bir mesaj bombardımanı ve tekrarı ile bu propagandanın özellikle AKP mahallelerine bir şekilde taşınmasını sağlayacak bir sistem kurmak, gençleri büyük bir dijital örgütlenmeyle sefer etmek, arzu edileni sağlayabilir miydi?
Seçim - iletişim stratejisi bilimsel bir olaydır.
Not: “AKP yoksulluğu başarıyla yönetti” başlıklı bir yazım daha gelecek.
(*) Devlet Bahçeli bana teveccühünü göstermiş ve tam sayfa ilanlarda şikâyetçi olduğu gazeteciler listesine eklemiş. Bunu, tüm anket şirketleri ve diğer AKP ve muhalif yazarlar gibi, “MHP oy yitirecek” yorumumdan dolayı, bu teveccühü fazlasıyla hak ettim. Teşekkür ederim.
Bizim değerlendirmemiz doğru çıksaydı, böyle bir ilan vermeyi akıl etmeyecektik... Neyse, aklımızda olsun!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları