AKP gerçekten ne kadar kaybetti?!
Orhan Bursalı: Ekonomik yıkım önemli, büyük bir oy kaybı getirdiği söylenemez. Referandumda hayır oyları fazla çıkarken, ekonomik kriz yoktu! Kaybı, genel düşüşünün bir sonucu.
Seçim sonuçlarının o kadar çok yönü var ki, bir yerden analize başlamalıyız.
• Koşullar ve bu koşullara uygun ana politikalar CHP’yi başarıya götürdü. Fakat bu başarıyı abartmayalım, bir heyecan yapmak muhalefetin şüphesiz ki hakkı. Muhalefete büyük hareket gelecek. Büyük kapılar açıldı gelişmek ve toplum üzerinde daha etkin olmak için. Çünkü iktidar alanları ve etki alanları çoğaldı ve büyüdü.. CHP’nin başarısı falan, bunları yarın yazacağım. Şunu belirtmek istiyorum, gerçekçi kalarak:
• Daha önceki Anayasa Referandumu’nun (İstanbul) sonuçları, yani HAYIR oylarının yüzde 50’yi aşması, İstanbul’da iktidarın belediye başkanlığını kaybedebileceğinin de işaret fişeği idi. Geçen yılki milletvekili seçimlerinde AKP’nin Meclis’te çoğunluğu yitirmesi de, yine bugünkü sonuçlara yol açacağına işaretti.
Yani AKP’de düzenli bir “kayıp” eğrisi sürüyor. İstanbul ve Ankara ve daha pek çok büyükşehiri kaybetmesi bunun somut örnekleri oldu.
• Geçen yıl milletvekili seçimlerinde AKP’nin oyu yüzde 42 olarak kaldı. Bu oyda MHP yoktu! Fakat RTE’nin Cumhurbaşkanlığı oyu ise yüzde 50’nin biraz üstünde gerçekleşmişti; ama MHP desteği ile. Bu durumda RTE’nin oyunun partisinin oyundan fazla olduğu tartışmalıdır. Evet, karizması partisinin üzerindedir. Kaç puan? Belki iki - üç? Üzerine MHP oyu biniyor çünkü.
• Bu seçimde AKP + Erdoğan yüzde 44.3 oy aldı. Kayıplarla epey hırpalandı, özellikle İstanbul’da, Ankara’da, ama gövdeyi korudu diyebiliriz. Ekonomik yıkım önemli, büyük bir oy kaybı getirdiği söylenemez. Referandumda hayır oyları fazla çıkarken, ekonomik kriz yoktu! Kaybı, genel düşüşünün bir sonucu.
Peki, AKP’yi ayakta tutan ne?
• Şüphesiz ki ekonomik krizin etkisi var. Ama bakıldığında o kadar da etkili olmamış.
• Ama büyük bir ekonomik krize rağmen AKP’yi ayakta tutan ne, sorusu daha önemli: Dün de yazdım, beka meselesi bence büyük kopmaları önleyici etki yaptı.
Buna ek olarak, b) RTE’nin kendini canhıraş ortaya koyması, c) medya kanalları üzerinden seçmen üzerindeki propaganda egemenliği, d) ve şüphesiz ki henüz AKP ve RTE çevresindeki çekirdek oyu temsil eden dinsel - ideolojik yapılanma, ki bunlar için ekonomik kriz çok daha alt basamaklarda duruyor. Bu yapının belki de iktidardan yeteri kadar beslenmesi de önemli bir faktör. Belki AKP’nin yarattığı yeni orta sınıfın bir kısmı. Şüphesiz ki cehaletin ve muhafazakârlığın sıkılmayan kaleleri, İç Anadolu vb. de.
AKP kaybı, dikkat ederseniz ülkenin gelişmeye açık, geleceğe yönelik kaygıları olan kesimlerinde. Bu, Cumhuriyetin önceki orta sınıfı, AKP’nin ideolojisinin gelecek vaat etmediği yeni gençlik.. Büyük üniversite gençliğinin beklentisi, hayat tarzı.. Her bakımdan gelişmekte olan ekonomik faaliyet alanlarında kendini bulan kitleler.. Bursa, Balıkesir, Adana, Mersin, Ege ve Akdeniz...
Medya totaliterliğinin etkisi
Medya üzerinde kurulan totaliter yapıyı, AKP’nin önemli oy kaybını önleyen faktör olarak saydım. Fakat bunun bir de tersi var: Buna rağmen, büyük ve gelişen şehirleri kaybetmesini engelleyemedi. Demek medya totaliterliğinin önemli bir kesim üzerinde işe yaramazlığı da var.
Cumhurbaşkanı, sesimizi duyuramadık, derdimizi anlatamadık dedi.. Daha ne olsun? Bu kadar büyük medya üzerinde egemenlik kurarak seçimlere giden tek bir Batılı ülke bulamazsınız. Belki Doğulu ülke de.
Derdinizi çok iyi anlattınız ama bu kaybınızı önleyici faktör olmadı. Buradan “daha büyük yasaklar, daha büyük totaliterlik” gibi bir sonuç mu çıkarıyorlar acaba? Emin olun bu çöküşlerini hızlandırabilir. Umarım temelden büyük bir siyaset değişikliğini kastediyordur, mesela demokrasi, hukuk vb. gibi. Bunu da yazacağım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları