Neyi başardınız, hangi değeri yarattınız, anlatınız
Orhan Bursalı: Yani savunma sanayii de onların yarattığı bir büyük değer değildir.
16 yıldır iktidardasınız, yüksek değer olarak başardıklarını öğrenmek istiyoruz.
Hayır tünelleri vb. kötüleme niyetim yok. Bir iktidarın tercihi tünel ve köprü yapmak olabilir, hatta dünyanın en büyük havaalanı da... Bir iktidar, sadece yol köprü tünelleri büyük yapıtlar diye halkın gözüne sokarak oyları almayı ve yeniden iktidara gelmeyi planlayabilir.
Nitekim bunu yaşıyoruz. Üçüncü havaalanı ve kuzey ormanlarını mahveden girişimin İstanbul’u çıplak, kel, susuz vb. bırakacağını göze alıyorlar. Ama onlar şimdiye bakıyorlar, yarın ve gelecek çok uzakta!
Fakat tüm iktidarını bu görünür yerüstü büyük yapıtlar üzerine kuran bir iktidara nasıl yaklaşmalıyız? Öncelikle söyleyelim: Bu politikanın, bırakalım ülkeyi çok zor durumda bırakacağını, kendi iktidarlarını da yıkacak sonuçlar üretecektir.
Önceki yazımda iktidarın muhalefete yüklenirken en çok kullandığı söylemin “bu ülkede bir dikili ağacı bile olmadığı” metaforu üzerinde durmuştum. Ve kendileri bizzat, 4 dikili ağacı olmayanların ürettiği değerlerden 60 milyar doları aşkın mal ve mülkünü sattığını açıkladılar, şimdi de 12 şeker fabrikasını daha satışa çıkardılar!
Cumhurbaşkanı son zamanlarda savunma sanayii ile övünüyor ve kendi silahımızı ürettiğimizi söylüyor. Bakarsınız ki, bu savunma sanayiini de kendileri kurmuş.
Gerçekleri anımsatalım:
TUSAŞ: (Türk uçak sanayii), 1973
Aselsan, çok değerli, kuruluşu 1975!
Havelsan (Hava elektronik sanayii): 1982
ROKETSAN: 1988, ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi için.
Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı bünyesinde toplandı: 1987... bu çerçevede Aspilsan, İSPİR gibi yan kuruluşlar da var.
Bugün ulaştığı bilgi, tasarım ve üretim değeri bakımından olağanüstü işler başarıyorlar.
FETÖ’cüler bu kuruluşları dağıtmak, ele geçirmek için de girişimde bulundular ve şüphesiz ki casusluklar yaptılar. Kim bilir CIA’ya falan ne bilgiler aktı! Tabii en büyük yardımcı ve destekçileri de AKP iktidarıydı.
1970 - 1980’in başarısı
Cumhurbaşkanı övünüyor, yerli silah sanayiindeki gelişmeler için. Ama yarattıkları hava, sanki bu kuruluşları da kendileri kurmuş gibi. Oysa Türkiye’nin uyanışı Kıbrıs Harekâtı sonrası oldu ve tüm bu kuruluşlar ABD ve Batı’nın ambargolarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı neden bunun altını çizmez?
Evet, iktidarları döneminde savunma sanayi projelerini -sonraki dönemlerinde- desteklediler. Ve sonuçta bu süreçte yeni bir aşamaya ulaşıldı.
1980 ve 1990 yıllarında siyasi iktidarların ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki bilinç sıçramasının sonucudur. Milli gemi, milli tank vb. tüm bu sürecin parçalarıdır, fikir olarak bu iktidarın bir dahli yoktur bu süreçte, desteklemekten başka.
Sadece şimdi övünme payını çıkarıyorlar.
Yani savunma sanayii de onların yarattığı bir büyük değer değildir.
O zaman ne yarattılar? Yoksa sadece borç mu.. Yarın bu noktaya bakacağız.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları