Kurşunlama olayına nasıl bakmalı?
Orhan Bursalı; Sonra düşündüm, yahu bu kaçıncı Meral Hanım’ı böylesine hedef alması… Kemal Bey’e yönelik bu tür bir suçlama-tehdit kokan bir konuşma anımsamaya çalıştım.
“Bizim adımıza dikkat et. Benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan’a da dikkat et. Tayyip ismine de dikkat et. Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni kendinle uğraştırma.” Bunları, yandaş TV’lerin ortak yayınında, iktidar bağımlılığı siyasi-ideolojik hapı yutturulmuş şık ve lüks giyimli, heykel gibi duran, iktidara iliştirilmiş bir avuç “haberci” karşısında söylüyor. Ortam hazırlanmış, her şey tasarlanmış, sorular yanıtlar ve promter’dan naklen TV ekranına yansıtmalar... Kendimi bir an o sahnedeymiş ve bu sözleri orada dinliyor gibi hissettim.
Ve korktum... Açıkça itiraf edeyim! Meral Hanım adına...
Sonra düşündüm, yahu bu kaçıncı Meral Hanım’ı böylesine hedef alması… Kemal Bey’e yönelik bu tür bir suçlama-tehdit kokan bir konuşma anımsamaya çalıştım. Bulamadım. Haymana’da bir linç girişimi tabii ki geçirmişti Kemal Bey. Bir cenazede önüne bir kurşun da atılmıştı. Ama TV’deki gibi, ancak normal hayatın dışında geçen filmlerde görebileceğimiz bir ve kesin tehdit olarak algılanacak ağır bir hitap Kemal Bey’e yöneltilmemişti. Yanılıyor olabilirim.
PEKİ NEDEN MERAL HANIM?
Meral Hanım kadın olduğu için mi? Tayyip Bey’in içinden böyle sözler çıkmasının nedeni? Yoksa Meral Hanım merkez sağı da kısmen toplayarak AKP dışında bir seçenek yarattığı için mi bu düşmanlık... Bence ikisi de. Düne kadar CHP zaten doğal düşmandı, şimdi bir de Meral Hanım çıktı, kendisini kıyasıya eleştiren...
Bir adım geriye, Meral Hanım’ın MHP içindeki liderlik mücadelesine gidersek RTE’ye ciddi rakip olması orada başladı. İktidar Devlet Bahçeli’yi ve MHP’yi mahkeme oyunlarıyla kurtardı Meral Hanım ve arkadaşlarından... Onlar da İYİ Parti’yi kuracak ve çok daha ciddi bir rakip olarak kısa sürede sivrileceklerdi, Kılıçdaroğlu/CHP’nin de akıllıca desteğiyle.
İKİ GÜN SONRA GELEN KURŞUN
Demek istediğim, Meral Hanım o zamandan beri iktidarın hedefinde.
Derken.. “Tayyip ismine de dikkat et. Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni kendinle uğraştırma” sözlerinden iki gün sonra, İYİ Parti’nin İstanbul merkezi sabahın köründe kurşunlanıyor.
İktidarın doğrudan böyle bir işi tezgâhlamasına gerek yok. Hiç sanmıyorum da. Erdoğan’ın bu tür ağır siyasi suçlamalarını görev bilecek ve harekete geçecek binlerce katil ruhlu, beyni bağlı, alt düzey insan kılığında kişi yaşıyordur ülkede. Veya arka planda bazılarınca tetikçi olarak kullanılacak... Tetikçi yakalandı, yakalamış oldular ama bir hırsız kovalamaca senaryosuyla hemen ödüllendirip salıverdiler.
Hep öyle olmadı mı, olmuyor mu...
GÖREV EDİNEN KATİL RUHLAR
İktidar değişince işin aslı ortaya çıkar hiç merak etmeyin... Ama bu tehdit ve korku ortamından medet mi umuyor iktidar? Hayır, bu kaybedecek olmanın çaresizliği... Birçok kişi, önümüzdeki 1.5 ay içinde olabileceklere işaret olarak görüyor.
Öyle mi? İktidar karar verecek buna. Ya kaybetmeyi göze alan bir “demokratik olgunluk” sergileyecek (varsa). Sandık sonuçlarının çalınmadığına milletin çoğunun karar vereceği bir namusluluk içinde geçecek seçimler... Sandığa indirgenmiş veya elde sadece sandık kalmış demokrasinin dibine dinamit konmayacak... Ya da seçimden sonra gayri meşru bir yönetimi ülkeye dayıyacaklar ve sonrası kaos diyecekler.
Ben ikinci seçeneği hiç düşünmüyorum. Hiç. İktidarın da düşünmediğini görüyorum veya görmek istiyorum.
Ülke, millet buna layık değil. Ülke çok zayıflar, parçalanır. Tam vatan hainliği olur. Yaşadığımız olayı, akılsızların kurguladığı; intikam, kızgınlık, çaresizlik kokan bir “tırışkadan nağme” görme eğilimindeyim.
Yarın: “Üçüncü Yol” yok.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları