Ekrem İmamoğlu başarabilir, İstanbul’u alabilir
Orhan Bursalı; Sonra şüphesiz ki ittifak politikaları söz konusu olacaktır. Ama bu bile genel merkeze bırakılmayacak kadar önemlidir. Yerelde çözümler önemli.
Şüphesiz ki büyük bir küskünlük var, seçimlerdeki yenilgiden sonra. Geniş bir çoğunluğun parti yönetimine güveni sıfırlandı. Kurultay zamanı belli değil, neler olacak vb. Bu konuyu başka bir yazıya erteleyerek Ekrem Bey’in önceki günkü konuşmasına girmek istiyorum.
Gördüğüm, Ekrem Bey’in İstanbul’a adaylığını açıklamasının umutsuzlukta bir kıpırdanma yarattığı. Uç noktada “Kılıçdaroğlu orada olduğu sürece oy yok” diyenleri, CHP liderliği ile İstanbul’u ve Ekrem İmamoğlu’nu yanlış bir yorum ve tavırla eşleştirenleri bir kenara bırakacak olursak (araya şüphesiz AKP’nin trollerinin de CHP’liymiş gibi ortalığı karıştıracakları kesin...) İstanbul’a odaklanma önümüzdeki yedi ay içinde iyi bir sonuç verebilir.
‘İMAMOĞLU İKİLEMİ’ BİTTİ
CHP liderliği için savaşı bir kenara bıraktı, bugünkü koşullarda doğru olanı yaptı ve İBB için kolları sıvadı. İki cephede birden mücadele vermenin anlamsızlığını sonuçta gördü. Ya orası ya da burası... Sahip olunan enerji bugünkü koşullarda fazla değil ve tam anlamıyla bir noktada kullanmak gerekir.
İstanbul’u bırakması, kentin kaybedilmesi olasılığını güçlendirirdi ve bunun yükü tamamen Ekrem Bey’in omuzlarına kalırdı. İşler karmaşıklaşır, parti içinde edinmek istediği misyon büyük yara alırdı.
Şimdi yeni bir meydan okuma söz konusu: İşte, beş yıllık bir belediye başkanlığından sonra, kenti yeniden kazanmak sorumluluğu... Bunu başarırsa siyasi kariyerinde CHP liderliğinin yolu tamamen açılabilir. Bu nasıl olur, birtakım koşullar ve senaryoların konusu ama fanteziler üretmenin bir anlamı yok.
Şüphesiz belediye başkanlığı adaylığının parti tarafından resmileştirilmesi gerekir. Parti yönetimi umarım bunu bir an önce yapar.
KAZANABİLİR Mİ, EVET
Var olan karamsarlığa meydan okuyarak diyorum ki kazanabilir.
Bunun için partiyi bir kenara bırakıp sanki partisiz adaymış gibi İstanbul’u kucaklamalı. Çok CHP ile uğraştı, bunu unutması gerekir ve İstanbullular için varolduğunu bu kente yeniden damardan hissettirmesi gerekir. 2019’da kazanmasının koşullarına daha çok var. Evet bir geniş ittifak vardı o zaman. İstanbulluların tanımadığı bir aday olarak seçildi. Şimdi ise İstanbulluların çok yakından tanıdığı bir aday olarak karşılarına çıkacak.
Bu önemli bir avantajı.
Yerel koşullar nedeniyle muhalefetin dışında daha geniş bir seçmen kitlesi tarafından desteklenebilir.
Yapılanları mahalle mahalle anlatmalı. Kampanyasını örgütlemesinin ve milletle buluşmasının koşullarına bugüne birkaç katıyla sahip.
AKP NİYE KAZANSIN?
2019 ile kıyaslarsak AKP’nin kazanması için ne gibi bir neden olabilir? İstanbulluların durumu ortada. AKP’nin kendi kazanmak için seçmene milyarları akıtacağını rahatlıkla varsayabiliriz. Fakat seçimden sonra, tıpkı cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaptığı gibi, verdiklerini misliyle geri alacağının açık seçik anlatılması gerekir. 2014 ve arkasından gelen yıl tüm ulus için felaket kötü geçecek.
Fakat Saray’ın elindeki eli altındaki sözde adaleti ve kullanışlıları harekete geçirme olasılığı da var.
Belki de halka üreticiden tüketiciye kâr marjsız gerekli zorunlu malları satacak İstanbul çapında organizasyonları belediyenin yapması gerekir. Unutmayın ki insanlar birkaç lira nerede ucuzsa oraya koşuyor.
ÖNCELİK KENDİ GÜCÜN
İmamoğlu öncelikle bire bir, parti gözetmeksiniz insanların oyunu almaya birinci öncelik vermeli.
Partilerle pazarlıklardan çok daha önemlisi budur.
Önceliği pazarlıklara vermek, seçmeni de parti aidiyetlerine geri çekebilir.
Bu konu, pazarlıkların öncelikle partilerin genel merkezlerine bırakılmayacak kadar önemlidir. Ya kendi gücün zayıf olacak ve onların inayetine kalacaksın ya da güçlü.
Sonra şüphesiz ki ittifak politikaları söz konusu olacaktır. Ama bu bile genel merkeze bırakılmayacak kadar önemlidir. Yerelde çözümler önemli.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları