Türban konusunda çok yanlış adımlar
Orhan Bursalı; AKP’li seçmenin asla kazanamayacağınız, ikna edemeyeceğiniz bir çoğunluğu olacağını kabul etmelisiniz, biz hepsini kazanacağız, herkesle birleşeceğiz politikası zerre akılcı değildir ve sizi güncel hedeften saptırır.
Türban / başörtüsü konusu ülkede aşılmış.. AKP saflarında “İktidara gelince türbanı yeniden yasaklayacaklar” propagandası alttan alta ısıtılınca, Kılıçdaroğlu (herhalde partisi ile de görüşerek, hatta ittifakın diğer bileşenlerini de bilgilendirerek), türban meselesini bir yasa maddesi ile siyasetin gündeminden çıkaralım girişiminde bulundu. Bu bir güvence sayılabilirdi.
İlk başta, yine türban üzerine tartışmalar gündemi meşgul edecek, ana konular arka plana itilecek itirazımı arka plana iterek, yasa önerisine yine de olumlu yaklaştım.
Düşünülmeyen bir nokta ortaya çıktı: Türban AKP müktesebatının bir parçası, CHP’nin yasa önerisine asla destek vermeyecekleri açık (CHP de böylece açığa düşecekler diye düşünmüş olmalı!) ve 2007- 2012 yılları sürecindeki tüm türban tartışmalarını gündeme getirecekleri ve haftalarca sürecek bir türban tartışmasını sürdürecekleri, can alıcı tüm sorunları ötelemeye girişecekleri görülmedi.
HATA YAPILDI
Özgürlükler bir bütün. Dezenformasyon yasasıyla tamamen yasaklı, cezalı, habere konuşmaya yasak ve ağır cezalar koyan bir ülkeye dönüştürülmeye çalışılan bir ortamda, özgürlük denince “türbanı, tarikatı, ensarı, cemaatleri” anlayan, “Özgürlükleri biz getirdik” yalanıyla ortalıkta dolaşan bir iktidarla, hiçbir ortaklık kurulamayacağı görülemiyor.
İşte gelin bunu anayasanın bir daha değiştirilemez maddesine dönüştürelim önerisi, böyle bir arsızlık içeriyor. Yasaklar cenderesine tıkılan bir ülkede, zaten özgür - serbest olan türbanı mı konu etmeliyiz?
AKP BİR ÖZGÜRLÜK YALANIDIR
Hayır, “Gelin anayasanın basın hürdür sansür edilemez, habere yasak konulamaz, insanların TV’lerde özgürce konuşmasından dolayı TV’lere asla ceza verilemez, ifade özgürlüğü asla kısıtlanamaz, dezenformasyon yasası ile iktidarın emrindeki mahkemelerin, RTÜK’ün, BİK’in anayasayı -yasaları çiğnemesi kabul edilemez konusunu bir daha anayasa maddesi yapalım” denmesi gereken bir ortamda, kılık kıyafeti AKP’ye büyük bir yem olarak atmak, yanlışın da yanlışı bir adım.
İktidar özgürlük yalanı arkasında duruyor.
Başörtüsüne -türbana yasallık kazandırma girişimini, tamam ülke gitti, şeriat geldi zırvalığına alet etmek, nasıl kabul görecek hatta tartışılacak bir görüş değilse... Ülke batmışken türbanı günlerce sürecek bir karşı saldırı maddesi yapmak da o kadar yanlış...
HEDEFİ SINIRLI TUTUN, DAĞITMAYIN
CHP ve Millet İttifakı’nın ana gündem maddesinden asla sapmamaları gerekiyor.
Konuyu, hedefi dağıtmak, odaktan uzaklaşmak olur.
Şimdi görüldüğü gibi, çırpınan iktidara can suyu vermek olur.
AKP’li seçmenin asla kazanamayacağınız, ikna edemeyeceğiniz bir çoğunluğu olacağını kabul etmelisiniz, biz hepsini kazanacağız, herkesle birleşeceğiz politikası zerre akılcı değildir ve sizi güncel hedeften saptırır.
İktidarın ekmeğine yağ sürer. Batağa saplanmış iktidara, başını kaldırma ve yalanlarla karşı saldırıya geçmesine zemin hazırlar.
Atılacak adımlar iyi tartışılmalı, önü arkası varacağı nokta ve iktidarın vereceği yanıtlar düşünülmeli ve öyle hareket edilmeli..
TEK PARTİ GİBİ
Bence bu tür konular artık Millet İttifakı’nın görüşleriyle biçimlensin.
Millet İttifakı artık “tek parti” gibi hareket etmek zorundadır.
Partiler yok, iktidarı kazanmak var.
Beş yıl boyunca batırılan ülkeyi her açıdan ayağa kaldırmak var.
Parti yararı yok, ülke yararı var.
Tali meseleler, odaktan saptıracaktır...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları