Tarih:
06.11.2017
Orhan Bursalı: Bize yeni bir Cumhuriyet ve öncü yaratıcı sınıf gerek
Orhan Bursalı: Yeni Cumhuriyetçi veya yarını kuracak Bilgi Toplumu Sınıfı’nı düşününce.. Çok verimli bir tartışma alanında olduğumuz kesin.
Dün Doğan Kuban Hoca’nın Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki “Kaya Sınıf” üzerine gözlemlerini ve saptamalarını tartışmaya açmıştım. Kuban’ın, HBT’nin sonraki sayısında da konuyu bu kez üstyapı politikaları bağlamında sürdürdüğünü göreceksiniz.Kuban, çok sık dile getirdiğimiz bir saptamayı paylaşıyor öncelikle. Bugünkü politik tartışmaların ve gazete haberlerinin ve işlediği konuların kof ve boş olduğuna işaret ettikten sonra, “geleceğimizi şekillendirecek politik söylemin bilimden, ileri teknolojiden ve bunun üretim alanında iyi örgütlenmesinden söze başlaması gerek. Bu tek açık yoldur... Dünyaya egemen olan toplumların bilgi ve disiplinine sahip olmak toplumun çağdaşlığa yönelik düşünsel ve örgütsel olarak gelişmesi anlamına geliyor. Bu dünyada yaşamak hemen hemen Avrupa ve Amerika toplumlarının üretim kalitesine, bilgi ve disiplinine ulaşmayı gerektiriyor...” diyor.
Yeni ‘Cumhuriyet’e ihtiyaç
Hoca, geç dönem Osmanlı’nın çağdaşlaşma çabalarıyla bugünü kıyaslayarak, “daha geri” düştüğümüzü belirtiyor ve “Yeni bir Cumhuriyet” fikrini ileri sürüyor:
“Bize, Cumhuriyetin ilk döneminde olduğu gibi, fakat tamamen farklı koşullarda yeni bir öncü ve yaratıcı sınıf gerek. Bu sınıfın toprak ağası, mal mülk sahibi ve para spekülatörü olmaktan öte bir özelliği olması gerek. Cumhuriyet’n uzantısı ancak böyle bir gücün toplamasıyla meydana gelebilir.
Bu dinamik, mevcut egemen gruplar arasından çıkamaz, fakat bilincinin temeli çağdaş dünya olan bir toplum grubuna dayanması gerek. İçinde bulunduğumuz durumun analizini yaparak bunu başaracağını sandığımız bir odak şimdilik yok. Partiler, dernekler ve bütün iyi niyetli çabalar, yıllardır toplumun kafasını karıştıran sahte bir modernlik imgesi yaratıyorlar... yeni bir Cumhuriyete inanmak ilk adımdır..”
‘Kaya Sınıf’ın üstü
“Bize, Cumhuriyetin ilk döneminde olduğu gibi, fakat tamamen farklı koşullarda yeni bir öncü ve yaratıcı sınıf gerek. Bu sınıfın toprak ağası, mal mülk sahibi ve para spekülatörü olmaktan öte bir özelliği olması gerek. Cumhuriyet’n uzantısı ancak böyle bir gücün toplamasıyla meydana gelebilir.
Bu dinamik, mevcut egemen gruplar arasından çıkamaz, fakat bilincinin temeli çağdaş dünya olan bir toplum grubuna dayanması gerek. İçinde bulunduğumuz durumun analizini yaparak bunu başaracağını sandığımız bir odak şimdilik yok. Partiler, dernekler ve bütün iyi niyetli çabalar, yıllardır toplumun kafasını karıştıran sahte bir modernlik imgesi yaratıyorlar... yeni bir Cumhuriyete inanmak ilk adımdır..”
‘Kaya Sınıf’ın üstü
Yeni bir Cumhuriyete inanarak hareket edecek öncü ve yaratıcı bir sınıf...
Bu “sınıf” var. Bölük pörçük, partiler arasında dağınık. İlgisizce, tamamen eski bir politik söylemin egemen olduğu ülkede, eski bir sınıflandırma ve tutum gereği hareket eden bir “sınıf”.
Kuban’ın gözlemden yola çıkarak, Cumhuriyet’in yarattığı “Kaya Sınıf” olarak nitelendirdiği kesim, şüphesiz, yeni olarak varsaydığımız bu “sınıf”ın büyük ölçüde “üyeleri”.
Ama sadece onlar değil.
Türkiye’yi “tabanda” salt onlar ayakta tutmuyor. Onların bir “üst sınıfı”na çıkarsanız, çok geniş ve yaygın başka bir “yetişkin” ve işlerini mümkün olduğunca en iyi yapma uğraşı veren başka bir “yetişkin sınıf”ın varlığını görürsünüz.
Kim mi bunlar?
Bu “sınıf” var. Bölük pörçük, partiler arasında dağınık. İlgisizce, tamamen eski bir politik söylemin egemen olduğu ülkede, eski bir sınıflandırma ve tutum gereği hareket eden bir “sınıf”.
Kuban’ın gözlemden yola çıkarak, Cumhuriyet’in yarattığı “Kaya Sınıf” olarak nitelendirdiği kesim, şüphesiz, yeni olarak varsaydığımız bu “sınıf”ın büyük ölçüde “üyeleri”.
Ama sadece onlar değil.
Türkiye’yi “tabanda” salt onlar ayakta tutmuyor. Onların bir “üst sınıfı”na çıkarsanız, çok geniş ve yaygın başka bir “yetişkin” ve işlerini mümkün olduğunca en iyi yapma uğraşı veren başka bir “yetişkin sınıf”ın varlığını görürsünüz.
Kim mi bunlar?
Mesela anesteziyoloji ve reanimasyon çatısı altında toplanan uzmanlar.. Beyin cerrahisi, hematoloji, iç hastalıkları, nefrologlar, psikiyatristler vb. gibi belki yüzlerce dalda uzmanlaşmış ve yüzlerce dernek altında toplanmış kesim.
Öncelikle doktorları gündeme getirmemin nedeni, geçenlerde kongrelerine bir konuşma için yaptıkları davetti. Daha önce de mesela pediatristlerin kongresinde bulunmuştuk. Son zamanlarda çok sayıda bu tür kongreleri izleyerek gözlem yapma fırsatı bulduk.
Bunların önemli bir çoğunluğu çağdaşlığa uzanan yolda yürüyorlar. Şu partiyi bu partiyi destekliyorlar demiyorum. Şüphesiz büyük çoğunluğu, ülkemize - topluma siyasi arkaik dayatmalara kesin karşılar. Derneklerin tüm yöneticileri, üyelerinin mesleklerinde gelişmeleri ve çağdaş uygulamaları yakalamaları için çaba sarf ediyor. Yabancı tıp ve bilim insanlarını çağırıyorlar, tartışıyorlar. Bu anlamda evrenselleşmişler ve dünya ile uygun adımı yakalamaya çalışıyorlar. Bilimi en çok duyumsayan kitle.
Ben onları yeni bir cumhuriyetin öncü sınıfının parçası olarak görüyorum. Kimisinin bugün iktidar safında olmasının veya iktidara oy vermesinin bir önemi yok.
Eski anlayışların kalıpları
Öncelikle doktorları gündeme getirmemin nedeni, geçenlerde kongrelerine bir konuşma için yaptıkları davetti. Daha önce de mesela pediatristlerin kongresinde bulunmuştuk. Son zamanlarda çok sayıda bu tür kongreleri izleyerek gözlem yapma fırsatı bulduk.
Bunların önemli bir çoğunluğu çağdaşlığa uzanan yolda yürüyorlar. Şu partiyi bu partiyi destekliyorlar demiyorum. Şüphesiz büyük çoğunluğu, ülkemize - topluma siyasi arkaik dayatmalara kesin karşılar. Derneklerin tüm yöneticileri, üyelerinin mesleklerinde gelişmeleri ve çağdaş uygulamaları yakalamaları için çaba sarf ediyor. Yabancı tıp ve bilim insanlarını çağırıyorlar, tartışıyorlar. Bu anlamda evrenselleşmişler ve dünya ile uygun adımı yakalamaya çalışıyorlar. Bilimi en çok duyumsayan kitle.
Ben onları yeni bir cumhuriyetin öncü sınıfının parçası olarak görüyorum. Kimisinin bugün iktidar safında olmasının veya iktidara oy vermesinin bir önemi yok.
Eski anlayışların kalıpları
Başka? Aslında geniş akademik kadroya, ülkemizde yüksek lisans, doktora yapmışları da aynı gözle bakmak gerek. Yine söylüyorum, siyasi baskının kalktığı ve akademik özgürlük durumları söz konusu olduğunda, yine bu kesim de “Yeni Cumhuriyet”in üyeleridir.
İş dünyasında sayıları hiç de az değildir.
Eskiden “beyaz yakalı” olarak nitelendirilen, ama bence “Bilgi Toplumu”nun itici ve yaratıcı gücü olanların hepsi Türkiye’yi ileri taşıyanlar ve taşıyacak olanlar. Hepsi Yeni Cumhuriyetçi!
“Sağcı- solcu” gibi, geçmişin getirip önümüze yığdığı ve bizi bu açıdan böldüğü ve karşı karşıya getirdiği ve bu kalıplar içinde düşünmeyi dayattığı ayrımların kalkacağı zamanları düşünmeliyiz..
Yeni Cumhuriyetçi veya yarını kuracak Bilgi Toplumu Sınıfı’nı düşününce..
Çok verimli bir tartışma alanında olduğumuz kesin.
İş dünyasında sayıları hiç de az değildir.
Eskiden “beyaz yakalı” olarak nitelendirilen, ama bence “Bilgi Toplumu”nun itici ve yaratıcı gücü olanların hepsi Türkiye’yi ileri taşıyanlar ve taşıyacak olanlar. Hepsi Yeni Cumhuriyetçi!
“Sağcı- solcu” gibi, geçmişin getirip önümüze yığdığı ve bizi bu açıdan böldüğü ve karşı karşıya getirdiği ve bu kalıplar içinde düşünmeyi dayattığı ayrımların kalkacağı zamanları düşünmeliyiz..
Yeni Cumhuriyetçi veya yarını kuracak Bilgi Toplumu Sınıfı’nı düşününce..
Çok verimli bir tartışma alanında olduğumuz kesin.
Orhan Bursalı: Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI