Ha gayret, Boğaziçi Üniversitesi’ni yok etmeye bir adım kaldı!
Orhan Bursalı; BÜ’den rektör beyin son trajikomik uygulaması, kendisine sırtını çeviren 16 akademisyen hakkında terör soruşturması açtırmasıydı. Sadece o akademisyenler mi! Ayol milyonlarca kişi rektör beye sırtını dönüyor.. Kahrolsunlar hepsi terörist!!!
Siz iktidarın ülkeyi nasıl ekonomik bakımdan altından artık zor kalkılacak bir noktaya sürüklediğini konuşadurun, ben değerli bir üniversitesinin nasıl uçuruma itildiğini yazayım. İkisi birbiriyle ilişkili, çünkü kararları veren aynı kişi.
Ekonomi için öyle bir karar vereyim ki herkes yoksullaşsın... Ülke yatırım yapılamayacak duruma gelsin... Boğaziçi için de öyle birini oraya oturtayım ki aynı şeyi yapsın.
BÜ’den rektör beyin son trajikomik uygulaması, kendisine sırtını çeviren 16 akademisyen hakkında terör soruşturması açtırmasıydı. Sadece o akademisyenler mi! Ayol milyonlarca kişi rektör beye sırtını dönüyor.. Kahrolsunlar hepsi terörist!!!
Bunu biliyoruz diyorsanız, şimdi üniversitenin başına gelen son olayı bilmiyorsunuz ama. Üniversite şu anda “Bakırçay olayı” yaşıyor.
BAKIRÇAY OLAYI
A, bilmiyor musunuz?! Bakırçay tamam da, bir de Bakırçay Üniversitesi duymamıştım. Benim ayıbım. FETÖ’cülerin Gediz Üniversitesi isim değiştirmiş devlet üniversitesi yapılmış.
Bakırçay Olayı ise oradan birisinin YÖK denen bir kurum tarafından BÜ’ye atanma olayı. Ne var bunda demeyin, üniversiteye sürekli dıştan birisi atanmıyor mu...
Fakat bu atanma özel mi özel... Üniversite yönetim kurulunun talebi - haberi bile olmadan YÖK adındaki yürütme kurulu, falan filan madde gereğince BÜ’ye atanmış. Rektör bey de yine falan filan madde gereğince bir hafta sonra bu kişiyi BÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne müdür olarak atamış. Oysa enstitüye atanacak kişi için bir eğilim belirleme yoklaması yapılmış, 245 akademisyenin 201’i, Ekonomi Bölümü Başkanı ve Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) Üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz’un enstitüye müdür atanmasını onaylamıştı.
Rektörlüğün umurunda bile olmadı.
Üniversitede adam mı yok enstitü müdürü olarak atanacak? Tonla. Hem yönetim deneyimi olan, üstelik uluslararası araştırmalarıyla tanınan, enstitüde 73 profesör, 53 doçent, 106 doktor öğretim üyesi var!
Çok belli ki bu kişi özel görevli, arayıp tarayıp enstitüyü “adam edecek” bir kişi olarak seçilmiş.
Baktım, maliye doçenti. Bir sürü üniversite gezmiş ülke içinde.
KOMİK BİR DURUM!
İngilizce yayımlanmış bir araştırması var mı, göremedim. BÜ’de titizlikle aranan bir özellik. Araştırmaları yoksa, üniversiteye giremiyor (geçmişte kötü örnekler olmuş olabilir!), bırakın enstitüye müdür olarak atanmayı. Atandığı enstitü hoca kaynıyor, hocaların belki de yarıya yakını orada. Bir sürü bölüm: Felsefeden tutun edebiyata, psikolojiye, eğitim bilimlerine, tarihe, ekonomiye kadar 25 kadar ana bilim dalı..
Şimdi atanmış bir doçent, hadi adını vereyim İlhami Öztürk, enstitü müdürü olarak, 73’ü prof., toplam 232 akademisyeni, bu kadar ana bilim dalını ve orada yapılan tezleri vb. değerlendirecek, yönetecek!
İbrahim Bey, ayrıca sadece akademisyenlik yapmamış, 1994 - 2016 arasında kamu kuruluşlarında müfettiş ve yardımcılıkları, uzman danışman, bakan danışmanlığı yapmış. Sermaye Piyasası Kurulu, Merkez Kayıt Kurulu, Takasbank gibi yerlerde yönetim kurulu üyelikleri yapmış.
HÜKÜMET KOMİSERİ Mİ?
Yani akademik çalışmalarını da paralel yürüttüğüne göre (herhalde!), aranıp da zor bulunan bir kişi olsa gerek! Her ne kadar Boğaziçililer itiraz etseler de İngilizce yayını yok diye.. Kişi, hizmet için koşuşturmaktan fırsat bulamamış ki!
Boğaziçili akademisyenler “Başımıza bir hükümet komiseri daha atandı” diyor!
Bu arada bölüm başkanları, bu atamayı şiddetle protesto eden bir de bildiri yayımladılar. Diyorlar ki “şeffaf ve demokratik yönetim yapısına aykırı bir şekilde dışarıdan bir kişinin bu göreve atanması, üniversitemize zarar vereceğinden kabul edilemez niteliktedir.”
Adım adım Boğaziçi, Boğaziçi olmaktan çıkarılıyor. Yani üniversite olmaktan! Bir sıkımlık canı kaldı, ha gayret!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları