Dünya yeni bir savaş döngüsüne girdi, Türkiye de! - 2
Orhan Bursalı: Ucuz ve nitelikli işgücü ABD fabrikalarının ve teknolojik üretimlerinin Çin’e (ve Uzakdoğu’ya..) kaymasını sağladı. Çin’in dünyanın dörtte biri olan nüfusun yarattığı cazip pazarı da buna katalım. ABD’de oto fabrikalarının Detroit’i bile kepenkleri kapadı.
20 YILDA ABD’NİN ÇÖKÜŞÜ, ÇİN NASIL YÜKSELDİ?
ABD’nin NATO’ya geri dönüşü ve NATO’ya son toplantıda daha büyük küresel görevler yüklenmesi, Biden’ın Rusya ve Çin’i baş düşman ilan etmesi ve savaş mekanizmasını buna göre yeniden şekillendirmeye girişmesinin temelinde, aslında ABD’nin askeri ve ekonomik (ve bunlara bağlı olarak siyasi) önemli güç kaybı ve hegemonyasının iyice tehlikeye girmesi var. Bunu sayısal olarak da görüyoruz. Bu açıdan konuya sonra döneceğim.
Üçüncü bin yıla girerken, yani 2000’lerin başında ABD adeta dünyada rakibi olmayan, ekonomik askeri ve siyasi tek süper güçtü. Roma İmparatorluğu gibi bin yıllık dünya egemenliği hayalleri kuruyordu.
- Şirketleriyle, büyük mali zenginliği-sermayesiyle ve alabildiğine sömürüsüyle dünyayı sarmıştı,
- küreselleşmenin en büyük destekçisiydi,
- uzaya egemendi,
- askeri ve ekonomik teknolojik yeniliklerin lideriydi,
- hayatın tüm alanlarını saran ve her şeyi yeniden biçimlendiren /tanımlayan dijital dünyanın lideriydi.
- Bilimsel araştırmaların beşiğiydi. Dünyada en etkili bilim araştırmaları orada yapılıyor, insan genomu, beyin on yılı, kanser araştırmaları vb. tüm alanlarda her yıl on milyarlarca dolar harcıyor, hastalıkları tedavide yeni yöntemler geliştirmede öncü rol oynuyor, bilimi ilerletiyor, patentlerde dünya liderliğine yaklaşan bile olamıyordu...
ÇİN ATILIMI, ABD HAYALLERİNİ BATIRIYOR!
Fakat Çin inanılmaz bir atılımla, yukarıda saydığım her şeye ortak oldu. Teknolojide, bilimde, patentlerde ve tabii ekonomide!
Ortak olmakla kalmadı, bilimin ve teknolojinin pek çok alanında ABD’yi hızla geride bırakmaya başladı. İnanılmaz bir parası ve ekonomik büyümesi (uzun süre yüzde 10!) vardı. Dijitalin her alanında ABD’ye rakip oldu. Sosyal iletişim sitelerinden tutun her alanda!
20 yıl içinde bunların gerçekleşmesini kimse hayal edemezdi. Zaten ekonominin gelişme hızına bakan uzmanlar, 2010’lara varmadan ve hemen sonra Çin’in 2035’te ABD’yi pek çok alanda geride bırakacağı ve Çin Yüzyılı yaşanacağı senaryolarını ortaya koydular ve bu öngörü daha 2020’lerde gerçekleşmeye başladı. Çin, Batı’nın önemli değerlerini satın alıyor, hazine bonolarını elinde tutuyor, yüksek nitelikli teknolojik ürünleri dünyayı ele geçiriyordu, dünya ekonomisinin sürdürülebilirliğinde ve gelişmesinde başrole soyunuyordu.
Çin’in bu büyük atılımında, ABD’nin motor gücü olduğu küreselleşme aslında en etkili rolü oynuyordu. Bu oyunda kazanan Çin (ve tabii Güney Kore...), bence kaybeden ve gerileyen de ABD (ve Batı Avrupa) oluyordu.
NASIL OLDUYA GELİNCE
Ucuz ve nitelikli işgücü ABD fabrikalarının ve teknolojik üretimlerinin Çin’e (ve Uzakdoğu’ya..) kaymasını sağladı. Çin’in dünyanın dörtte biri olan nüfusun yarattığı cazip pazarı da buna katalım. ABD’de oto fabrikalarının Detroit’i bile kepenkleri kapadı. Büyük ölçekli üretim ve ucuz işgücü, Amerikan -tabii ki bazı Avrupalı da- şirketlerine de muazzam kazançlar sağlayacaktı. Ama Amerikan işgücü piyasasını da batıracaktı. ABD Dolar’ın gücüyle iç piyasayı ayakta tutuyordu. 2007 finans kapitalin ABD’de çöküşü ve küresel krizin yaratıcısı oldu. Gelirler düştü.. Hâlâ toparlanabilmiş değil, üstüne bir de pandemi binince...
Dünya ticaretinde Çin öne çıktı. Bir de üstüne, dünyayı üç yönden saran Yol Kuşak projesini devreye soktu... Bu, Çin’i tüm dünyaya yakınlaştırıyordu. Çin, bu konumuyla bölgesel olarak siyasi etkilerini artırıyordu. ABD, korumacılığı işletmeye bile başlad, Çin’in satın almalarına karşı!
Askeri gücü, uzay gücü, hemen her alanda üretim gücü, ABD’yi egemenlik tahtından indirmeye yetiyordu.
Çin, hele hele küreselleşmenin ve dijitalleşmenin yarattığı büyük olanakları büyük fırsatlara dönüştürerek kapitalizmin eşit olmayan gelişme yasasının nasıl işlediğine çok iyi bir örnekti.. (Geride kalan ülkelerin akıllı davrandıkları taktirde hızla yükselme ve ileriye geçme şansı gibi, ucuz işgücü ve üretim kapasitelerinin geri kalan ülkelerde yarattığı yüksek kalkınma hızı fırsatları ve şansları gibi..)
***
Böylece Çin, baş düşmanlığa terfi edecekti...
NATO ve Biden’ın bütün bu askeri stratejik değişiminde, ana faktör Çin’dir. (Tabii ki yazının devamı var...)
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları