loading
close
SON DAKİKALAR

Ülkenin gençlere verdiği umut: İlahiyat oku! Ama iktidarın geleceği yok

Orhan Bursalı
Tarih: 03.09.2020
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı: Öte yandan aslında gençlerin büyük çoğunluğu geleceğe iyi bakıyor, iktidarın geleceği olmayan rüşvetine hücum etmiyor.

Yükseköğretim Kurulu Sınavları (YKS) siyah-beyaz bir ayrımı sergiledi. Öğrencilerin tercihi, ülkenin siyasi bölünmesine ve iktidarın ülke gençlerine gösterdiği üretimsiz, devlet garantili maaş, verimsiz bir “çalışma alanı”na uygun düşüyor. Sınava giren adayların en çok hangi bölümleri tercih ettiğine ilişkin haberle ilgilendiniz mi?

Tıp kontenjanı 16 bin 804 (tam dolu) ve ilahiyat 15 bin 212, tam dolu.

Geleceğimizi konuşuyoruz!

838 bin 221 kontenjandan 781 bin 165’i doldu, yüzde 80.

Üniversite sayısını ve yıllık üniversite öğrenci alımını tartışmıyorum. Aynı nüfuslu iki ülkede Almanya’da 100 kadar üniversite varken, TR’de 210 kadar olmasını, çok büyük çoğunluğuna üniversite bile denemeyeceğini, üniversitenin toplumsal işlevini ve varlığını, ki bunlar temel meseleler, bir kenara bırakıyorum.

İlahiyat fakültelerine bu talep nereden patladı?

İlki, son 9 yılda bu fakültelerinin sayısının atomik bir patlamayla 22’den 108’e çıkarılması...

Son 10 yıl içinde 24 hukuk fakültesi açılırken, din memuru/öğretmeni yetiştirecek 68 fakülte açıldığını, öncelikle belirtelim.

Bu bir hükümet politikasıdır

İktidar, devlet kadrolarına ağırlıklı ve öncelikli olarak ilahiyat mezunlarını tercih ediyor. Tüm sınavlarda mesela yazılıda 100 alsanız, sözlüde dışlanıyorsunuz. Yazılıda 10 alanı ile tercih edebilirler.. Devlet kadrolarını tamamen liyakatsiz insanlarla doldurma politikasıdır. Memur kadrolarına ilahiyat mezunu tiplere ihtiyaçları var.

İkincisi tüm okullarda ve aklınıza neresi gelirse artık, ilahiyatçılara -din ve ahlak bilgisi öğretmeni kılığı altında- ihtiyacı var. Bitmez tükenmez bir gereksinim bu!

Öğrenci velileri garantili iş olarak gördükleri için çocuklarını devlete sokmanın yolu olarak ilahiyatı tercih ediyorlar. Akıllıca tabii onlar açısından! Mesela sosyoloji okuyacak, kimya, siyaset vb. okuyacak da ne olacak, hepsi işsiz güçsüz üniversite mezunu insanlar!

Karamsar değilim:

 Çok mu karamsarım! Toplama baktığımızda değilim! Siz de bakın:

Hemşirelik, 14 bin 284 kontenjan dolu.

Psikoloji bölümleri, 10 bin 226 kontenjan dolu (toplumsal sorunlar ve kentleşme psikologlara ilgi ve ihtiyacı artırıyor).

Beslenme ve diyetetik, 5 bin 426 dolu (sağlıklı beslenme şişmanlık toplumsal büyük sorun olunca!).

Matematik, 5 bin 245 dolu.

Bilgisayar programcılığı, 14 bin 638 kontenjan dolu.

İlk ve acil yardım programları, kontenjanı 13 bin 006 dolu.

Tıbbi görüntüleme teknikleri, 7 bin 408 kontenjan dolu.  

Yani baktığımızda, ilahiyatın devlet gücüyle, garantili iş vaadiyle zorla dayatıldığı görülüyor. Toplumun katma değerine üretici olarak katılma, al maaşını, ezberlediklerini veya sana söylenenleri tekrarla, salla başını.

Öte yandan aslında gençlerin büyük çoğunluğu geleceğe iyi bakıyor, iktidarın  geleceği olmayan rüşvetine hücum etmiyor.

Belki gençleri anlamak için Yeditepe Üniversitesi’nin MAK Danışmanlık işbirliğiyle 71 ilde, 18-29 yaş grubu genç gerçekleştirdiği “Türkiye Geneli Gençlik Araştırması”na da bir açıdan bakmak gerek, çünkü gelecek için bir fikir veriyor ve iktidarın kurmak istediği Türkiye ile çelişiyor:

Geleceği okuyamayan bir iktidar

 Mesela:

* Gençlerin yaklaşık dörtte üçü laikliği; Cumhuriyetin kazanımlarını korumada çok önemli görüyor. 

* Yüzde 43.8’i ülkemizde kendimizi özgürce ifade edebildiğimiz şartlar olduğunu düşünmüyorum demiş. 

* Kalıcı olarak bir başka ülke vatandaşlığı verilse Türkiye’yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünenlerin oranı yüzde 64; yüzde 59’unun gitmek istemesinin nedeni daha iyi bir gelecek...

* “Size göre Türkiye’de yetenekli bir gencin başına aşağıdakilerden hangisinin gelme ihtimali daha yüksek” sorusuna, gençlerin yüzde 77.6’sı “Genç yetenekli olsa da torpili yoksa, torpilli biri onun önüne geçebilir” diye cevap vermiş. 

Gördükleri Türkiye tablosu çok gerçekti.

Gençlerin siyaset algısıyla önceki kuşakların algısı arasında çok büyük farklılıklar var. Yeni nesil, siyaseti dijital ortamda mukayeseli değerlendiriyor. Parti programlarını okumuyor çünkü siyasilerin bu programlara uyduğuna inanmıyor. Gençler siyaseti de kendileri gibi yeni nesil olarak okuyor. İkna olması gerekiyor. Yaş aralıkları itibarıyla ilgi yaş büyüdükçe artıyor.

***

Türkiye’nin tercihi ile iktidarın Türkiye tercihi arasında dağlar var, bu da AKP iktidarının neden tutunamayacağının güçlü bir işareti..

 

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları