Seçimlerin ve iktidarın meşruluğunu tartışmaya açmak..
Orhan Bursalı: AKP ekonomik krizden çıkmanın yolunu, çok büyük bir enflasyon ve pahalılık dayatmakta görmektedir. Halkı daha yoksullaştırarak büyük bir servet transferi planlamaktadır. Yunanistan’da bankalar için Çipras ne yapmıştı?
AKP ve iktidarının ve ortağının İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin, durmadan uyduruk suçlar ve iddialarla YSK’yi baskı altına almaları, çok yaygın bir inanışa gerçeklik mi kazandırıyor: AKP iktidara gelmek için demokrasiyi, seçimleri bir araç olarak kullanır, ama iktidardan gitmemek için de ne sandık tanır ne yasa.
AKP, seçimlerde bir hak aramanın çok ötesinde, kaybettiği seçimleri kabul etmemek ve devlet kurumları üzerindeki nüfuzunu kullanarak sonuçları iptal ettirmek gibi bir irade sergiliyor.
AKP gerçekten seçimleri kaybettiğine inanmıyor mu? Gerçekten hakkının yendiğine mi inanıyor?
Hayır, kaybettiğini biliyor.
Anketlerden biliyorlardı sonucu
Seçim öncesi yaptırdıkları tüm anketler İstanbul’un tam bir denge durumunda bulunduğunu, az bir farkla kaybetme olasılığının olduğunu gösteriyordu. Anket şirketleri sonuçlarıyla birlikte sağ salim duruyor!
Cumhurbaşkanı tüm bu raporları biliyordu.
Dahası, bugüne kadar yapılan seçimlerdeki anketler hakkında zerre konuşmazken, ilk kez anketlere güvenmeyin diyordu. Bir anket sonuçlarını murdar ilan etmedikleri kalmıştı, ama seçim sonuçlarını ettiler!
RTE, Binali Bey gibi partisinde ağırlığı en çok olan insanı aday göstererek, seçimleri garanti altına almak istedi.
Yetmedi, bizzat kendisi İstanbul’da tur üzerine tur attı, yani tüm ağırlığını koydu.
Ama anket sonuçlarının kendilerine seçim öncesi gösterdiği sonuçları değiştiremediler.
Ne istediklerini biliyorlar mı?
Peki, ne istiyorlar? Ortada tek kalan sandığı devirmek mi, yoksa, YSK’nin seçimlerin tekrarlanması kararı vermesi durumunda, “Biz hakkımızı aradık, YSK de kararını verdi, hepimiz buna saygı göstermeliyiz” diyerek, göstermelik bir hukuk hokkabazlığını, “her şey yasal” masalını millete ve dünyaya yutturacaklarına mı inanıyorlar?
Hayır, sadece şu ortaya çıkacaktır: AKP normal bir sistem partisi değildir ve hiç olmayacaktır.
İktidarın “İstanbul her şeyden önemlidir, seçim sonucu ne olursa olsun bizde kalmalıdır, İstanbul’u asla veremeyiz, vermeyiz” düşüncesi tescil edilecektir.
Sonuçları büyük olur
Böyle bir kararın yansımaları büyük olur.
Eğer İstanbul için böyle bir sonucu gerçekten dayatıyorlarsa ve istiyorlarsa, ekonominin daha derin uçuruma yuvarlanmasını kabul ediyorlar demektir.
Bu da şu demektir: AKP ekonomik krizden çıkmanın yolunu, çok büyük bir enflasyon ve pahalılık dayatmakta görmektedir. Halkı daha yoksullaştırarak büyük bir servet transferi planlamaktadır. Yunanistan’da bankalar için Çipras ne yapmıştı?
Bunlar çok kötü senaryolar, biliyorum.
Ayrıca çok önemli bir nokta daha var.
Diyelim YSK, olmaz ya, tarihinin en büyük hatasını yaptı ve AKP dayatmalarına yol açtı.
Peki, diyelim ki seçimler tekrarlandı; AKP daha büyük bir farkla kaybetmeyi göze mi alacak, Binali Bey yeniden sahneye mi çıkacak, bu durumda bu kez iktidarına daha büyük bir çizik attıracak, bunu göze mi alıyorlar?
Yoksa tekrarlanacak seçimler için “atı alan Üsküdarı geçti” planları mı var?
Sonraki seçimler meşru mu?
Başka çok önemli bir nokta daha var:
4 yıl sonra yapılacak seçimleri de daha şimdiden sonuçları belli büyük bir palavra olarak ilan etmiş olacaklar.
Zaten artık gündeme gelecek seçimlerin yasallığı ve meşruiyeti de eninde sonunda düşecek.
İstanbul’u vermemek için bin bir dereden su getiren bir iktidar, ülke yönetimini devretmemek için neler yapmaz?
***
Eminim YSK ülkeyi en azından şimdilik rahatlatacak bir karar açıklayacaktır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları