Dağıtılan çaylar bir sır mı? RTE neden miting alanlarında? Tek patron kim?
Orhan Bursalı: Bir başkan adayı, kendi propagandası tanıtımıyla bileğinin hakkıyla bir seçimi kazanma keyfini tadamayacak, yaşayamayacak. Aday, arkasından “Cumhurbaşkanı olmasaydı seçimi kazanamazdı” dedirtecek!
Cumhurbaşkanı doğrudan sahaya indi. Belediye başkanı adayı kendisiymiş gibi alanlarda propaganda yapıyor, verip veriştiriyor; ve paket çaylar dağıtıyor. 250 gramlık, özel paket, Rize çayı. Seylan ve Hint çağı olacak değildi.
Görmediğim için bilmiyorum kime hazırlattılar paket çayları, Çaykur’a mı, parasını verdiler mi, Çaykur’u zarara mı soktular yoksa.. İhalecilerden bir-iki şirket mi üstlendi çay dağıtımını.. Yoksa AKP’ye Hazine’den gelen seçim paralarıyla mı kotarıldı bu iş?..
Az buz değil, milyonlarca paketten bahsediyoruz, miting alanları ve ayrıca seçmen sandıklarında herkese! Milyonlarca lira! Bir bilgi gelse de öğrensek.. Haberciler!
Saydam olmayan harcamalar
Siyasi partilerin seçim harcamalarındaki asla saydam olmayan, özellikle iktidar partisinin gelen ve giden paralarının zerresinin bilinmediği, yasaların çiğnenip bir kenara atıldığı bir ülkede, her şeye hâkim bir lider ve iktidar varken, verilebilir bir hesap olduğunu varsaymak boşuna çabadır.
Ama derdim bu değil, Cumhurbaşkanı sanki belediye başkan adayı kendisiymiş gibi miting alanlarında mevzi alıyor.
Binali Bey mesela İstanbul’da çarşı pazar dolaşıyor, barlar sokağında görüntü veriyor, ama kürsüden konuşan Cumhurbaşkanı!
Bir taksi şoförü, abi bu kadarı artık fazla, deyince gözüm açıldı!
Kadıköy’de Binali Bey’i gördüm, müthiş bir bıkkınlık vardı üzerinde..
Cumhurbaşkanı “seçim” denince, hangisi olursa olsun kendini sahaya atıyor..
Bir başkan adayı, kendi propagandası tanıtımıyla bileğinin hakkıyla bir seçimi kazanma keyfini tadamayacak, yaşayamayacak.
Aday, arkasından “Cumhurbaşkanı olmasaydı seçimi kazanamazdı” dedirtecek!
İstanbul her şeyin merkezi
Ama tek adam sisteminin zorunlu bir sonucu bu..
Cumhurbaşkanı adaylar konusunda son kararı veren kişi..
Ayrıca belediye başkanlığından geldiği için, kendisini tüm belediyelerin başkanı hissediyor gibi.
İstanbul’u fiilen yönettiğinden söz edenler var. İstanbul çok önemli, ülkenin ekonomi merkezi, inşaat merkezi, değerli arsalar merkezi, her şeyin merkezi..
Tabii seçimin de seçmenin de!
İstanbul bir belediye başkanının alan konuşmalarına, çarşı pazar gezmelerine bırakılmaz.
İstanbul’un üzerinde Başkan’ın gölgesi olması gerek, ve İstanbul seçmeninin de bunu bilmesi...
Ayrıca seçilecek belediye başkanı da seçimi ona kimin kazandırdığını bilmeli.
Geçen sene görevlerini bırakmaya zorladığı belediye başkanları örneklerini hepsi gördü.
Bunlar parti ve hükümetin doğal iç işleri diyelim.
RTE’nin kazanmada etkisi
İkincisi ve çok daha önemlisi ise Cumhurbaşkanı sahalara çıkmadan pek çok belediye başkan adayının kazanmasının tartışılır olduğudur..
Cumhurbaşkanı’nın oyu partisinden fazla, bunu Başkan seçiminde net gördük, partisi ile kendi oyunun arasında bazen yüzde 10’e varan fark oluşuyor.
Gerçi, bu seçimlerde doğrudan kendisine verilen oy ile belediye başkan adaylarına verilecek oy arasında böylesine bir fark olacağını hayal etmeyin.
Bazılarında fark sıfıra inecek veya bir iki puan farkla yetinecekler.. Bu bir bilgi değil tabii, ama güçlü bir izlenim - değerlendirme deyin.
Fakat Cumhurbaşkanı sahalara inerek, bu farkı garantilemek ve seçim sonuçlarını etkilemek istiyor. Bu nedenle tüm ağırlığını sahalara yansıtıyor.
Böylece hem belediye başkanlarının patronluğunu pekiştiriyor hem de seçimleri kaybetmeyi önlemek istiyor.
Cumhurbaşkanı aslında tüm ülkenin de tek toplam belediye başkanıdır derseniz, hayır diyemem.
Nedeni, tüm belediyelerin bütçeleri, mali kontrolü doğrudan kendisine, Saray’a bağlanmış olmasıdır.
Belediyelerin adeta tek patronu...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları