loading
close
SON DAKİKALAR

AKP kaybederse iktidarı teslim eder mi?

Orhan Bursalı
Tarih: 22.06.2017

Referandum sonucu ve gösterdiği oy eğilimi sürerse, esas dananın kuyruğunun kopacağı zamanlar yaşayacağız.

Üç yazıdır 2019 seçimleri süreci ve Adalet Yürüyüşü üzerine yazıyorum ve dananın kuyruğunun kopacağı zamana dikkatleri çektiğim konuyu nihayet başlıkta yazdım!
Bu, halk içinde ve muhalefette yaygın konuşulan mevzu. Bir iktidar tetikçisi, referandumda sonuçlar iktidar için kötüye gitmeye başlayınca silahlı mücadeleye hazır olun diye twit atmıştı ya (ve ülkede tüm savcılar izine çıkmıştı o gün), aslında yaygın bir kanaati dile getirmişti.
Nisan referandum sonuçlarını mihenk noktası alırsak, iktidar güçlerinin eğrisi, iktidarı kaybetme koşullarını yaratmıştı.
Önümüzdeki 20 aylık sürede bu eğrinin yukarıya tırmanma olasılığı mı güçlü, aşağıya inişini sürdürmesi mi?..
Bu konuda yorum yapacak epey zaman var, ben ikinci olasılığı göz önüne alacağım. Başlık konusu bu.

‘AKP iktidarı vermez’ diyenler haklı mı?

Önce seçim güvenliği üzerine: İktidarın referanduma kadar seçimlere, kader değiştirecek bir müdahalede bulunmadığını varsayabiliriz. Çünkü önlerindeki anketler seçimleri kazanacağını söylüyordu. Böylece, “seçim sonuçlarına saygı” - “demokratik yüzlerini” korudular.
Ama referandum öncesi anketleri hiç de öyle göstermiyordu, son ana kadar iktidar oylarını yüzde 44 civarında kestiriyordu. Bu panik yarattı. Kendilerine çalışan ekrandan tanıdık bir anket şirketini “pompala yüzde 60’ı yavrum” diyerek feda ettiler. O da kendini ateşe attı! İşe yaramadı. Avrupa’ya açılan savaşın dozunu artırarak “göbeğini kaşıyan” seçmen kesimlerinden oy devşirdiler.
Ve ikinci bir hazırlık yaptılar; sandıkta sahtekârlık. Anlaşıldığı kadarıyla mühürsüz evet pusulaları yüz binlerce hazırlandı, sonra seçim kurulundaki AKP’li üyenin başvurusuyla YSK hukuk ve yasayı çiğneyerek bu pusulaları “seçmen iradesine saygı” gibi bir uydurukluğa imza atarak geçerli saydı. Bu “ya kaybedersek” korkusuna bir tedbirdi, yüzde bir ile kazanmış veya kaybetmiş olabilirler.
Ayrıca devletin doğu illerinde müthiş baskısının devreye girdiğine, jandarmanın sandıklardan silme evet çıkması için gücünü kullandığına ilişkin çok sayıda duyum alıyoruz. Zaten bu tür sandıklardaki sonuçlar da “ne edelim, ya can - ya evet” durumunu gösteriyor.

Dananın kuyruğu nerede?

Referandum sonucu ve gösterdiği oy eğilimi sürerse, esas dananın kuyruğunun kopacağı zamanlar yaşayacağız.
1) YSK’nin yasadışı kararı gündemde kalacak mı? Bu karar nasıl iptal edilecek?
2) Seçim kurulları tepeden tırnağa bağlanmış durumda. Tıpkı yargı gibi. İktidar, hukuku, iktidarda kalma mücadelesinin ana aracı olarak kullandığı için, son sözü kullanacak olan hesap vermez - saydam olmayan kurullar ne derse o olacak.
3) Yani milletin iradesinde kaybedeceği seçimi, sandıkta, güttüğü adamlarıyla kazanma şansını tamamen kullanacağına bahse girebilirsiniz. Yani “atı alan Üsküdar’ı geçti” demeci hazırda bekliyor olacak.
4) Oy ve Ötesi, siyasi oluşuma geçme toplantıları yapıyor. Durumdan kendileri için siyasi yarar - görev çıkardı. Oysa seçimlerde sandık meşruiyeti bir no’lu mücadele alanı gözüküyor. Bu konuda “tarafsız gözlemci” statüsünde iyi bir deneyim sahibi olmuşlardı ve bu alanı terk ediyorlar!
5) Referandumda oy eğilimi sürerse ve sandıkta olası sahtekârlıklar oldubitte ile “yasal” hale getirilirse dananın kuyruğu kopacak ülkede. Tam bir illegal, meşru olmayan iktidar durumu ortaya çıkacak. Bu durum kesinleştirilince, Türkiye kesin yeni bir döneme girecektir: 2019 öncesi ve sonrası...

OKUR NOTU, Hüseyin Üzerli: Cumhurbaşkanı’nın medya patronlarını toplaması üzerine, - Bunu Avrupa ülkelerinde hangi lider yapar, diye soruyorsunuz... Hadi Avrupa’da bir lider böyle bir davet yaptı diyelim. Oraya başta -gazetesinin eski bir sorumlusu daha üç gün önce içeri atılmış- bir patron olmak üzere kaç patron gider? Hadi bir patron “reddedersem başıma gelmeyen kalmaz!” korkusuyla gitti diyelim, o zaman gazetesinin okurları nasıl tepki gösterir?

Orhan Bursalı - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları