Türkiye gelecek kurabilecek, ayakta kalabilecek mi?
Orhan Bursalı; Döngüsel bir ekonomi kurabildik mi, yenilenebilir enerjide hızlı değiliz. Sürdürülebilir bir tarım politikamız var mı?
Biliyorum, iç siyasi ihtirası yüksek yazılara ilgi daha çok.. tam dönecektim ki içe, İsviçre Alpleri’nde eriyip yok olan buzullar için İsviçre İklim Koruma Derneği düzenlediği cenaze töreni haberini Cumhuriyet’te okuyunca sorumluluğumu anımsadım. Sanki Alp buzulları için değil de yerküremizde yaşayan pek çok canlı için yapılmış bir erken elveda töreni gözümün önünde canlandı.. Ama, Türkiye tabii ki var!
Üstüne bir de dünyanın en kötü muhafazakarı Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan ülkesini çekmek için resmi süreci başlatması tuz biber ekti. Neymiş, ABD’nin ekonomik rekabetine zarar veriyormuş! Sanayi üretiminin ilkelliğine geri dönüş.
Bakıyorum eleştirilere, en hafifi “sorumsuz ve saygısız.” 4 Kasım 2020’de geri çekilme süreci resmiyet kazanacak. Umarım seçimi kaybeder. Çünkü iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülke ABD! Tayfunlar kasırgalar ve mesela Kaliforniya’daki önlenemez yangınlar can ve mal kaybının tepelere yükseltiyor. Ama ne gam!
Grönland’ı neden istedi?
Trump, Grönland’ı Danimarka’dan satın almak istemişti birkaç ay önce. Satılık malımız yok, yanıtını alınca da Kopenhag gezisini iptal etmişti. Bu kadar da yüzsüz..
Neden Grönland’a göz diktiğini biliyor musunuz?
Grönland eriyor! Gelecek için iyi bir yatırım bölgesi olarak görüyordur! Yüzde 80 kadarı buzullarla kaplıydı bu ada, buzulların derinliği yarı yarıya azaldı. Bu yıl rekor erime oldu. Bir buzulda, 15 yıl içinde 100 metre incelme saptandı! Sadece bu incelme deniz seviyesini 1 mm. yükseltti. Danimarkalı bilimciler sadece bu yıl 9 metrelik bir incelmeden bahsediyor.
Alaska da tarihinin en yüksek sıcaklığını yaşadı bu yıl: 16 dereceyi gördü termometreler! Biliyorsunuz, ABD Alaska’yı Rus çarlarından satın almıştı! 1867’de 7.2 milyon dolara! Tarihin en kârlı alışverişini anımsayan Trump, Grönland’ı da alabileceğini sandı.
Suriye’deki petrol sahaları için de bir ödeme önerir mi?
Amerikalı ve dünyadaki diğer vicdanlı bilim insanları, dünyada 50 yılda dengeli adil bir toplum kurulabileceğinin hesabını yapıyor. Örneğin Sachs, Çin’in 1.4 milyar insanının refah düzeyini önemli ölçüde yükselttiğini, yüzde 80’i fakir olan Çinlilerin 40 önceki yoksulluğunu bitirdiğini ve bunun inanılmaz bir gelişme olduğunu anımsatıyor! Şüphesiz çevresel sorunlar var! Diyor ki: ABD, yüzde 4.4 nüfusuyla dünyanın yüzde yüzünü yönetemeyeceğini eninde sonunda anlayacak.
Sachs, 6 büyük dönüşüm öneriyor
Bunlardan en önemlisi mesela okullarda çocuklara bilim ve teknoloji, bilgi teknolojilerini öğretmeyi ve üretmeyi hedef alan bir öğretim müfredatı var mı okullarda.. Biz bilim ve teknoloji temelli bir eğitim vermiyoruz!
Yükseköğrenim öğretim ne kadar iyi? Bu geleceği kuracak gençlerin ülkeye katabilecekleriyle yakından ilişkili! Üniversitelerimizde niteliğin çok düük olduğunu ve öğrenimin geri olduğunu yaza yaza bir hal olduk!
Düşman bir toplum mu yaratıyorsunuz yoksa birbirini seven ve işbirliği yapmasını hedef alan bir siyasal toplumsal bir yapı mı? Toplumsal enerjimizi neye harcıyoruz?!
İyi bir sağlık sistemi var mı? Şüphesiz bu konuda ülkemizde iyileşmeler var, fakat ideal bir sağlık sistemini kurabilmiş değiliz. Mesela aşı karşıtlığı toplumda temel bulabiliyor, toplumun beslenmesi de sağlıkla ilgili önemli bir konu. İnsanlarımızın toplumsal sağlığına önem veren bir iktidar yapısı mı var. Çevre sağlığını öne alıyor muyuz, hayır. Toplumu fast food yemeklerden uzaklaştırma ve metabolik hastalıkların gelişmesini önleme politikamız var mı? Gençler arasında sigara içimini engelleyemiyoruz! Neden? Koruyucu hekimlik ana politika olamamış.
Sorunları hükümet çözemez
Döngüsel bir ekonomi kurabildik mi, yenilenebilir enerjide hızlı değiliz.
Sürdürülebilir bir tarım politikamız var mı?
Sachs bakın ne diyor:
“Ülkeniz inanılmaz, dört mevsimi farklı zamanlarda yaşıyorsunuz, öyle bir ikliminiz var.. Çin ile Avrupa arasındasınız, bu konum ülkeye inanılmaz bir ivme yaratır.
Türkiye, ABD’nin yapamadığı, komşularla ve dünya ile işbirliğini gerçekleştirirse, ülkeyi kimse tutamaz! Sorunları hiçbir hükümetiniz tek başına çözemez. Toplumla sivil örgütlerle birlikte çalışmalı.. Çok paydaşlı bir toplumuz!
Ne diyorsunuz gelecek için?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları