loading
close
SON DAKİKALAR

İnsan odaklı yeni bir toplum modeli uç verecek

Orhan Bursalı
Tarih: 08.12.2019
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; Biyolojik çeşitlilik yok, ki biz de bu biyolojik çeşitliliğin bir ürünüyüz, parçasıyız. Ama doğacılar bile biyolojik çeşitliliğin azalmasına “dışımızdaki olay” olarak bakıyor genellikle. Hayır içimizdeki bir olay.

“Büyüme” odaklı bir ekonomi, hemen her alanda büyümeye endeksli kıstaslarla değerlendirilen bir ölçütler egemenliği. Enerji tüketimi, GSMH, kişi başı milli gelir, hayatı, mutluluğu, ilerlemeyi ve refahı ne kadar tükettiğinle ölçen birimler. Yoksulluk ve zenginlik ölçümleri “hangi maldan, hizmetten ne kadar tüketiyorsun”a dayanıyor. Hepsi, sermayenin güttüğü bir ekonomi ve toplum modelinin unsurları.

Her şeyi tüket, mutlu ol!

İlerleme, gelişme, mutlu insan ve toplum araştırmalarında mesela:

Doğa yok.. Yani doğanın tükenmişliği ile ilgili ölçüm birimleri yok.

Doğa ki, o varsa insan ve varoluşu var. Bir varoluş kucağıdır doğa.

Hava kirliliği yok, ki temiz hava da bir varoluş koşuludur.

‘Büyüme makinesi’ çökecek

Biyolojik çeşitlilik yok, ki biz de bu biyolojik çeşitliliğin bir ürünüyüz, parçasıyız. Ama doğacılar bile biyolojik çeşitliliğin azalmasına “dışımızdaki olay” olarak bakıyor genellikle. Hayır içimizdeki bir olay.

İklim değişikliği bile ilerleme, gelişme, mutlu insan ve toplum araştırmalarında bir kalem olarak yok.

Ki, iklim, kullandığımız “ilerleme, gelişme, mutlu insan ve toplum” ölçütlerinin kullanımında, bir varoluş koşulu. İklim alabora olduğunda, bu ölçütlerin hiçbir değeri kalmaz.

İklimle birlikte, yaşamaya başladığımız ve daha da olağanüstü bilmediklerimizi yaşayacağımız atmosferik olaylar, bizim ilerleme olarak değerlendirdiğimiz her şeyi alıp götürecek güce sahip. Yarattığınız mesela yıllık 100 ölçütlü bir değeri, eksi 100 değere dönüştürecek bir güç.

Yani ilerleme, büyüme gelişme ve mutluluk olarak gördüğümüz her şey, bu anlayışın veya sistemin yol açtığı yan etkilerce yıkılacak. Yan etkiler, her şeyi ana belirleyici güçler olacak.

Dünya hızla oraya doğru koşuyor.

Durdurulması mümkün değil.

Ay şunu yapmayalım, ay bundan az tüketelim masallarıyla, bu gidişi durdurup tersine çevirmek mümkün değil.

Bu devasa “ilerleme-büyüme” makinesi çökecek.

Yıkıntıları üzerinde ise yen bir dünya, hayat ve yeni bir insanlık-toplum modeli yükselecek.

Yükselir mi, o bile bilinmiyor.

Bunları neden yazdım?

Bir haber, yeni bir toplum modeli ve mutluluk ve refah endeksi oluşturabilir mi, düşüncesini yarattığı için. Bakın:

İzlanda’nın genç kadın Başbakanı Katrin Jakobsdottir (43), ülkesinin vatandaş mutluluğunu öne koyan ekonomik model üzerinde çalıştığını açıkladı ve diğer ülkelere de benzer politikaları benimseme çağrısı yaptı. Ekonomik büyüme odaklı politikaların yerini, aile dostu, çevre odaklı politikaların alması gerektiğini söyledi. Londra’daki Chatham House’ta konuşan Jakobsdottir:

“Vatandaşın beden ve ruh sağlığını önceleyecek bu model ‘mutluluk ekonomisi’ olacak. Bu ekonomik model, gayri safi yurtiçi hasıladan çok sosyal göstergeleri dikkate alacak: Kennedy’nin şu sözlerinin üzerinden 50 yıl geçti: ‘Gayri safi milli hasıla, yaşamı değerli kılan şeyler dışarıda bırakılarak hesaplanır.’ Ekonomik büyüme değerlendirilirken, bu büyümenin nasıl gerçekleştirildiğine de odaklanmalıyız. Tüm eksiklerine karşın büyüme rakamları, ekonomik başarının temel öğesi olarak değerlendiriliyor. Bizim, İskoçya’nın ve Yeni Zelanda’nın savunduğu mutluluk ekonomisi modeli ise, BM Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri çerçevesinde, bugün ve gelecek nesillerin mutluluğunu amaçlıyor.”

Pazar pazar bu kadar uzun yazı yeter.

Hadi tartışalım şimdi.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları