Orhan Bursalı; Rusların yanıtı kötü oldu. Savaşın “insani” tarafı yoktur. Kazanımları siler süpürür. ABD/NATO, Ukrayna’yı ateşe sürerek, bu jeostratejik güvenlik savaşının bir parçası/tarafı oldu. Hep dediğim gibi, yazık oldu.
ABD/NATO ile Rusya arasında, 17 yıldır olgunlaşan ve sonunda Ukrayna’nın başında çok kötü patlayan “güvenlik krizi”nin, iki süper gücün birbiriyle mesafelerinin bu kez kesin sınırlarının çizilmesiyle sona ereceği belli oldu. Rusya, 2024’ten beri ABD’nin Ukraynalı her türlü gücü eğitip Rusya’ya karşı silahlandırdığı, Lviv yakınlarındaki “Savaş Eğitim Merkezi”ni bombalaması, herhalde ABD/NATO’ya karşı en sert ikazdı.
NATO’nun yapabildiği açıklama “eğer bir üye ülkemizi vurursan...” oldu. Rusya’nın böyle bir projesi zaten yok. Zelenski’nin ABD ve NATO’yu Ukrayna savaşı içine çekme çağrılarının da sonuna gelindi. Böyle bir olasılık yok. Gelinen nokta, değerlendirmeme göre, “savaşın sonu” gibi. Ukrayna ile Rusya’dan gelen işaretler de “anlaşma” yönünde. Artık Zelenski ile Putin mi oturup konuşurlar bilemem. Fakat Rusya’nın işgalde “acele etmediği” görülüyor. Batı’nın eli kolu bağlı.
Her türlü işgalin büyük acılara yol açtığı, savaşın kötülüğü, tartışılmaz. Nitekim Ukrayna’da da Rus işgali ve bombalamaları, büyük yıkımlara yol açtı. Onaylanacak bir durum değil. Savaşla sonuç almak, dünyanın en kötü, en kaba eylemi. “İnsanlık dışı” diyemeyeceğim, savaş “insanlık içi” eylem. Ne yazık ki yaşadığımız gerçek bu. Kahrolsun hegemonya, sömürü savaşları!
Yaşadığımız dünya binlerce yıldır aynı dünya.. İnsanlık olarak çok ilerlediğimiz büyük bir illüzyondur. ABD/ NATO’nun elinde Irak, Suriye, Libya, Afganistan kanları duruyor. Vietnam kanı, Japonya’nın üzerinde patlattığı iki atom bombası, Latin Amerika darbeleri askeri diktatörlükleri, Türkiye’deki darbelerin arkasındaki varlığı, aslında ABD’yi en vahşi dünya jandarması yaptı. Ukrayna’yı ve Gürcistan’ı NATO’ya alma projeleri de ABD’nin Rusya’ya son darbesi olacaktı.
Rusların yanıtı kötü oldu. Savaşın “insani” tarafı yoktur. Kazanımları siler süpürür. ABD/NATO, Ukrayna’yı ateşe sürerek, bu jeostratejik güvenlik savaşının bir parçası/tarafı oldu. Hep dediğim gibi, yazık oldu.
Bunlar yaşanmadan da herkes kendi güvenli bölgesinde oturarak, “düşman” gördüğünün altını durmadan oymaya çalışmayarak, insanlığın oluşturduğu uygarlık - kültürel birikimi doğrultusunda hareket edebilirdi. Fakat bu birikimin ne yazık ki emperyalist hegemonya politikalarında etkisini sıfır olduğunu da biliyoruz. Değişmesi gereken temel gerçek budur.
Ama bu küresel emperyalist sömürü düzeni sürdükçe de değişmeyecek temel gerçek budur.
Savaş sona doğru gidiyor. Rusya’nın bir an önce işgali durdurmasını ABD/NATO’nun hiç isteyeceğini sanmıyorum... Ukrayna, NATO’ya üye olmaz. Diğer konular çözülür, Rusya garanti verir, Ukrayna’nın da yeniden inşası için tazminatını öder. ABD/ NATO da kışkırtmalarını keser. Tabii, eğer yarattıkları zenginlik ve refahı, tüm dünyayı yeni büyük bir savaşla berhava etmeyi planlamıyorlarsa.
Nihayet seçim yasasındaki değişiklikleri öneren tasarıyı Meclis’e getirdiler. Şüphesiz ki Cumhur İttifakı’nı ve küçük ortağı koruyan bir sistemi öneriyorlar. Başka türlüsü, tüm partilerin yararına bir sistem önermek akıllarından bile geçmez.
Partiler tartışıyor. Fakat en önemli nokta, seçimlerin tamamen AKP’nin oluşturduğu AKP hukuk sistemi ve hukuk adamlarının gözetiminde yapılacak olması. Şüphesiz başta Yüksek Seçim Kurulu bileşimi... Kararları kesin, biliyorsunuz.
Sanki her şey 2023 Haziran’da seçim yapılacakmış gibi yürüyor. 2023 Haziranı’ndaki seçim tarihine bu değişiklik şüphesiz ki yetişir.
Ama seçimler tarihinde olur mu, bu büyük bir muamma.
Muhalefetin erken seçim zorlamalarının zerre bir karşılığı olmayacak iktidarda.
Peki, zamanında seçim?!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
