loading
close
SON DAKİKALAR

Orhan Bursalı: Sorun ahlaki... Ve nereden buldun?

Orhan Bursalı
Tarih: 30.11.2017

Orhan Bursalı: Mesela MASAK veya savcılar, kalkıp da bu paraların kaynağı ne diye sorabilir mi? İsterse sorar. Ama buna cesaret edecek bir devlet görevlisi yoktur.

Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgeler, açıklandığı biçimiyle tamamen doğru olduğu varsayımından hareket ederek söylüyorum, bir ahlaki meseledir; ahlaki çöküntünün nasıl iktidar olduğunun veya iktidarın etekleri altında yaşandığının kanıtıdır.
Hepsi bu.
Cumhurbaşkanı daha belgeler açıklanmadan ön aldı ve adıma bir hesap bulursanız hemen istifa edeceğim, dedi. Bu konuda kendine güveniyor olsa gerek. Fakat Kılıçdaroğlu, doğrudan Cumhurbaşkanı’nı zaten suçlamamıştı. Salı günü açıkladığı belgeler de Cumhurbaşkanı’nın en yakınlarının yurtdışıyla parasal trafiklerini gösteriyordu. Man Adası’nda 1 Sterlin’e kurulan şirkete, Türkiye’den 20 gün içinde, oğlu dahil akrabalardan toplam 14 milyon 750 bin dolar gönderildiği ileri sürülüyor.
Cumhurbaşkanı onlara da kefil oldu, dışarıya gönderilmiş tek kuruş yok, dedi.

Vergiden kaçış, kişisel mali güvence

İddia şu: İktidar olarak “milli ve yerli” propagandasıyla ortalığı toz dumana bırakacaksın, milletin dolarına altınına göz dikeceksin, ama en yakınlar paralarını vergilendirmelerden kaçırarak, cennet adalarında açılan uyduruk şirketlere gönderecek...
Geçen ay Cumhuriyet’te yayımlanan Türk işadamlarının yine cennet adalarında açtıkları off-shore hesaplarıyla, aracı kuruluşlarla birtakım ticari işler çevirip vergisiz kazançla servetlerini hem hızla büyütme yoluna gittiklerini hem de “dış ülkelerde kişisel büyük mali güvenceler” inşa ettiklerini gördük. Ne olur ne olmaz abicim, burası Türkiye!
Şimdi Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı dışarıya servet transferi belgeleri ise başka tür bir dizi muamma içeriyor...

Sorular ve sorular

İddiaya bakarak soruyorum: Bu paralar neden bir kişinin şirketine gönderilmiş? Üstelik hepsi akraba-i taallukat’tan!
Bu paralar, tek kişilik şirkete, üstelik Türkiye Cumhuriyeti ile iş yapmış, doğalgaz boruları vb. döşemiş bir kişiye, neden gönderilmiş?
Bu adam bu dolarlarla ne yapmış? Hangi “şirketsel faaliyetlerde” bulunmuş?
Bu paralar şimdi şirket kasasında mı, dışarıda bir bankada mı?
Yoksa oradan başka hesaplara, şirketlere, kişilere mi havale edilmiş.
Bir borç ödeme mi, kirli bir alışveriş mi, nedir?
Bir ikinci kısım soru kümesi de var:
Bu akraba-i taallukat mensupları, bu paraları nereden bulmuş? Hangi ticari faaliyetlerden? Yoksa çocuklarının sünnet düğünlerine gelen hediyelerin toplamı mı? Veya miras paraları mı? Vergisi ödenmiş paralar mı?

Nereden buldun yasası

Türkiye’de “nereden buldun” yasasını bu iktidar kaldırdı. Ama 2016’da bir torba yasada, Maliye’nin, gelirinin çok üzerinde harcama yapanlara bu soruyu sorabileceğine ilişkin bir madde vardı. Yasalaştı mı bilmiyorum. Buna göre Maliye, vergi cezası alabiliyordu.
Mesela MASAK veya savcılar, kalkıp da bu paraların kaynağı ne diye sorabilir mi? İsterse sorar. Ama buna cesaret edecek bir devlet görevlisi yoktur.
Şunu belirtelim: Bu belgelerden yola çıkarak savcılıklar dava açamaz, çünkü cennet adalarında şirket kurmak, oralarda para tutmak, oralara para göndermenin yasal bir “suçu” yok. Ama bu paraların kaynağı ne diye sorulabilir, vergilendirilmemiş ise ceza kesilebilir.

Konu ahlakidir

Bu nedenle konu esas olarak siyasal ahlak meselesidir diyorum.
Bu para trafiğinin doğru olduğunu varsayarak soruyorum: Cumhurbaşkanı’nın yakınlarının, bilgisi içinde veya dışında, bu tür mali ilişkilerin etik olmayan çamurun içinde görünmeleri kabul edilebilir bir şey mi?
İktidarın tek yapabileceği şey, şüphesiz ki yüksek perdeden yalan-sahte nidalarıyla reddiyedir. Dahası, belgelere ve CHP’ye karşı, olayı çok bastıracak birtakım işlere de kalkışmaları mümkün.
İzleyip göreceğiz...

***

Rıza Sarraf’ın itirafçı olduğu resmiyet kazandı. ABD’ye gidip tutuklandıktan iki gün sonra, 24 Mart 2016’da “Beklenmedik gelişmeler neler olabilir” başlığı altında şöyle yazmıştım:
Türkiye’yi kasıp kavuran, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı zamanında, hükümetten bakanları düşürerek siyaset dışına iten 17-25 Aralık 2013 büyük rüşvet ve yolsuzluk olayının kilit figürünün ABD’de yakalanması, şüphesiz ki Türkiye’yi, AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanlığını, şirketleri ve bazı bankaları da birinci derecede ilgilendiren bir olay…
Bakalım neler olacak..

Orhan Bursalı: Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları