‘Deprem afet sistemimizi dünya gıpta ile izliyor.’ Peki, ama nesini?
Orhan Bursalı; İstanbul gibi 17 milyona dayanmış bir megakentte büyük depremde yıkılacak bina sayısını kaç tahmin ediyorsunuz, kaç ekip kurabilirsiniz, nereye yetişebileceksiniz?
Affedersiniz sayın hükümet büyüğüm, tam anlamadım ne sistemi kurdunuz? Dünyayı bırakın, önce biz gıpta edelim.. AFAD var. Deprem eğitimleri veriyor, güzel.. Depremlerin tarihçeleri, çözümlemeleri var, güzel.. Olan depremleri anında görüyoruz, güzel.. Bilgi, deprem çantası... Ülke çapında deprem istasyonlarını kurmuş bir ağ oluşturmuşsunuz.. Diyecek yok.
İyi de bunların hiçbiri binaların yıkılmasını engelleyemeyeceğine göre, neye gıpta edecek dünya? Baktım, kurtarma konusunda neyiniz var? Bakırköy’de “İstanbul Afet ve Acil Durum Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü”. Bu müdürlükteki fiilen sahaya koşacak eleman sayınızı bilmiyoruz. Kaç ekip var?
İstanbul gibi 17 milyona dayanmış bir megakentte büyük depremde yıkılacak bina sayısını kaç tahmin ediyorsunuz, kaç ekip kurabilirsiniz, nereye yetişebileceksiniz?
Bu elemanlar, depremde kendilerinin ve ailelerinin derdine düştüğünde, önemli bir kısmını devre dışı sayabilirsiniz.
150 bin bina riskli
Affedersiniz sayın hükümet büyüğümüz Fuat Bey..
Gelin bir hesap yapalım.
Bilimsel bilgiler ışığında en iyi İstanbul deprem senaryosunu hazırlayan Prof. Dr. Mustafa Erdik’tir.
Son senaryosunda diyordu ki: 40 bin civarında bina çok ağır hasara veya yıkıma uğrayacaktır.
Bu depremde oluşabilecek, sadece bina hasarı kaynaklı mali kayıp 37 milyar - 102 milyar TL tutarına ulaşmaktadır.
İstanbul’daki binaların yaklaşık yüzde 14’ü (150 bin bina veya yaklaşık 550 bin hane) deprem riskli olarak tanımlanıyor.
En büyük tehlike: 1980 öncesi yapılmış 4-7 katlı betonarme binalar en çok hasar görme ihtimaline sahip. (Eminönü, Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece’nin güneyi ve Avcılar, Beyoğlu, Eyüp ve Bayrampaşa.. Kısmen daha az hasar alacak bölgeler Kadıköy, Maltepe ve Kartal)
‘Çök? Kapan? Tutun?’
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Bey, 7.4’lük deprem olasılığına göre 150 bin bina ve 550 bin hanenin kaçının yardımına koşabilir bu ekipler?
Binde birine ulaşabilir mi? 150 bina yapar! 150 ekibiniz var mı? Bunların kurtarabileceği insan sayısı kaç olabilir sizce? Peki, 149 bin 850 bina ne olacak?
Önerilen, evlerde çök-kapan-tutun öğütleri kaç hayat kurtarabilir?
Mesela, depremde kurtarıcı olarak çalışacak insanları ve ailelerini “yıkılmayacak evler”de iskân ettiniz mi?
Bir de şu var: Ortalama 5 bin bina yassı kadayıfa dönüşecek. Hiçbir şey kurtaramazsınız.
Tek çare var: Sağlam bina
Bilim insanlarımız en acilinden bu 5 bin binayı ve içindeki insanları, ortalama 20 bin kişiyi, kendilerini bekleyen felaketten kurtarmayı önerdiler, buna bile ilgi gösterilmedi..
Yani demek istediğim, şüphesiz kurtarma ekiplerimiz olacak, ama böyle bir büyük felakette binlerce insanın tek bir güvencesi olabilir: Sağlam bina!
Milletin, başta İstanbul olmak üzere, sağlam yapalım diye ödediği milyarlarca doları, amaca uygun harcamadınız. 10 yıl kadar önceki büyük deprem senaryosunun öngörüleri hâlâ büyük ölçüde ayakta ve geçerliyse, siz hangi “dünyaya örnek deprem hazırlığı”ndan bahsedebiliyorsunuz?
‘Kaderimiz buymuş’
Deprem hazırlıkları konusunda bol bol laf üretmekte ustayız.
Eğer korkulan büyük felaket boyutlarında depreme uğrarsak, ülkeyi kim kurtaracak? Kaç 10 yıl geriye gideceğiz, kaç on binimiz yok olacak?
Zaten bakıyoruz, sakallılar cüppeli, türbanlı hoca takımı ortalığa döküldü; dualarla deprem tehlikesini savmaya, Allah’a “Şu fayı küçük parçalar halinde kır yarabbi” diye yalvarmaya başlamış.
İşimiz duaya kaldı.
Deprem için de “Allah’ın bize biçtiği kader”, “Yazgı buymuş” diyeceğiniz de kesin.
Yarın: Şu toplanma alanları mevzusu..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları