Empedokles’in Dostları ve batsın bu dünya
Orhan Bursalı; Amin Maalouf, en umutsuz ama çağımızın en parlak yazarlarından-düşünürlerindendir. Son romanı Empedokles’in Dostları’nda geldiği nokta, dünyanın ulaştığı uygarlık düzeyinin bir hiç olduğudur.
Dünyanın tepeden tırnağa rezil halini betimlemeye gerek yok. Nesini tutarsanız elinizde kalıyor. Yo o kadar değil, bakın bilim de teknoloji de ilerliyor, muazzam gelişmeler kaydediliyor, diyorsunuzdur. Bunu yadsımam; gerçekten bilgi, rekorlar kıran, her gün dünyayı dolaşacak ölçülerde üretiliyor; öyle ki ipin ucunu yakalamak mümkün değil. Ama...
Evet ama bilimin ve bilginin, dünyanın içinde bulunduğu koşulları değiştirme gücü çok sınırlı. Bilim-bilgi hem başlı başına bir güç hem de kendi başına iktidar değil, vasal bir güç. Paranın gücünün binlerce yıl boyunca bugün geldiği doruk noktasında yarattığı bir dünya, ne yaşanabilir ne sürdürülebilir nitelikte.
TARİH, KANLI DÜNÜN DEVAMI
Şuna bakın, ABD hâlâ Rusya’nın altını oyma çabasında, Rusya egemenlik alanlarını koruma telaşında.. AB, ABD, Çin, Rusya... Savaş politikalarıyla güç gösterileriyle düzenlerini sürdürüyorlar. Bizim gibi bazı ülkeler de işin içinde, güç ve egemenlik peşinde.. Siyasi egemenlik kavgası şüphesiz ki daha büyük sömürü alanlarına sahip olmayı amaçlıyor.
Müthiş bir zenginlik var dünyada.. 300 trilyon doları aşmıştır. Servet bölüşümü, güzellik, iyilik, sevgi üzerinde kurulu bir dünya yaratılamamıştır.
Bugünün dünden hiçbir farkı yok. Kaç bin yıldır dünyanın etrafında döndüğü ana mihver, savaş, öldürme, yok etme, paranın gücünü inşa etme, sürekli savaşlar, mutsuzluklar, elemler... Eldeki atom ve benzeri silahlar... İklim değişimi, yoksulluk..
Başladığımız tarihteyiz.
Sayfayı asla çeviremedik.
İnsanlık tüm bu belaları yok edecek yeni bir tarih sayfası açamadı.
Açmaya da niyeti yok. Kendi yarattığı kötülüklerin içinde boğulup, yok olup gideceği günü bekliyor.
YENİDEN DOĞUŞUN MÜJDESİ
Amin Maalouf, en umutsuz ama çağımızın en parlak yazarlarından-düşünürlerindendir. Son romanı Empedokles’in Dostları’nda geldiği nokta, dünyanın ulaştığı uygarlık düzeyinin bir hiç olduğudur. Bunu da dünyamızda görünmez-bilinmez bir yerde yaşayan, kendilerini Empedokles’in Dostları olarak tanıtan çok ileri uygarlık düzeyine ulaşmış bir toplumu kurgulayarak yapıyor.
Onlar sadece ölümü yenmek için savaşıyorlar. Çok ileri bir tıp seviyesine ulaşmışlar; henüz ölümü yenememiş olsalar da güzel ve sağlıklı uzun ömürlü bir yaşamı elde etmişler ve üstünlüklerini de dünyadaki hastalıkları hızla tedavi ederek gösteriyorlar. Bütün iletişim sistemini durduracak güce sahipler. Dünyanın yok oluşunu önlemek için ortaya çıkıyorlar.
Ve dünyanın iyi yönde değişmesinin yolunu açıyorlar.
Bu, insanlığın yeniden doğuşunun müjdecisidir.
Övünülen insanlık, bu yeniden doğuş öncesinde bir “müsvedde”, “alttür haline gelecektir”. “Tarihi bizim yaptığımıza emindik... Halbuki henüz tarihöncesinden bile” çıkamamıştık.
“Evrenin kralları olduğumuzu, yaratılışın en yüksek zirvesi yaratılışın Everesti olduğumuzu düşünüyorduk. Biz şanlı geçmişimiz, mucize yaratan bilimimiz, saygıdeğer dinlerimiz... Uygarlıklarımızın ölümlü olduğunu belirttiğimiz zaman bile caka satmayı, kibirli olmayı becerebiliyorduk...”
“Gelecek artık bu adreste oturmuyor”du...
TARİHİMİZ CİNAYETLER TARİHİ
İnsanlığın mutlaka kendisinden daha “zeki uygarlıklarla karşılaşmasının gerçekleşeceği gün ansızın ve çok şiddetli olacaktır.”
Empedokles’in Dostları’nın temsilcisi, şöyle diyor:
“Empedokles’in dostlarımızdan çoğu, sizin tarihinizden söz ederken açgözlülükten, yırtıcılıktan ve cinayet dürtüsünden başka bir şey görmüyorlar, gücünüzü tahakküm ve köleleştirmekten başka bir şey için kullanabileceğinizi düşünmüyorlar.”
Amin Maalouf, bir kahramanına da şunları söyletiyor:
“Dünya... Açgözlülük ve kinin cirit attığı bir savaş meydanına dönmüştü. Her şey, sanat, düşünce, yazı, gelecek, seks, komşuluk her şey kokuşmuştu. Ve birdenbire güçlü bir silgi darbesi ile karatahta siliniverdi. Tarih sıfırdan yeniden başladı, gezegenimiz yeniden masumiyetine kavuştu...”
***
Soru şu: İnsanlığın bu dönüşümü yapacak gücü olduğuna inanan var mı?
İki haftalık aradan sonra, merhaba!
Yarın şu Empedokles’i anımsama zamanı...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları