İstanbul’da suyu kimler, yüzde kaç oranında kullanıyor?
Orhan Bursalı; Fazla kullananlar, su kullanarak para kazananlar, herkes, ama fabrikalardan tutun oto yıkamalara kadar tüm tüccarlardan su hakkı fazlasıyla alınmalıdır. Su çünkü bir ticaret aracıdır oralarda... Lokantalar dahil.
Bu yılın 12 Ocak’ında barajlarda su oranı yüzde 31’di ve sosyal medyada bir tweet paylaştım: “Suyu iplik gibi akıtın el yüz yıkarken... Duş alırken akan suyun hızını düşürün ve sabunlanırken kesin... Bu notu paylaşalım.” (https://twitter.com/ORHANBURSALI/status/1613395088217935872)
O sırada durum güncel ve tehlike yakınken bu konu çok tartışıldı. Onaylayanlar dışında önemli bir çoğunluk da “Bana ne?” havasındaydı. Çok da öneri geldi. Fakat burada tepkileri çok daha önemsediğimi belirteyim.
İstanbul’un suyunun yüzde kaçının otellerde, kaçının evlerde, kaçının işyerlerinde, kaçının fabrikalarda, kaçının çok su işleyen fabrikalarda vb. kullanıldığını bilmiyoruz.
Yüzde kaçı zengin evlerinde, sitelerinde, villalarında, havuzlarda kullanılıyor, bilmiyoruz.
Su şüphesiz ki haktır. Fakat bu genel teorik lafın ötesindedir durum. İSKİ bildiğim kadar belirli bir miktarı zaten hak olarak tanıyor ve ücretlendirmiyor.
SUYU RANT OLARAK KULLANANLAR
Fakat suyun hak olabilmesi için herkese yetecek kadar bol olması gerek.
Kıt olan her şeyin fiyatı da pahalıdır, pahalılık kullanımı kısma amacını taşır, taşımalıdır.
Her ev için belirli bir miktar kullanım normal ücretlendirilirken kademeli olarak ücretlendirme de artırılmalıdır.
Fazla kullananlar, su kullanarak para kazananlar, herkes, ama fabrikalardan tutun oto yıkamalara kadar tüm tüccarlardan su hakkı fazlasıyla alınmalıdır. Su çünkü bir ticaret aracıdır oralarda... Lokantalar dahil.
Su bu anlamda bir rant aracıdır, rant İstanbul halkına, su geliştirme amaçlarına aktarılmalıdır.
Demek istediğim, özetle su üzerinde tam kontrol sağlanmalıdır.
Suyu salt konutlarda bireysel tüketicilerin su tasarrufu önlemleriyle kontrol edemeyiz.
Suyu kimlerin kullandığına ilişkin istatistikler önemlidir. Bu amaçla yukarıda sorular sordum, İstanbul’un suyunu kim kullanıyor diye. İSKİ’nin telefonlarımıza suyu tasarruflu kullanın mesajları şüphesiz bizler için uyarıdır ama bu uyarı eğer bu mesajları alanlar toplam su harcamalarında yüzde 10 ise fazla anlam taşımaz.
Şimdi tweet’ime gelen 400’e yakın mesajdan birkaç tane uyarı amaçlı paylaşacağım.
BİREYSEL ÇABALAR YETERSİZ
“Bu mesajı paylaşmayın. Kişisel su kullanımı haktır. Sanayi için kontrolsüz su çeken firmalara parmak sallayın.”
“Kapitalizm akıllanamayanların kanını emmek için varolagelmiş. Benzin istasyonlarında araba yıkanan bölmelerdeki basınçlı aşırı su kullanımı, sitelerde çalı süpürgesi ile toplanacak kuru yaprakları hortumdan akıtılan basınçlı su ile kovalayan apartman görevlileri vs.”
“Haklısınız ama bireysel çabamızla olacak iş değil maalesef. İBB’nin ciddi önlemler alması gerekiyor. Tonlarca su havuzlarda, araç yıkamada, halı yıkamada ziyan oluyor.”
“Belediyenin oto galerisinde her gün şakır şakır araba yıkanmasını, apartmanlarda merdivenlerin, evlerde, bahçelerde halı yıkanmasını yasaklayıp para cezası vermesi lazım...”
‘BIRAKIN BETER OLSUNLAR!’
“Şehirde hep aynı senaryo tekrarlanıyor. Her şeyi İstanbul’a yığıyorlar, bu yüzden kente göç artıyor, büyüdükçe yeni köprüler, yeni yollar, yeni semtler semire semire genişliyor. Oysa çözüm üretilip deprem ile yüzleşecek şehirden sanayileri, tersaneleri vb. çıkartıp göç durdurulmalı.”
“Bir kente 25 milyon insan yığarsan su da yetmez hiçbir şey yetmez kardeşim bu kadar basit.”
“Orhan Bey, bırakın beter olsunlar bir damla su diye melesinler. O zaman haldır haldır akıttıkları su akıllarına gelsin. Ben hayatım boyunca mücadele ettim su israfını önlemek için, elimde olan koskoca bir sıfır. Cahiller beter olsun, yazık olan biziz.”
“Zenginler ve ünlüler saatlerce duşun altında yıkansın ama fakirler parmak kadar ince açsın suyu öyle mi?”
Devam edeceğim...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları