Çocuklar ‘temel içgüdü’ ve beyin göçü
Orhan Bursalı: “Aileler iyi eğitim için yurtdışına bile göçüyorlar” konusuna girmek için başladım, bakın nerelere saptık!
Çocukları, ülkemiz insanlarının hayatta en değer verdikleri varlıkları.
Çocuklarının bu nedenle iyi eğitim almalarını sağlamak en önemli “aile görevleri”nden biri.
Neden böyle, diye sormak gereksiz. Öncelikle evrimsel bir nedeni var, insanların, ailenin, özetle neslin dünya üzerindeki varlıklarının sürekliliğini sağlıyor çocuklar. Soyun devamı, insanların istençlerinden bağımsız olarak, canlıların en temel güdüsü. Bu genel güdü, şüphesiz ifadesini birey temelinde buluyor, neslin devamı için “aileler - her türlü canlı”, bebekleri koruma, besleme, yetiştirme ve ayakları üzerinde duruncaya kadar destekleme evrimsel görevlerini yerine getiriyorlar.
İnsan toplumsallaşınca bir de buna başta mal mülk olarak her türlü “mülkiyet” ekleniyor.. İnsan toplayıcı ve biriktirici bir yaratık.. Bunları beraberinde mezara götürecek durumu olmadığı için, biriktirdiklerinin koruyuculuğunu, sürdürücülüğünü öncelikle kendi çocuklarına bırakıyor.
Toplumsal yaşam, çocukların çok iyi, dahası ana babasından bile daha iyi bir “evlat” olarak yetiştirilme zorunluluğunu dayatıyor, bu aynı zamanda toplumsal itibarla - saygınlıkla da ilişkili. “Çocuğum benden daha iyi olsun, beni aşsın” genel tutumunun - düşüncenin kökeninde, çocukların hem hayata çok daha iyi, başarıyla tutunabilmeleri hem de kendisine bırakılanları, maddi ve manevi her türlü “şeyi” sahiplenerek, koruyarak sürdürmeleri veya “ben yapamadım bari çocuğum yapsın” temel öğretisi yatıyor.
İki çocuk 2 milyon
“Aileler iyi eğitim için yurtdışına bile göçüyorlar” konusuna girmek için başladım, bakın nerelere saptık!
Evet, ülkemizde kötü bir eğitim var, biraz daha iyi eğitim için adı iyiye çıkmış okulları kazanabilmek için de zorlu bir mücadele var, çünkü talep fazla. Geliri yerinde laik kesimin aileleri, çocuklarına iktidarın müfredat dayatmalarından ve imam hatipleştirmelerden, kötü eğitimden hoşnut değil.
Özel okullar var, epey pahalı. En sıradanı 15 binden başlıyor, en başarılısı 130 bin TL’ye kadar çıkıyor.
Ortalama yıllık eğitim masraflarını (yemek, yol, ekstra etüt vb.) 60 bin TL’den hesaplarsak, ortaokul ve lise, 8 yıl x 60 = 480.500 TL yapar. İlköğretim + üniversite ile 1 milyona yaklaşır. İki çocuk 2 milyon!
Şüphesiz bu sadece masrafın eğitim boyutu. Üniversiteyi iyi bitirmiş bir gencin toplam 23 yıllık maliyetinin hesabı yok.
Ülkemizde yaşanan, özellikle de üniversitede, özel okullarda iyi eğitim almış gençlerin Avrupa ve ABD’ye göç etmesinin maliyeti için bir rakam uçuşturuldu, 240 milyar dolar. Ülkelerin tartışmasız en önemli zenginlikleri beyinlerin göçü...
Düşününce, bu hesabın içinde, iyi yetişmiş bir gencin toplam maliyeti, gittiği ülkeye hayat boyu katacağı - üreteceği katma değeri ve ülkesinin de kaybedeceği değeri anlatıyor. Bu belki 5 yıllık toplam bir hesaptır.
Girişimciler de gidiyor
Amerika’nın Sesi Radyosu’nda yayımlanan bir araştırma haberinde, oradaki Türk dernek vb. yetkilileri diyorlar ki, bir Türk işadamı E-5 vizesine 500 bin dolar ödeyip, kendine, eşine, çocuklarına, yaptığı yatırım karşılığında, Green Card alıyor. 500 bin dolarlık yatırımı beş sene sonra geri alıyor. Bu arada çocukları Green Card sahibi oldukları için çok daha uygun şartlarda eğitim alıyor.
Göçlerde büyük artış olmuş geçen yıl. ABD’ye gidiş gerekçeleri “çocuklarımızın geleceği için”. Ülkedeki kutuplaşma ve ekonomik istikrarsızlık cabası.
Yazıyı sözün başıyla bağlayalım: Çocuklar ‘temel içgüdü’.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları