Dükkân açar gibi, bir sarık, bir cüppe... Afyonlanmış beyinler
Orhan Bursalı: Şehvetiye tarikatı aslında “genelev açar” gibi çalışan bir tarikat. Fakat burada genelevde cüppeli tek bir erkek var ve müşterilerin hepsi dışarıdan ziyaretçiler..
Bir süredir düşünüyorum, iş mi değiştirsem, şu kısa ömrümde biraz daha heyecanlı, ama esas olarak insanların inanç ihtiyaçlarına seslenecek ve yanıt verecek yeni bir hayat inşa mı etsem..
Bir “hoca efendi dükkânı” açarım.. Beyazlara bürünmüş ve ilahi çağrışımlar yapan göksel bir ev tasarımı, teknolojinin yardımıyla şöyle uçuşan melek çağrışımlarıyla bezeli..
Ciltli kutsal kitaplar... Rahleler ki birkaç tane, üzerlerinde açık kitaplar..
Afili bir sarık ve Cübbeli Ahmet Efendi’ninkine beş basan birinci sınıf bir elden çıkma cüppe ve şüphesiz ki sakal...
Hem ağırbaşlı hem de biraz daha genç görünüm..
Evden sürekli yükselen ilahiler..
Ve kapılar sonuna kadar herkese açık..
Oturup müşteri beklerim..
Tabii, kısa yoldan kulaktan kulağa bir “hoca efendi bilgi evinin” reklamı için özellikle övücü, dedikoducu kadınlar.. Cenaze evlerinde ağlayıcı, dövünücü kadınlar gibi.
Boşuna hayal kurmayayım ezberim sıfırdır!
Seks dergilerine beş basar
İsmail Saymaz’ın Şehvetiye Tarikatı kitabını okuduktan sonra fikir yürütmeye başladım, bunca işsizlikten sonra acaba bu yeni iş alanının genişlemesi ve büyümesi derde çare olur mu diye.. Ayrıca bunalım içinde olan yüz binlere, inanç kültürüne psikolojik tedavi de cabası! Maksat ülkeye katkı!
Hele Barış Terkoğlu’nun “Günahkâr şeyhleri savcılık kapısından kurtaranAKP’liler” yazısı, aslında tam bir mahallede bir şeyh dükkânı açmanın kolay ve tipik bir örneği.
Şehvetiye tarikatı aslında “genelev açar” gibi çalışan bir tarikat. Fakat burada genelevde cüppeli tek bir erkek var ve müşterilerin hepsi dışarıdan ziyaretçiler.. Geleni arkada “sır odası”na alıyor, müşteri adam, getirdiği karısı, kızı, çocuğu her kim varsa, şehvetin doruklarında sırayla zangırdıyorlar. Yüce inanç adına! Bir film yapsanız, yaşananların binde birini aktaramazsınız, sizi çürütürler, taşlarlar, soyup soğana çevirirler, hapishanede de “vayyy...” diyerek düzerler. Nerede o poşete konarak satılan Playboy vb. gibi seks dergileri, hepsi nal toplar.. Şehvetiye şeyhinin her olayı milyon satar bu ülkede! Siyah bir poşette ve merdiven altında..
Bu konuda bir girişimcinin ve hayali geniş bir seks yazarının aklına karpuz kabuğu düşürüyorum! Akıl, telif, patent parası istemem.
Yüzlercesi cirit atıyor
Gençliğimizde gazetelerde mesela “Ticani tarikatı basıldı” gibi haberler okurduk.
Ohooo beyim şimdi yüzlercesi cirit atıyor ülkenin her köşesinde..
Şimdi bu haberlere ilgi ancak seks tarikatları söz konusu olunca artıyor. Bir de bu cemaat ve tarikatların yurtlarında vb. çocuklara cinsel taciz alçaklıkları ve Hazine’ye, kamusal kasalara taktıkları hortumlar patlak verince.. Gazetelerde manşet ve Saymaz’ın kitabı kapış kapış..
Cüppesini kapan mahallede dükkânını açıyor.
30 tarikat, bunların 400 kolu ve 800 de medresesi varmış. Bu sayı asgarisidir. Ayrıca bunların kollarındaki ayrışmaları da saymak gerekir. Ayrılan, tekkesini açıyor!
Ve yasal olarak da hepsi yasak. Tamam, yasaklamakla yok edemiyorsunuz. Çünkü bunların toplumda zemini, verimi, müşterisi var.
Marx ve din
Demokratik devrimini yapamamış bir ülke, henüz okul yaşı 6-7 yıl, cehalet diz boyu, inanılmaz bir geçim derdinde, büyük bir toplumsal kaos-kargaşa içinde her türlü derde sahip; inanç ve dogma sarsılmaz ve atomun bile parçalayamayacağı bir çekirdek olarak beyni esir almış..
Derdi çok, Allah’a uzanamıyor, onun adına ortaya çıkan cüppeli cüppesiz siyasi, ahlaklı veya ahlaksız, şehvetli veya sapkın düzinelerce suret – aynanın kurduğu ağlarda dert arıyor. Veya bu dünyadan hayır görmemiş öbür dünyadan medet umuyor.
Marx’ın din üzerine bir yazısı “Din halkın afyonudur” olarak kısaltılır. Dediği şudur: Halk yoksulluk ve mutsuzluğundan dine sarılır. Orada mutluluk arar. Egemen iktidarlar ise halkı bu inanışı içinde tutar ve dini bir afyon olarak halka yutturmak için çalışırlar..
Yüzyıllardır süren bu egemen sınıf anlayışı sürekli iktidardadır.
Soyut ve bilimsel düşünce, bu topraklarda zor kök salar.. Kök salmaması için de iktidarlar ellerinden geleni yapıyor.
Ve afyon yutturulmuş yüz binler, kendisini, karısını çocuğunu bir seks sapığına peşkeş çeken bir ülkede yaşar oldular.
Beyin, mal, bu kadar..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları