‘Emeklilere bu parayı nereden bulacaksın, kaynak nerede’ safsatası üzerine
Orhan Bursalı; Türkiye Avrupa Birliği’nde Bulgaristan’dan sonra en eşitsiz ülke.
Kılıçdaroğlu’nun emeklilerin maaşlarını ve ikramiye ödemelerini asgari ücret düzeyine çıkaracaklarına ilişkin açıklaması şüphesiz yankı buldu. Fakat tabii ki hemen “Parayı nereden bulacaksın, kaynak nerede?” gibi bildik zırvalar sökün etti...
Tıpkı 2015’te aile sigortası vb. vaatlerinde olduğu gibi. TV ekranlarında köşelerde yandaşlar ve var olan sosyoekonomik durumu değiştirilemez kabul edenler, “Bu kadar para yok, yalan söylüyor ve gerçekleştiremeyeceği vaatlerle seçmen avı yapıyor” diyenler ortalığı sarmıştı. Bir de “popülist söylem” diye yaftalanmıştı.
EŞİTSİZLİĞE DOĞRU ADIMLAR
Şimdi ana kaynaklardan birini açıklıyorum: Gini katsayısı!
Gini katsayısı, ülkede veya sosyal gruplar içindeki gelir veya servet dağılımının ne kadar eşitlikçi veya ne kadar eşitsiz olduğunu gösterir. Buna göre Türkiye’de Gini katsayısı, OECD istatistiklerine göre 0.415, TÜİK’e göre 0.41’e yakın. 0’a doğru sayı azaldıkça daha eşit bir toplum, yukarı doğru ise eşitsizliğin iyice arttığı bir toplum modeli ile karşı karşıyayız demektir. Katsayı 0 olsaydı herkes eşit olacaktı. 1 olsaydı, tüm servet tek kişide toplanmış olacaktı. Gini bir anlamda yoksulluğu da gösterir.
Türkiye Avrupa Birliği’nde Bulgaristan’dan sonra en eşitsiz ülke.
OECD 34 ülke arasında (https://data.oecd.org/inequality/income-inequality.htm) Meksika’dan sonra sondan ikinci. OECD ortalaması yüzde 0.31-0.32 arasında. Almanya mesela 0.29, Slovakya 0.22 (en eşit).
Yıllardır Gini oranı ülkemizde 0.41’e yakın.
Bir başka gösterge de yüzde 10’luk veya 20’lik toplumsal katmanlar arasındaki, en düşük ile en yüksek kesimlerin milli gelirden aldıkları payların karşılaştırılması. Türkiye’de en düşük yüzde 20 ile en yüksek yüzde 20 arasındaki katsayı çok yüksek: 7.5. Gini katsayısı ile hemen hemen eşdeğer bir ölçü. Yüzde 20’lik kesim tüm gelirlerin hemen hemen yarısına sahip. Geliri en düşük yüzde 20’lik kesimin ise payı yüzde 6’nın biraz üzerinde. Yüzde 10’luk toplumsal katmanlar olarak bakıldığında ise en alttaki ile en yüksekteki fark yüzde 14’lere yükseliyor.
Alttaki yüzde 20’lik kesimin yıllık ortalama geliri 2 bin 700, en üst gelir dilimindekilerin ise 20 bin doların üzerinde.
50 MİLYAR DOLARLIK AKTARMA
Sadece bu gelir eşitsizliğini istikrarlı bir şekilde düzeltecek her karar, gelir kaynakları arasında yer değiştirmek demektir.
Servetler bir yerde iyice şişmiş, diğer yerde de iyice sönmüştür.
Yukarıdan aşağı servet aktarımı şarttır.
Bir saygın ekonomistimize sordum. Gini katsayısında bir puanlık düzeltmenin parasal karşılığı nedir diye, kaba bir hesap bildirdi: En yüksek gelire sahip yüzde 20’lik iki kesimden (yüzde 40) aşağıdakilere servet transferinin parasal tutarı yaklaşık 50 milyar dolar!
Yani Gini katsayısının 0.41’den 0.40’a düşürülmesi ile alt gelir gruplarına 50 milyara dolar transfer ediyorsunuz. Bu Gini katsayısını mesela 5 yıl içinde adım adım, azalarak da olsa düşürmek bile, müthiş bir rahatlama sağlayacaktır.
Gini’yi 0.40’tan 0.39’a düşürmek için gerekli transfer ise 25 milyar dolara iniyor.. Düşürdükçe daha az parasal transfer yapıyorsunuz.
NASIL PEKİ?
Bu şüphesiz öncelikle vergi düzeltmeleri ile yapılacak.
İkincisi alt gelir gruplarını enflasyona asla ezdirmemek ve gerçek reel ücret artışları ile...
Üçüncüsü, AKP iktidarının bütçe harcamalarını tamamen yeniden düzenleyerek...
İktidara hazırlanan muhalefetin bu doğrultuda programını gerçekleştirmesi, onları da 20 yıl iktidarda tutar.
***
Bir başka açıdan yazacağım: Saray’ın itibardan tasarruf olmaz politikası, halkın itibarsızlaşmasına, yoksullaşmasına yol açıyor... Odaklarında “insan” bulunmuyor. Artık pazara..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları