Anket sonuçlarının belirsizliği üzerine
Orhan Bursalı; Önce anketlerin sağlığı: Kalaycıoğlu, bilimin bu alandaki çalışmalarının dünyada da seçim tahmininde bulunmaya kalkışmadığını ve kendisinden bir tahmin beklenmemesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu geçen cuma Bilimler Akademisi’nin düzenlediği toplantıda konuşmacıydı. Konusu: Türkiye’de Seçimler ve Seçmen Davranışı. Çok güncel, gittim tabii, Kalaycıoğlu iyi bir sosyal bilimci ve dikkatli araştırmalarıyla tanınır. Her seçim zamanı, ortaklık yaptığı arkadaşlarıyla (2018 araştırması Ali Çarkoğlu ile) kapsamlı yüz yüze araştırmalarla ve kapsamlı sorularla seçimlerin ve seçmenlerin ve Türkiye’nin profilini çıkartırlar. Eğer kaynak bulurlarsa seçimlere doğru araştırmalarını tekrarlayacaklar.
Kalaycıoğlu, şüphesiz 2018 seçimleri öncesi araştırmalarının sonuçlarını paylaştı. Karşımızda nasıl bir seçmen kitlesi vardı, düşünce ve davranışları neydi, öğrendik. Araştırmalarının “Kim kazanacak” sorusuna odaklı olmadığını belirteyim. Bir de anketlerin ne kadar sağlıklı sonuç verebileceği konusunda bilgi veya düşüncelerini paylaştı.
Önce anketlerin sağlığı: Kalaycıoğlu, bilimin bu alandaki çalışmalarının dünyada da seçim tahmininde bulunmaya kalkışmadığını ve kendisinden bir tahmin beklenmemesi gerektiğini söyledi.
“Kamuoyu yoklaması şirketleri bunu yapıyorlar sık sık, genellikle bunlar üzerinde epey bir tartışma var. Bu platformlar bazı bakımlardan iyileşti ama bazı bakımlardan sorunlu olmaya devam ediyor. Elimizdeki yöntem kesin tahmin yapmayı fevkalade zor kılıyor. Biz işte yüzde 95 olasılıkla sadece örneklem seçiminde eğer olasılık örneklerini doğru kullandıysak, rassallık ölçütüne uyabildiysek o zaman bir tahminde bulunabiliyoruz.”
ÖRNEKLEM HATALARI
Ersin Bey, örneklem hataları doğru tahmini zorlaştırır, büyük sapmalara yol açar diyor ve bir örnek veriyor: “Soruların soruluş biçimi, içerikleri, kullandığınız Türkçenin niteliği, soruyu soran kişinin giyimi kuşamı, artı örneğin kalem kâğıt kullanıyorsa kalemin üzerindeki renkler... Nikaragua seçimlerinde bundan 20 sene önce yüzde 20 hata yapıldı. Büyük sapma. Neden çünkü kullandıkları kalemlerin üzerindeki renkler Sandinista partisinin renkleriymiş, yanıt da ona göre verilmiş.”
Ersin Bey yakın tarihlerde Kanada ve İngiltere seçimleri için yapılan tahminlerde de yüzde 9 hata yapıldığını anımsatıyor. Kanada’da muhafazakârlar kazanacak tahmini boş çıktı, liberaller kazandı. Örnekler oluşturulurken yapılan hataların sonucu, diyor.
Bu ay başında Brezilya ilk tur seçimlerinde de anketçiler çuvalladı. Bolsonaro farklı kaybedecek dediler, aradaki fark sadece yüzde 5 oldu ve seçim ikinci tura kaldı.
Kalaycıoğlu, özellikle telefonla yapılan anketlerin oldukça sorunlu olduğunu belirtiyor ve bizdeki anketlerin büyük çoğunluğunun telefon üzerinden yapıldığına dikkat çekiyor: “Özellikle Kanada'da telefon numaralarına ulaştıkları kişilerin çoğu muhafazakâr çıkıyor; ayrıca kodlama sırasında karşılaşılan sorunlar var... Bütün bunları eklerseniz hata payı yüzde 10 mu olur 20 mi oluyor 30 mu oluyor? Yani tahmin için iyi bir yöntem değil. Ama toplanmış olan veriler üzerinden bazı analizleri hata payı ile birlikte kabul eder ve ona göre yorumlarsanız üç aşağı beş yukarı bir şey çıkarabiliyorsunuz. Veya hayal kırıklığına uğruyorsunuz...”
BİLİNMEZLİKLERLE DOLUYUZ
Bir de seçim tarihinin netleşmediğini anımsatıyor: “6 Nisan’dan önce yaparlarsa başka bir seçim kanunu geçerli olacak, 6 Nisan’dan sonra yaparlarsa başka bir seçim kanunu. Eğer seçim kanunu ve anayasayı dikkate alırlarsa! Bilinmezlikler var, neye göre tahmin yapacaksınız. Dolayısıyla bu seçim tarihlerine uyacaklar mı bilmiyoruz. Uymuyoruz dediler. Kim denetleyecek? Yüksek Seçim Kurulu. Denetleyecek mi? Bu nedenle 6 Nisan önemli bir tarih...” Eski sistem ile yeni sistem çok farklı..
Çeşitli ittifaklar kuruldu, ittifakın içindeki bazı partiler kapatılabilir, HDP seçime girecek mi bilmiyoruz... Dolayısıyla çok sayıda bilinmeyen var diyor Kalaycıoğlu.
Bize seçim sonuçları hakkında öngörülerde bulunmak yerine, hangi ortamda hangi yapı içerisinde seçime gittiğimizi anlatmayı tercih ediyor çünkü seçmen böyle bir ortamda oy kullanacak. 30 yıldır çalıştığı konunun ne tür etkenler altında seçmenin oy kullandığı. Ve temel itibarıyla bunlar üzerinde konuşmasını yapıyor.. Ülkenin 100 yılda yedi farklı rejime sahip olduğunu, 2018’den itibaren nasıl çeşitli rejimler altında yaşadığına örnekler vererek şimdi ise “Neo-Patrimonyal Sultanizm” rejimine geçtiğimizi anımsatıyor.
Demokrasinin melezi var, bu sistemde seçmenin yapısı üzerine saptamalarını paylaşacağım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları