Millet, ‘Bakara Suresi’nin esiri mi?
Orhan Bursalı: Bu nedenle iktidar başı, 2022 sonunu işaret ediyor. Bir yıl sonra, yani seçimlere beş ay kala, ücreti fırlatacak.
TÜİK: Hani diyorlar ya, devletin kurumuyla, itibarıyla oynamayın... TÜİK’in açıkladıklarını millet mi belirliyor? Gerçek durum ile açıklanan uyduruk - sanal durum arasındaki korkunç farklar, zaten TÜİK’in kendi kendini yok ettiğinin kanıtıdır. Bu kurum kendi itibarını koruyamamıştır. İnandırıcılığı diplerde dolaşıyor. TÜİK iktidarın, emir kumandası altında, devletin - milletin değil, bir partinin yan kuruluşuna dönmüş durumdadır.
Sayılar, oranlar, tablolar... Bunlar bir ülkenin içinde bulunduğu koşulları görmek isteyen herkes için ülkenin namusudur. Bunların gerçeği yansıtmaması herkesin aldatılması anlamına gelir. İktidar, TÜİK’i kendisi için kullanışlı bir araca dönüştürdü. Siyasallaştırdı.
PATRONLAR: TÜİK DOĞRU!
İşverenler, patronlar “TÜİK’in enflasyon oranına göre” zammı düşünüyor. TİSK denen kuruluş kapalı toplantıda hiç utanmadan 3100 TL asgari ücret ileri sürebiliyor. Herkese açık toplantıda ise güya yüzü kızarıyor, “Doğru değil, TÜİK esas” diyebiliyor.
TÜİK, enflasyonu yüzde 20 göstererek efendisi patrona tutunacağı, kârına sarılacağı bir ip atıyor.
Bir millet aldatılıyor. İşsizlikle, enflasyonla... TÜİK bunun aracı durumunda.
İktidar, ucuz işgücüne dayanan ihracat politikası ile (YEM - Yeni Ekonomik Model) asgari ücret belirleme ikilemi arasında sıkışmıştır. Enflasyon - pahalılık karşısında halkın bir nebze nefes alabilmesi için az 5 bin TL asgari ücret açıklasa bu YEM politikasına karşı, YEM’i daha başında çukura gömecek, üretim maliyeti artacak, ihracattan beklenen gelirler azalacak.
Asgari ücreti 4 bin TL açıklasa bu kez hayatta kalma sıkıntısı içinde çırpınan milletin büyük çoğunluğu, iktidarı iyice çukura gömecek.
Bu, tam iki arada bir derede durumudur.
SABRET EY HALKIM!
Bu nedenle iktidar başı, 2022 sonunu işaret ediyor. Bir yıl sonra, yani seçimlere beş ay kala, ücreti fırlatacak.
Bu nedenle iktidar başı, Bakara Suresi’ne sarılıyor, bir ay bile sabrı kalmamış halka, “Sabret, Allah seni ödüllendirecektir sonunda” diyor. İstediği, bir yıl daha sesini çıkarma!
Ayrıca bugüne kadar görülmemiş bir yorumda bulunuyorlar; ekonomi politikalarıyla, har vurup harman savurmalarıyla, yanlış yatırımlarıyla, muazzam borç yükleri yaratarak ülkeyi batırmalarını “Allah’ın milleti sınaması” olarak nitelendiriyor.
SINANAN SADECE YOKSULLAR!
Fakat her nedense, gelirleri yiten, çocuğunu yeterince besleyemeyen, işsiz kalan, temel beslenme maddelerinin el yakan fiyatlarına yaklaşamayan halk, Allah tarafından durmadan sınanıyor da, örneğin iktidar başı ve adamlarının malı mülkü, zenginliği, patronlar, iktidarın etekleri altında 3-5 maaş alanlar hiçbir zaman sınanmıyor!
“Dikkat, sesini çıkarma, malın eksilebilir, gelirin yok olabilir, aç kalabilirsin, bunların yönetimimle zerre ilgisi yok, Allah seni sınıyor, sabredersen ödülünü göreceksin.”
Buna Allah ile aldatmak denilmişti, kitaplara isim olmuştu, kaç yıl önce. Değişen bir şey yok. İktidarda kalabilmek için her şeyi mubah gören böylesine bir yönetim altında ülke hiç yaşamamıştı.
4 bin TL asgari ücret, milleti yeniden Allah adına açlıkla terbiye etmeye kalkışmaktır.
YEM’in başarısı için bu gerekli şarttır.
‘BAKARA SURESİ’NİN EMRİ
TL’yi daha da ucuzlatarak enflasyonu, hayat pahalılığını azdıracaklar, önümüzdeki 3-5 ay içinde 4 bin TL asgari ücret bile komik bir duruma düşecektir. Hele bir yıl sonrayı hiç düşünmeyin.
Ne gam! Yaşasın YEM! Değerinin altında her şeyi satacağız, dış satımdan 10 milyar daha çok dolar akacak ülkeye, patron daha zengin olacak.
Ne pahasına? Halkın iyice yoksullaşması pahasına.
“Bakara Suresi” öyle emrediyormuş...
Siyasetçinin dini, kutsallıkları, iktidar politikalarına alet etmesi, halkın cehaletini ve dini inançlarını istismar ederek bundan siyasi ve her türlü ekonomik yarar sağlamaya kalkışması, işte bunun için yasaklanmıştır.
Dine dayalı parti kurmak yasaktır!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları