Binali Bey şimdiden bitmiş, Ekrem Bey yolun açık olsun
Orhan Bursalı: Yazık asla demeyeceğim, 23 Haziran seçimleri kendisi için tam bir hüsran olacak ve pılını pırtını toplayıp artık Ankara’ya mı göçer “Hükümet Sistemi”nde kendisine koltuk ayrılır, yoksa THY’nin başına mı..
Motorda yanıma oturdu, Orhan Bey sizi hep izlerim severek, diyerek. Büyükada’dan bindik, gazetemi kapatıp kenara koydum. Esenyurt’tan geliyor mermer işi yapmak için, Heybeli’de inecek.. Memnun musunuz Esenyurt’taki durumdan diye sordum. Kemal Deniz Bozkurt çoğunluk oyuyla kazanmıştı. Evet CHP’ye geçtiği için memnunuz, diye çoğul konuştu.
Kürt yurttaş. Kürt yurttaşlar benimle ilişki kuruyor ve hepsi de hiç aman demeden yaklaşıp konuşuyorlar.
Şüphesiz söz büyükşehir belediye seçimlerine dayandı hemen.
Sorularım böyle anlarda her zaman nesnel durumu anlamaya yönelik olur. Deşerim.
- “Ekrem Bey alıp götürür ve sandıkları yeniden devirmezlerse İstanbul’a başkandır” dedi.
- Nereden biliyorsun?
- Kendi çevremden. Bakın eşim bugüne kadar sandığın yanına bile uğramamıştı, oy kullanmadı, ilk kez, buna vicdanım dayanmaz gidip oy kullanacağım, diyor.
- Şüphesiz eşinizin tutumu bir kısım insanda vicdan patlamasının dışavurumu açısından önemli. Peki bunu başka nerelerde görüyorsun?
Oy vermeyen HDP’liler
- Çevremde oy vermeyen çok sayıda HDP’li tanıdığım var, bunların hepsi şimdi oylarını İmamoğlu’na verecekler. AKP’ye oy veren az sayıda bildiğim insan da İmamoğlu’nun başkanlığının çalındığını söylüyor.
“Televizyonda göremiyoruz bir süredir” dedi. Boykot ettiğimi söyledim, “ama söyledikleriniz yüreğimize su serpiyordu, sizi oralarda görmekten memnunduk” diye yanıt verdi. Tabii ne HDP’yi ne Saadet’i ne İYİ Parti’yi TV’lere çıkartıyorlar.
Bu yazıyı bu sohbetten 3 gün sonra yazıyorum. Ahmet Hakan’ın ekrana çıkarken yönetimin cebine koyduğu bomba bu arada hem programı hem kendisini patlatmıştı.
Son çıktığım CNN Türk programında yaşananlardan sonra artık hayır demiştim. Durmadan yalan söyleyen, gazeteci, avukat, kamu araştırmacısı vb. kılığındaki iktidar görevlileriyle, yalan söyleyemeyen ve olgular üzerinden konuşanları karşı karşıya getirip “tartışma programı” yapılamaz.
Hakan, son programıyla, kimliğini tamamen yitirdi. Anlaşılan onun için mutlaka o ekranda kalmak birinci koşul. Gerisi önemli değil, Ahmetçiğim kes, şu soruyu yarım saat sor, onu sıkıştır, ekranları dar et, talimatlarını mükemmel yerine getiriyor.
‘150 bin fark atar’
Vapur dostum birazdan inecek, Heybeli’ye yanaşıyoruz. 150 bin fark atar diyerek elini uzattı. Ben de eşine ve arkadaşlarına bol selamlarımı gönderdim. Ayrılmadan “Öcalan’la oynamaları seçmen üzerinde sıfır etki yapar, dahası güldürüyor” cümlesini ekledi.
Yazmıştım: Siyasi bilinci en yüksek kesim Kürt yurttaşlar.
150 bin mi? Bu vicdanları patlatan iktidar hırsızlığı, diktatörlüğün sınır tanımaz sandığa müdahalesi, sandık ve halk iradesi tanımazlığı karşısında, farkın 500 bin-1 milyon olması gerekir. Diyelim ki adeta belediye başkan adayı gibi olan RTE’ye oy veren düşünme, okuma, öğrenme, merak etme tembeli büyük bir kısım oylarını tekrarlayacaktır. Ama geri kalan İmamoğlu’na yönelecektir.
Halka hakaretin bedeli
Türkiye, “o kadar besledik, karnını doyurduk, ama oyunu vermedi” diye halka hakaretlerin geçit bulacağı bir yer olmadığını gösterecek. Göstermeli.. Gösteremeyenleri de işsizlik, Allah, parasızlık, pahalılık affetsin.
Evet İstanbul’un başkanı hep RTE olmuştur bu iktidar zamanında. O koltukta kim oturuyor olursa olsun. Binali Yıldırım’ın diğerlerinden hiçbir farkı yok. Ayrıca kargaları güldüren, sandık başkanlarının nasıl seçmenleri manipüle ettiğine dair anlattığı Andersen Masalları da, kendi aklını kullanamadığını sandığı kendi seçmenlerini kandırmaya yönelik.
Yazık asla demeyeceğim, 23 Haziran seçimleri kendisi için tam bir hüsran olacak ve pılını pırtını toplayıp artık Ankara’ya mı göçer “Hükümet Sistemi”nde kendisine koltuk ayrılır, yoksa THY’nin başına mı..
Ama karşımızda tamamen bitmiş bir Binali Bey bulacağız.
Ekrem Bey, yolun açık olsun!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları