Tarih:
23.05.2016
Eğitim hayatımızda ‘Nobel bilimi depremi’
Orhan Bursalı; Biz bilime damardan devam edelim. Çünkü geleceğimiz buradadır.
Biz bilime damardan devam edelim. Çünkü geleceğimiz buradadır. Bu nedenle de yeniden büyük bir yükü omuzlayarak buradaki 30 yıllık Cumhuriyet geleneğini bu kez Herkese Bilim Teknoloji haftalık dergisinde bağımsız olarak sürdürüyoruz...20 günlük bir eğitim depremi konumuz.
Aziz Sancar eğitimi hayatımızda, üniversitelerde ve ilköğretimde tam istediğim hareketi yarattı. Türkiye’ye gelmeden önce kendisine gelen isteklerden iyi bir karma yapmış arkadaşlarıyla ve hemen her gün bir eğitim kurumunda gençlerle ilişkiye geçerek rol modeli görevini yerine getiriyor.
Bugün de İstanbul Üniversitesi’ne Nobel madalyalarından sonuncusunu ve üçüncüsünü sergilenmesi için hediye ediyor. Tabii ki konuşacak: Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde!
Ayrıca, “Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü Açılış Töreni”ne katılacak. Enstitüde yürütülen çalışmaları öğrenecek.
Dünkü gazetelere baktım, Bilfen Koleji’nde gençlerimizle DNA maketi üzerinde çalışıyordu.
5 TL üzerinde yanlış DNA
Ayrıca, habercinin sorusu üzerine de 5 liralıklar üzerindeki DNA sarmalının döngüsünün yanlış olduğunu belirtiyordu.
Beş yıl önce Aziz bunu hem Merkez Bankası’na düzeltilmesi için bildirmişti, üstelik ben de o zamanki CBT’de Gündem köşemde yazmış ve çağrıda bulunmuştum. Acaba Merkez Bankacılar ne düşünmüştü, merak ediyorum! “Bırak gitsin kim fark edecek ki!” mi demişlerdi!
Bu öykü, Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü kitabımda var...
Bir bilim insanı, örneğin çalışmalarında DNA sarmalını böyle sunsa, tefe koyulur ve itibarsızlaştırılırdı. Böyle bir ters DNA ile bir şey yapamazsınız bilimde! Bilim “tam korrekt” olmalı. Bunun Türkçesi ne? İngilizce ve Almanca nüanslarıyla en az 5 açıklama, anlamlandırma vardır. Mesela yüzde yüz.. şaşmaz doğrulukta...
‘Gizli bir ünlümüz’ 20 yıldır vardı
Bilimde zayıflığımız bilim dilimizin gelişmesini de engelliyor. Ama meraklı bilim insanlarımızın bilim dili çalışmalarında belki de vardır öneriler.
1997 yılında, o zamanki, büyük ses getiren bilim şenlikleri düzenlediğimiz Deneme Bilim Merkezi’ndeki görevim sırasında da DNA üzerine iki video kaset göndermişti! O tarihte, bugün Nobel Ödülü verilen bilimsel araştırmalarını tamamlamış, dünya çapında bir “gizli ünlü bilimcimiz” vardı ve bizimle birlikteydi, aramızda dolaşıyordu ve bilim fakiri ülkemiz tabii ki farkında değildi.
Bugün gezdiği yerlerde büyük bir merak var Sancar’a.
Tam istediğim buydu.
Bir hareket yaratılsın, dip bir hareket...
Kitabımın önsözünde şöyle yazıyorum:
‘İyi bir araç’
“Aziz Sancar çok popüler bir isim. Ondan çok büyük istekler var. Henüz farkında olmayabilir kendisi, ülkemiz için güçlü bir ‘iyi yönde yönlendirici’ olabilir. Etki gücü fazla. Özellikle çocukların gençlerin eğitiminde, büyük bir farkındalık yaratabilir ve ülkemize önemli yetenekler kazandırabilir. Üniversitelerin yönetimlerini de iyi ve kaliteli bilim ve eğitim yönünde etkileyebilir, bir rüzgâr estirebilir.
Tamam, laboratuvarında önemli işler belkiyor, bundan büyük zevk alıyor. Ama Türkiye’nin de kaliteli bilim ve eğitim açısından etkilenmesi gerekiyor. Aziz Sancar’a bu açıdan ‘iyi bir araç’ gözüyle bakabilirim! Çünkü ben yurtseverim, Aziz Sancar’dan olabildiğince yarar çıkarmak, bu yurtseverlik gereği niye olmasın? İşte bu kitabın bir amacı da bu!”
Ay sonuna kadar devam
Sancar’ın programı ay sonuna kadar sürecek. Açıkçası hepsini bilmiyorum. Sormadım da. Duyuru ve davetlerden izliyorum.
Mesela 24’ünde var, Sancar ve kız öğrenciler STEM programının son ayağı İstanbul’da tamamlanacak ve uluslararası bir konferans düzenlenecek.
Koç Üniversitesi’nde de konuşacak.
Bir de birlikte, “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü” kitabının tanıtım ve imzası olacak. İnşallah bu yoğunlukta bir zaman aralığı yaratacaklar...
Ben, sonbaharda yeni bir program ile daha gelmesini bekliyorum. Daha sonra yeniden!
Türkiye’de eğitim ve bilimi harekete geçirmek öyle bir kez “sarsma” ile olacak şey değil.
Orhan Bursalı - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI