Tarih:
02.11.2015
Seçim sonucunu son 15 gün belirledi
Orhan Bursalı: Temel soru: AKP’yi yeniden yüzde 49 gibi, 2011 seçim sonuçlarına taşıyan dinamik nedir?
Öncelikle belirtelim ki müthiş bir sürpriz sonuçla karşı karşıyayız. AKP’nin bile beklemediği bir sonuç. AKP’ye yakın anket şirketinin bile en son yüzde 44.7 tahmin ettiği oyun 5 puan üzerinde bir seçim sonucunun, bizim kestirimlerimizi ve değerlendirmelerimizi bile yer yer çöpe atması çok doğal.Temel soru: AKP’yi yeniden yüzde 49 gibi, 2011 seçim sonuçlarına taşıyan dinamik nedir?
Bu sorunun yanıtı son 5 ayda, özellikle de son 1 ayda, son 15 günde yaşadıklarımızda yatıyor.
4 düşmanla savaş başarı getirdi!
1) Türkiye 7 Haziran seçimlerinden sonra bir kaos ortamına yuvarlandı. RTE strateji değiştirdi, çözüm sürecini rafa kaldırdı, PKK zaten savaşa hazırdı ve ilk şehitlerle birlikte savaş başladı.. 5 aydır bu savaşın içindeyiz. AKP, PKK’yi Kandil dahil görülen her yerde vurdu.
2) Son bir ay içinde ikinci bir dinamik girdi sahneye: IŞİD! Ankara katliamının ardından, iktidar IŞİD’e karşı da savaşı gündeme aldı. Bu, son 10 gün içinde gerçekleşti. Gaziantep’te basıldılar, yakalandılar, öldürüldüler. İstanbul ve pek çok kentte baskınlar yapıldı. Seçime üç gün kala RTE IŞİD’li canlı bombaların bu kez Suriye’ye kaçarken yakalandıklarını söyledi. Son 2 gün önce de savaş uçaklarımız Suriye’de IŞİD’lileri vurdu!
AKP, Türkiye’ye karşı büyük tehditlerden birine dönüşen IŞİD’e karşı da savaşıyordu! Her ne kadar öncelikle içeride kendi yarattığı heyula olsa da, seçmen nezdinde olumlu bir puan ve AKP’nin IŞİD’i koruyup kolladığı yolundaki göreceli algı yerle bir oldu.
3) Suriye sınırlarımızda büyük bir savaş ve tehlike, Türkiye için de büyük bir tehdit olarak ortaya çıkıyordu.
4) Son bir hafta içinde, bu savaşılan düşmanlar sepetine Cemaat de atıldı. Cemaatin özellikle ABD’nin maşası olduğu, “üst akıl”ın oyuncağı olduğu şeklindeki iktidarın siyasal yaklaşımı, halk içinde genel kabul gördü. İktidar ona karşı da savaşıyordu... Cemaati de son bir hafta içinde bu düşman sepetinin içine atması, AKP aleyhine değil, lehine bir etik yaratacağını, Habertürk TV’deki geçen Enine Boyuna’da, program arasında, arkadaşlara belirtmiştim.
Güvenlik meselesi öncelikliydi
Anketlerin hepsi çuvalladı, ama bir noktayı saptadılar: Seçmen için güvenlik meselesi ön plana çıktı! Bütün diğer sorunlar arka plana itilmişti. Ne CHP’nin ikramiye vaatleri ne başka bir şey.
Daha önce yazmıştım: Böyle kaotik ve savaş durumlarında, sosyal ve siyaset bilimcileri, seçmenin “savaş içindeki” iktidar partisinin yanında yer aldığını belirtirler..
22 Temmuz tarihli yazımda şunu vurguluyordum: “Felaket, kaos, karışıklık, katliam, cinayet, dış düşman, savaş.. Böyle ortamlardan en çok kim yararlanabilir? Millette, ‘AKP seçimde iktidar olamadı, kaos ortaya çıktı’, duygu ve düşüncesini yaratmaya yönelik bir psikolojik savaş sürdürüyor iktidar. Ortalama, büyük seçmen kitlesi, gerçeği değil, kendisine sunulmak isteneni doğru olarak algılama eğilimindedir. İktidar, Ankara katliamından sonra oylarında yükselmeler olmasının sevinci içinde..”
Anket şirketleri yüzde 49’u göremediler, belki de buldukları oranlara inanmadılar, bilemem. Ama ciddi araştırma yapan şirketlerin toplu olarak yüzde 5-6 yanılması çok zordur. Bu durum, özellikle IŞİD’e karşı savaşın gündeme alınması ve “Cemaat düşmanının” da son anda canlandırılması, belki de yüzde 44’ün üzerine artı 5 puanlık bir kümülatif etki yapmıştır.
AKP baskıyı artırır mı, sanmıyorum
Yazacak çok şey var, 3 noktaya değineyim:
1) PKK zaten kaybedecekti. HDP, PKK ile ayrışmamasının sonucunu yaşıyor. PKK’nin yanında saf tutan HDP milletvekillerini izledi millet. Kürt seçmen AKP’ye geri döndü. Bu Kürtlerin Türkiye ile birlikteliğinin işaretidir. İyi bir şey! PKK zaten kaybedecekti, istediği sonuç oldu ve HDP’yi de peşinden sürükledi!
2) “Şehitler geldikçe, MHP yükselir” gibi bir ucube denklem vardı. Neden MHP yükselsin ki, PKK ile aktif savaşan AKP idi; MHP’nin önemli bir kesimi için tayin edici olan PKK idi, “Akkurtlar” AKP’ye gitti. Ayrıca MHP’de politika ve lider değişimi gündeme gelir.
3) AKP seçimden sonra baskı politikasını, otoriterleşmeyi sürdürür mü? Ben tersi olacağını umuyorum. RTE “savaş politikasını” gevşetir. Çünkü en büyük korkusu “iktidardan düşmek”ti. Bu olasılık ortadan kalktı. Ekonomi, AKP’ye daha zorba yönetim olanağı vermez. AKP iktidarı zorlukların üzerinde yürüyecektir.
Peki, AKP başkanlık anayasasını gündeme getirir mi? Bu milletvekili sayısıyla imkânsız, ama bir olasılık var, bunu sonra yazacağım.
Orhan Bursalı - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI